O gün Jungkook evin içinde birkaç tur daha atmış, evinde olmanın huzurunu en içten hissetmişti. Heyecandan odanın içinde gezip durmuş, Taehyung'la kıkır kıkır konuşmuş, artık saatler geç olduğunda esmerin zoruyla yatağa girmişti.
Estesi gün ise her şey daha sakindi, Jungkook yaptığı kahvaltıdan sonra yatağa girmiş okulunun olmadığı son gününü böyle değerlendirmeye karar vemişti. Kendisi açtığı filmi seyretmeye başlarken Taehyung işi için masasına geçti. Böyle geçirdikleri saatler sonrası Jungkook biten filmiyle koptuğu hayatına geri dönerken acıyan gözlerini ovuşturdu. Uzanmaktan uyuşmuş vücudunu kollarını ve bacaklarını iki yana açarak esnettikten sonra yataktan doğrulmuştu.
Bakışları birkaç saattir işine odaklanmış olan adamı bulduğunda yüzünde ufak bir gülüş vardı, Taehyung ciddi bir ifadeyle önündeki açık bilgisayara bakıyordu. Masanın üzerinde birkaç dağılmış dosya vardı. Aralıksız çalışmasına rağmen hiç sıkılmışa benzemiyordu. Jungkook birkaç saniye adamın yakışıklı yüzünü izleyip iç çekti, biraz kendisiyle ilgilenmesini istiyordu. Bu yüzden yataktan kayıp ayaklandı, küçük adımlarla camın önündeki masaya ilerlemişti.
Adamın yanına geldiğinde sevimlice "Taehyung ne yapıyorsun?" dedi. Taehyung bakışlarını bilgisayardan alıp başına gelmiş çocuğa döndü, yine kıyafetleri ve saçları dağılmıştı. Uzanıp çocuğun omuzuna kadar düşmüş beyaz tişörtü düzeltti ardından da ince bele uzandı. Sandalyesini geriye doğru itip çocuğu kucağına çekerken "Gel bakalım." diye mırıldanmıştı. Jungkook bilgisayardaki uzun uzun yazılara göz atarken memnuniyetle adamın bacakları üzerine yerleşti. Taehyung'un güçlü kolları anında ince beline sarılırken çocuğun boynuna dudaklarını bastırıp kokusunu içine çekti. "Filmini beğendin mi?" diye sorarken işinden tamamen kopmuştu.
Jungkook beline sarılı kollara elini atıp kafasını sallayıp "Evet çok güzeldi ama sıkıldım. Sen çalışmaya devam mı edeceksin?" dedi, çalışmasını istemiyordu, kendisiyle ilgilense daha memnun olacaktı. Esmer olan çocuğun bu isteğinin farkındalığıyla, pürüzsüz boyna yeniden dudaklarını bastırıp çekilmişti, "Çalışmayacağım, benim güzelim sıkılmış. Bahçeye çıkalım ister misin?" diye sorduğunda Jungkook'a resmen enerji yüklemişti. Hızlıca kafasını salladı ama saldırının olduğu gün aklına gelince duraksadı, kafasını çevirip adam bakarken "Taehyung bir şey olmaz değil mi?" diye mırıldandı.
Taehyung uzanıp bilgisayarın ekranını kapatırken, "Korkma bebeğim, bir daha asla buraya yaklaşamazlar." dedi. Ardından çocuğun kalkması için kollarını çekmişti. Beraber ayaklandıklarında Taehyung doğrudan kapıya ilerleyen çocuğun kolunu kavrayıp, "Dışarıya bu ince kıyafetlerle çıkamazsın." dedi. Jungkook durup dudaklarını büzerek üzerindeki ince tişörte baktı, bu sırada Taehyung çoktan giyisi dolabına girmişti bile. Saniyeler içinde elinde kalın bir montla çıktı.
Montun omuz kısmından tutup havaya kaldırdıktan sonra "Hadi bakalım, giy." dedi. Jungkook adamın istediğini yapıp kollarını monta geçirdikten sonra, büyük olan önüne geçip fermuarını kapatmıştı. Jungkook sonunda hazır olasıyla adamın elini tutup çekiştirmeye başladı, "Hadi gidelim hemen." enerjik sesi Taehyung'da gülmesine neden olmuştu.
YOU ARE READING
destiny creator
FanfictionJungkook okulda arkadaşından kaçarken çarptığı adamın mafya lideri Kim Taehyung olduğundan habersizdi. Taehyung o günden sonra hayatını değiştirmişti. 07122021-07122022