Bölüm-12

156 15 6
                                        


Selamlar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🙏 benim en büyük motivasyonum oylarınız ve yorumlarınız. ♥️




Savaşın şu an iki seçeneği vardı.Ya elimi tutup beni buradan çıkarabilirdi ya da arkasına bakmadan beni geride bırakarak çıkıp gidebilirdi, bakışlarımı merakla savaşa döndürdüm.

"Beni ondan ayıramazsınız..." dedim savaşın gözlerinin içine bakarak, filim son hamlesini oynamıştı, şimdi hamle sırası ondaydı savaş başaran hamlesini nasıl oynayacaktı?

Araftaydım, ya da araftaydık. Savaş başaranı oyunuma ne kadar inandırabiliyordum? Şüphelendiği için mi kurtarmaya gelmişti yoksa gerçekten yardım etmek için mi gelmişti? Kafamda binlerce soru vardı. Savaşın kitap olmasını diliyordum içimden delice şu an sadece sayfalarını teker teker her ayrıntısına kadar okumayı istiyordum. Önemli yerlerin altını çizmeyi, önemsiz yerleri geçmeyi istiyordum. Ama savaş başaran bir kitap değildi, tam yanımda duruyordu ona bakıyordum ama ona uzun uzun bakarken bile ne hissettiğini anlamıyordum.

"NE DEDİN SEN!" dedi sahte babam mehmet üzerime doğru gelerek, bu hamlesini savaşın ona karşı doğrulttuğu silah engellemişti. "BU ONU RAHAT BIRAKMANIZ ADINA YAPTIĞIM İLK VE SON UYARI OLACAK!" dedi savaş, kendini toparladı hepsinin gözlerinin içine baka baka bağırdı, meydan okuyordu. Ama Elimi hala tutmamıştı.

"Biz şimdi buradan çıkıp gideceğiz." evet savaş gidelim! Ama nereye gidelim? "eğer Mina'yı aradığınızı, takip ettiğinizi öğrenirsem o zaman-"
Savaş onları tehdit ederken tabi ki deli abi eray durmayarak "Ne yaparsın lan!? Kimsin ki sen?!" diye yüksek bir çıkış yaptı.

"Kardeşinin sevdiği adamım..." ellerime sonunda sardığı elini hissettiğimde derin bir nefes almıştım. Bir an hiç tutmayacağını ve benim elimin mal gibi ortada kalacağını bile düşündüm. "Bırak Mina'yı!" dedi Mert

"Bakın, anlaşmamız basit olacak!" dedi savaş, deli tarafını şu an açmıştı sanırım çünkü gözleri öyle ürkütücü bakıyordu ki bu hepsinin numaradan da olsa bir adım geriye gitmesine sebep olmuştu. "Siz, Mina'dan uzak duracaksınız, ben de sizi öldürmeyeceğim."

"Baba şu şerefsize bak, bizi öldürecekmiş sen kimsin ki lan?" Eray'ın sorduğu ellinci sen kimsin sorusuna savaştan eni sonu bir cevap gelecek miydi bilmiyorum. Ama savaş gittikçe öfkeleniyordu iki adamı da 'şerefsiz' kelimesini duyduğu an silahlarını sahte aileme doğru büyük bir kararlılıkla doğrultmuşlardı.

"Mina'yı buradan götüremezsin! Bizimle gelmek zorunda!" dedi Mehmet abi, bunu demesinin sebebi savaşın gitmek için adım atmasıydı, adamları hala onlara silah doğrultuyordu ama savaş silahını indirmiş beni deponun kapısına doğru yönlendirmişti.

"MİNA!" dedi Eray, durmadım ya da durmadık ama o durmamızı sağlayacak hamleyi yaptı ve silahıyla havaya ateş etti. Korkmadım, ben silah sesine alışıktım ama mina ne kadar alışıktı orasını bilmiyordum. "EĞER O ADAMLA GİDERSEN SENİ BULURUM!"

"SENİ DE ONU DA ÖLDÜRÜRÜM!" erayın bu açık açık tehditi, Mina'nın savaşın eline daha sıkı sarılmasına sebep olmuştu. Ağlamıyordu Mina, güçlüydü dik duruyordu ama savaşın elini o kadar sıkı tutuyordu ki savaşın eli sıkmaktan kızartmıştı belki de "arkanı dönme" dedi savaş kısık sesle tam vaktinde demişti çünkü tam şu an boş boş ne yapacağımı düşünüyordum.

"SON ŞANSIN BU MİNA! EĞER O ADAMLA GİDERSEN İKİNİZ DE ÖLÜRSÜNÜZ!" dedi Mehmet abi ikna etmeye çalışıyor gibi değil açık açık tehdit ediyordu. Hem de sahte sevgilimi öldürmekle, o sahte sevgili savaş başaran olmasa buradan gitmem biraz sıkardı.
"BUNU SEN İSTEDİN!" dedi Eray, silahını hazırlamıştı tetiğini çekmesi an meselesiydi, demek Mahir baba bu kadar ileri gitmelerini söylemişti.

Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin