I.

138K 4.4K 1.1K
                                    

Herkese merhaba! Yeni kurgu hakkındaki görüşlerinizi bekliyorum. Desteklemek için oy vermeyi unutmayın. Şimdiden teşekkürler...

Keyifli okumlar !


24.01.1999

Genç komiser sıkıntılı bir şekilde eline aldığı bebeği sallıyordu. Bu izbe yere geleli saatler olmuştu. Saatlerdir ağlayan bebek, bir saniye de olsa susmamıştı. Elinde bebeği sallaya sallaya kendisi de bir hal olmuştu. Kaza alanına döndü. Baktığı manzara genç komiserin içini burkmuştu. Yine canlar verilmiş, geriye kalan küçük canlar bırakılmıştı.

"Susmadı mı daha o velet ?" diye soran komiser arkadaşını duyar duymaz bakışlarını kazadan çekti. Elinde raporlarla, bu soğuk havada herkes gibi çalışıyordu.

"Yok susmadı... Katılacak ağlamaktan. Ne nazlı bir şey bu anlamadım ki ?" derken sonunda küçük bir tebessüm oluştu dudaklarında. Pamuk kadar narin bebeğe baktı. Annesi, kazayı anlamış olmalı ki küçük kızını canı pahasına korumuştu. Büyük kızı da şu an hastaneye kaldırılmış, durumu ise bilinmiyordu. Arkadan duyduğu çakar sesi ile ikilinin bakışları oraya döndü. Bu soğuk ve karlı havada ancak gelebilen destek ekiplerine doğru ilerledi genç komiser. Ekip arkadaşları, kucağındaki bebeğe acıyan bakışlar atarken bindi bir polis arabasına ve o gece, o kızın hayatının karardığı alandan uzaklaşmaya başladı.

Araba sallantısı ile ağlaması kesilen bebeğe baktı genç adam. Uyuklayan yüzü incelerken geniş bir gülümseme belirdi yüzünde.

"Ulan zilli... Sabahtan beri sallıyorum uyumadın şimdi araba sallanınca mı uyuyorsun ?" diye kısık sesle sitem etti. Kısık konuşuyor, az hareket ediyor hatta gerekirse nefes dahi almıyordu. Çünkü kolları altında, melekler gibi uyuyan bu kızı asla uyandırmak istemiyordu.

Araba, karlı ve çakıllı yollarda sarsılarak ilerlerken arabanın içerisindeki sessizliği radyodaki şarkı bozuyordu.

"Kıskanır rengini baharda yeşiller
Sevda büyüsü gibisin sen Firuze"

Genç adam, arkadaki şarkının eşliğinde mayışırken kucağındaki minik kıza baktı. Dili şarkının nakaratını döndürürken gözlerini bebekten ayıramıyordu...

Karakola geldiklerinde uyanan bebeğe mama verildi. Ablasının durumunun iyi olduğu haberi gelince genç adam çok sevindi. En azından bu melek, tamamen kimsesiz kalmayacaktı.

Günümüz...

Son dilimlediğim salatalığı da tabağa yerleştirerek masaya bıraktım. Gözlerim, hazırladığım masada gezinirken eksik bir şeyin olup olmadığına baktım. Kaynayan çayın altını yarım ederek mutfaktan çıktım.

" Sezeeeen ! Hadi artık kalk !" diye odasına girdiğimde burnuma gelen kokularla yüzümü buruşturdum. Hızlı adımlarla pencereye ilerleyerek soğuk da olsa camı açtım.

"İğrenç kokuyor Sezen, zehirleneceksin kalk artık..." diyerek yattığı yere doğru adımladım. Yorganı kafasına kadar çekmiş, yaşama belirtisi göstermeyen ablama baktım endişe ile. Elimi yorganın üzerine koyup, bedenini sarsarken endişeli sesime mani olamadım.

"Sezen ?" diye son kez seslendiğimde yorganın altından gelen " Offf !" sesi ile derin bir nefes aldım. Kasılan vücudum gevşerken kendimi de yattığı bedeninin üstüne yığdım.

"Aynı annem gibisin var ya..." diyen boğuk sesine gülümsedim. Üstünden yorganı çekerek, dağılmış saçı ve uykulu yüzüne baktım.

"Gurur duydum canım." diyerek saçımı savurarak odasından çıktım.

Şefkat ÖğretmeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin