XX.

60.4K 3.8K 457
                                    

Herkese merhaba ! En kocamanından 💖

@MrsVaizovic Esra Hanım'a ait Kahveseverdenkitaplar profili üzerinden yaptığı kitap tanıtımı için buradan teşekkür etmek istedim. Güzel yorumlarınız ve paylaşımınız için teşekkür ederim 🙏🏼💕
Önerileriniz sayesinde de birkaç güzel kitabı okumak için kütüphaneme ekledim 🥰

Uzun lafın kısası, yeni bölümümüz yayınlandı. Umarım beğenirsiniz...

Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmemeniz dileğiyle 💕

Keyifli okumalar dilerim... ❤️


Devran, bir çocuğun yaşayabileceği en güzel çocukluğu yaşamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Devran, bir çocuğun yaşayabileceği en güzel çocukluğu yaşamıştı. Harika bir annesi, onları çok seven bir babası, şato gibi evleri vardı... Devran, annesiyle babasının hayatına yeni bir soluk olmuştu doğduğunda. Tüm aile üyeleri, neşe içinde karşılamışlardı bu doğumu...

Ondandır ki Devran pek bir kıymetliydi. Sosyal yaşantısında soyadı, evde ise varlığı yetiyordu. Annesi, babası, dedesi... ne derse yapıyorlardı. Ama Devran'ın annesi oldukça bilinçli bir anneydi. Oğluna tüm imkanları sağlasa da bir yerden de kısıyordu. Böylece onu bencil, şımarık bir zengin çocuğu olmasını engelliyordu.

Devran'ın en güzel anıları hep evindeydi. Yaşı da hep küçük olduğu zamanlardaydı bu anılar. Bu dünyadaki en büyük servetinin çocukluğu olduğunu çok iyi biliyordu Devran. İmrenilesi çocukluğunu içinde en özel yerde taşıyordu.

Devran, özellikle de dedesinin göz bebeğiydi. O dışarıda herkesi korkutan nemrut bakışlı, pala bıyıklı adam, Devran'ın yanında onun yaşında bir çocuk oluyordu adeta. Onunla oyuncak arabaları halının üzerinde sürüyor, sırtına alıp oturtup atçılık oynuyor, dedesi kendi evraklarını okurken Devran'a aynı masada resimler çizdiriyordu. Devran'ın en iyi arkadaşıydı belli bir yaşa kadar dedesi...

Devran dedesini her hatırladığında aklında kalan nesnelerle birleştirirdi parçaları. Yaşı ilerlediğinde, yaşadıkları anıların da çoğu unutulmaya yüz tutmuştu. Devran'ın aklına ne zaman Çetin Korzade gelseydi, aklına gelenler sınırlıydı.

Beyaz uzun bıyıklar, her daim parlak rugan ayakkabılar, turkuaz taşından yapılmış bir tespih, her daim gömleğinin üzerine pantolonu ile uyumlu takım yeleğini giyerdi. Burnuna onu hatırladığında gelen kokular da belliydi. Buram buram gül suyu kokardı bir de türk kahvesi... Dedesini hep, elinde o eski fincanlarla kahve yudumlarken hatırlardı.

Devran, dedesiyle vaktin çoğunu dedesine ait olan büyük çalışma odasında geçirirdi. Duvarları yüzlerce kitapla kaplı, ağır ahşapların ev sahipliği yaptığı eski bir tasarımdı. Karanlık ve bir o kadar da ciddi bir odaydı. İnsana daha girmeden ürpertmeye yeterdi. Ama çocuk aklından mı yoksa dedesine güveninden mi bilinmez, Devran hiç çekinmeden gücenmeden o odaya girer ve çılgınlar gibi dedesiyle oynardı.


Şefkat ÖğretmeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin