XXXVII.

63.4K 3.7K 1.2K
                                    

Herkese merhaba ! Nasılsınız ? Umarım çok çok iyisinizdir.

Ben bile kendimden bu hafta bölüm beklemiyordum çünkü sınav haftam. Arada, boş zamanlarımda bir şeyler yazarım diye düşünmüşken artık nasıl bir ilhamsa bir baktım bölüm olmuş 🤭

O yüzden hem kendimi hem de sizi darda koymadım ama diğer bölüm için aynı sözü katiyen veremem biraz hasretlik iyidir diye düşünüyorum🥹

Bu bölüm de benim için yeri ayrı bölümlerden biri oldu, ben yazarken çok keyif aldım. Umarım siz de en az benim kadar beğenirsiniz 💜 Oy ve yorumlarınızı her zamanki gibi bekliyorum...

Keyifli okumalar dilerim...

Yazar Notu: Aşağıdaki metinde geçen diyaloglar normalde İngilizce olacak olsa da akışı bölmemek için Türkçe yazılmıştır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazar Notu: Aşağıdaki metinde geçen diyaloglar normalde İngilizce olacak olsa da akışı bölmemek için Türkçe yazılmıştır.


Genç kadın olduğu yerde tir tir titriyordu. Dizlerinin bağı çoktan çözülmüş, zapzayıf bedeni bile külfet olmuş taşıyamaz hale gelmişti. O yüzden kendini atmıştı ilk gördüğü yere . İçli içli ağlamaya başladı. Sokaktan geçenler göz ucuyla baksa da kimse yanına gelip neyi olduğunu dahi sormamıştı.

Elindeki tahlil sonucuna bakıp bir kez daha hıçkırdı. Bunu tek başına halledemezdi. Onun yanına gitmesi lazımdı. O yüzden akan gözyaşlarını iki elinin avucu ile gelişigüzel sildi. Elindeki raporu katlayarak siyah deri ceketinin cebine sıkıştırdı. Siyah postallarını sürüye sürüye az ileriye park ettiği emektar motoruna ilerledi. Siyah deri şortunun izin verdiği kadarıyla motoruna yerleşti. Öyle kartpostallık bir görüntü sergiledi ki genç kadın, sokakta yediden yetmişe, erkeğinden kadınına motora binen kadını izledi hayranlıkla...

Kadın motorunu şehrin en zengin semtine doğru sürmeye başladı. Birkaç yerde o kadar hızlandı ki ceza yediğine oldukça emindi. Maalesef ki Amerikan Hükümeti asla bu konuda taviz göstermiyordu.

Genç kadın plazanın önüne indiğinde tanıdık görevli yüz, onu selamlayarak içeri aldı. Hayalini dahi kuramayacağı bu koridoru, sevgilisi sayesinde adımlıyordu. Çünkü bu hayatta basit barmen bir kız, asla bu plazaya adım atamazdı.

Aşağıdan kendisine haber verilen Devran, şaşkınlıkla kapısını açmış, genç kadını bekliyordu. Şaşkındı çünkü bugüne kadar onu hep Devran çağırmıştı. İlk defa, hiç haberleşmeden kadın birden kendini buraya atmıştı.

Asansörden çıkan kadın sert adımlarla kendisini izleyen adama doğru ilerlemeye başladı. Devran ise kendisine doğru gelen kadın yaklaştıkça bir sıkıntı olduğunu anlıyordu. Çünkü ilk defa yüzünde o çapkın tebessüm yerine gergin yüz hatları vardı.

"Hoş geldin." dedi Devran. Kapının önünden çekilerek içeri buyur etti kadını. Kadınsa adama gülümsemeye çalıştı. Onun bu aksanını her zaman tatlı bulmuştu.

Şefkat ÖğretmeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin