Herkese Merhaba !
Ayran içtik ayrı mı düştük arkadaşlar ne oldu ?! Kem gözü olanın gözü çıksın diyorum ve başlıyorum.🧿Vallahi inanır mısınız ? Size yapacağım en ufak bir mantıklı açıklamam yok. Yabancı değiliz normalde bölümleri bilgisayarı alırım karşıma, bir de kahvem, playlist'ten çıkan şarkılarla yazarım. Ama bacılar olmadı... Vallahi de billahi de olmadı. Starbuckslara kadar gittim, Ankara'daki tüm kafeleri gezdim ama yok...
Sebebi neydi diye sorarsanız, yazarınızın çalkantılı ilişkileri diyorum. Bazı insanlar aşkı yaşar, bazı insanlar da aşkı yazarmış. Ben yaşarken yazamayan tarafmışım😊
Uzun lafın kısası bölüm şükür ki huzurlarınızda... Umarım beğenirsiniz 🥹 Beğenmezseniz bile beğenmiş gibi yapın çaktırmayın 🥲
Oylarınızı ve değerli yorumlarınızı bekliyor, keyifli okumalar diliyorum 💕
İnsan zihni... Bir yün yumağı gibidir. Başından önlem alınmazsa, karmaşayı çözmesi uzun ve meşakkatlidir. Zaman, sabır ve anlayış ister... Nasıl bir insan, aklını bir günde kaybetmediği gibi geri kazanması da bir gün sürmez.
Önemli olan bilinci uyandırmaktır. Önemli olan kabullenmekti, nerede ne eksik olduğunu bilmek ve adım atmaktı. Gerisi çorap adeta bir söküğü...
"Peki nasıl hissettin onu kapı dışarı attığında, hesap sorduğunda, rahatlayabildin mi ?" diye sordu yaşlı kadın kemik gözlüklerini burnuna doğru indirerek üzerinde hemşire önlüğü olan fakat su kadar güzel olan kadına bakmaya başladı büyük bir dikkatle.
Histerik bir gülüş oluştu Sezen'in dudaklarında... Yaşlı kadının gözlerine inatla bakmıyor, elinin altındaki hasta broşürü ile origami yapıyordu. Daha doğrusu yapmaya çalışıyordu.
"Onu kolundan tutup atarken dertsiz başıma dert almışım gibi hissettim. Bazı hislerin varlığı değil yokluğu yük yapıyormuş insana onu öğrendim. Kardeşim için hesap sormaya gittiğimde ise... Omzumdaki yükler azalmadı fakat sırtıma taktığım koruma kanadına bir tüy daha eklenmiş gibi hissettim. Rahat hissetmesem de güçlü hissettim kendimi..." dediğinde yeni bir broşür alarak yeni bitirdiği kuşa benzeyen motifini masaya bıraktı.
"Okan'dan bahsetmek ister misin ? Ya da Soner'den ? " diyen yaşlı kadınla yüzü buruştu Sezen'in.
"Ne gerek var şimdi, ölünün arkasından konuşmayalım durduk yere... Bir de onu musallat etmek istemiyorum dertli başıma..." diye mırıldandı. Yaşlı kadının yüzünde şefkatli bir gülümseme oluştu.
"Hiç kıyasladın mı duygularını ? Okan ile Semih'i ?" dediğinde Sezen hissizce omuzlarını silkti.
"Okan daha gerçekti. Semih ise bir rüya... Kafamda kurduğum, olmasını istediğim, hayallerime dahil ettiğim bir kaçamaktı benim için. Okan ise bir çıkış kapısıydı. Şimdi geriye dönüp baktığımda... Gülüyorum kendime. Dertsiz başıma ellerimle çorap örmüşüm... Bir insan çevresindeki herkes evleniyor diye nasıl ilk bulduğu erkeğe kendini aşık eder ?" dediğinde kendi haline güldü Sezen. Yaşlı kadın onun aksine gülmüyor, dikkatle onu dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şefkat Öğretmeni
General FictionKollarından kurtulmuş kendimi ondan en uzak yere atacakken belime sarılan kollar ile olduğum yere tekrardan çivilendim. "Bırak beni !" diye nafile bir çabayla birkaç kere daha kurtulmaya çalıştım. Sadece kendimi yormaktan başka bir sonuç alamadım. B...