Hatalarım varsa affola. Keyifli okumalar!
Resepsiyonlarımızda yaşadığımız felaketleri Rapor'da anlatma utancından muaf tutulduk. Laf arasında yabancı dostlarımızın ziyaretlerinden bahsedildi ama yaşanan olaylar halktan saklandı. Ertesi güne kadar da Chae-rin ile kraliçe gösterdiğimiz performanslar hakkında konuşmaya gelmediler.
"Size verdiğimiz görev oldukça yıldırıcıydı ve kesinlikle berbat bir hâle gelebilirdi. Öte yandan, iki takımın da çok iyi iş çıkarttığını söylemekten memnuniyet duyuyorum." Chae-rin hepimizi takdir edercesine süzdü.
Hepimiz iç çektik ve ben Hyunjin'in eline uzanırken o da benim elime uzanıyordu. Chanyeol ile aralarındakiler hakkında kafam karışmış olsa da Hyunjin olmadan bunları başarabilmemin imkânsız olduğunu biliyordum.
Chae-rin, "Dürüst olmak gerekirse, davetlerden biri diğerinden biraz daha iyiydi ama hepiniz başardıklarınızla gurur duymalısınız. Gösterdiğiniz konukseverlik için Alman Federasyonu'ndaki dostlarımızdan teşekkür mektupları aldık," derken Jae-hyun, Taeil ve Mark'a bakıyordu. "Birkaç ufak hata vardı ve hiçbirimizin böylesine resmi ilişkilerden gerçekten zevk aldığını düşünmüyorum ama onlar kesinlikle zevk aldılar."
"Ve siz ikinize gelince," Chae-rin, Hyunjin ile bana döndü. "İtalya'dan gelen leydiler doyasıya eğlendiler. Tarzınızdan ve yemeklerden oldukça etkilendiler ve sunduğunuz şaraptan özellikle istediler, yani bravo size! Bu karşılama nedeniyle Illea yeni bir müttefik kazanırsa şaşırmam. Övünmelisiniz."
Hyunjin çığlık attı ve ben de gergin bir şekilde güldüm, bittiği için yeterince mutluydum, diğerlerini yenmeyi saymıyorum bile.
Chae-rin, kral ile Chanyeol'e iletmek üzere resmi rapor hazırlamamız gerektiğini ama hiçbirimizin endişelenmemesi gerektiğini anlatarak konuşmasına devam etti. O konuşurken, bir hizmetçi hızla odaya girdi ve kraliçenin yanına koştu, kulağına bir şeyler fısıldadı.
Kraliçe, "Tabii ki gelebilirler," dedi, aniden ayağa kalktı ve yürüdü.
Hizmetçi hızla geri koştu ve kral ile Chanyeol için kapıyı açtı. Kraliçenin izni olmadan bu odaya erkeklerin girmesinin yasak olduğunu biliyordum ama bunun gözümün önünde olması da komikti.
Onlar odaya girerken biz de eğilerek selam verdik ama resmiyet umurlarında değil gibiydi.
Kral, "Sevgili beyefendiler, böldüğümüz için üzgünüz ama ani gelişmeler oldu," dedi.
Chanyeol sert bir şekilde, "Korkarım ki Yeni Asya'daki savaşta gelişmeler oldu," dedi. "Durum öylesine vahim ki babam ile birlikte, yapabileceğimiz bir şey var mı görmek için hemen yola çıkıyoruz."
Kraliçe göğsüne dokunarak, "Sorun nedir?" diye sordu.
Kral, kendine güvenen bir edayla "Endişelenecek bir şey yok aşkım," dedi. Fakat acil olarak yola çıkacaklarına göre bu cümlesi tamamıyla dürüstçe söylenmiş olamazdı.
Chanyeol annesine doğru gitti. Kısa, fısıltılarla geçen bir konuşma yaşandı ve kraliçe Chanyeol'ü alnından öptü. Chanyeol ona sarıldı ve geri çekildi. Kral, kraliçeye yapılması gerekenlerle ilgili bir dizi direktif verirken Chanyeol de hepimizle vedalaşmak için yanımıza geldi.
Taeil ile vedalaşması öylesine kısa sürdü ki sanki hiç yaşanmamış gibiydi. Taeil pek umursuyor gibi görünmüyordu ve ben bundan ne anlam çıkartacağımı bilmiyordum. Chanyeol'ün ilgisizliğinden mi etkilenmiyordu yoksa etkilendiği için kendini sakin kalmaya mı zorluyordu?
Jae-hyun kendini Chanyeol'ün üzerine attı ve hayatımda gördüğüm en sahte ağlama gösterisini gerçekleştirdi. Aklıma Heize'nin çocukluk hali geldi, ağladığında istediğimiz şeyleri almamızı sağlayacak paranın büyülü bir şekilde ortaya çıkacağını düşünürdü. Chanyeol kendini kurtarmak için geriye çekildiğinde Jae-hyun dudaklarına bir öpücük kondurdu ki Chanyeol bu öpücüğü sırtını döner dönmez çabucak -ve olabilecek en kibar tavırlarla- dudaklarından sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
꧁ELITE꧂
Novela Juvenil꧁SELECTİON꧂kitabının devam serisidir. Birinci kitabı okumadan ikinci seriyi anlayamazsınız. "Babamdan gelen mektubu ellerimde tuttum. Jongin'in prens olamayacağımdan emin oluşu aklıma geldi. Halk oylamasında en sonuncu olduğumu hatırladım. Chanye...