Jungkook ne düşüneceğini bilmiyordu, Taehyung üzerini örtüp odadan çıktıktan sonra uzun uzun düşünmüştü. Pişmanlığı her geçen saniye içinde büyüse de artık elinden bir şey gelmiyordu büyüğünü çok kızdırmıştı.Düşüncelerine dalmış bir şekilde uzanırken bastıran uykusuna çok dayanamamıştı, geceyle ilgili hatırladığı tek şey uykuya dalmak üzereyken adamın odaya gelmesi ve bedenini kolları arasına almasınıydı.
Küçük olan sabah uyandığında Taehyung'u yanında görmeyi bekliyordu ama adam yoktu. Jungkook'un hafifçe kaşları çatıldı, ellerini yatağa yaslayıp doğrulmaya çalıştığında kalçasına saplanan acı yüzünden büyük bir inilti bıraktı ve boğazındaki sızıyı da hissetti.
İlk defa bu kadar acıyordu, bedeni olduğu gibi geri yatakla buluşurken kısık bir inilti daha bıraktı. Derin bir nefes aldı ardından bakışları yatağın başındaki komidinin üzerindeki telefonu buldu, uzanıp onu aldığında saatin öğlene geldiğini görmüştü.
Sıkıntılı bir nefes verip istemsizce dudağını büzdü, Taheyung işe gitmişti muhtemelen. Bu canını sıksa da umursamamaya çalışıp yavaşça yatakta yan döndü. Kalçasında öylesine bir sızı vardı ki boğazındaki acıyı bile hissetmiyordu, elinde olsa yataktan hiç çıkmaz asla hareket etmezdi Jungkook. Dün esmerin krem sürmesine izin vermediği için inanılmaz pişmandı.
Derin bir nefes daha aldı gözlerini sıkıca kapatıp yeniden yavaşça yerinden doğrulmaya başladı, hareket ettikçe katlanan acısını dinlemeden zorlukla yerinden doğrulduğunda yeniden inleyip yüzünü buruşturdu.
Çok acıkmıştı hemen aşağı inip yemek yemek istiyordu bu yüzden yavaşça yataktan kalktı. Kalçası yüzünden yüzünü buruşturarak yavaşça banyoya gidip elini yüzünü yıkadığında boynundaki büyük morlukları görmüştü. Odaya dönüp Taehyung'un büyük hırkasını giyip kapşonunu kapatarak morluklarunı kapattı ve aşağıya inmek için hareketlendi.
Merdivenlerde yaşadığı zor anlardan sonra sonunda mutfağa ulaştığında Namjoon oradaydı, küçük olan tezgahta bir şeylerle uğraşan adama "Hyu-" diye seslenecekti ki tamamen kısılmış sesi yüzünden kelimesi yarım kaldı. Jungkook daha buna buna şaşıramadan konuştuğu için acıyan boğazına yüzünü buruşturdu, perti çıkmıştı resmen.
Bu sırada Namjoon gelen sesle hızla ona dönüp gülümsemiş "Günaydın Jungkook. Bay Kim'in şirkete gitmesi gerekti, sanırım boğazın ağrıyormuş çay yapmamızı söyledi. Ne yemek istersin?" diye hızlı hızlı konuşmuştu.
Jungkook hyungunun konuşmasıyla acısını boşverirken istemsizce gülümsedi, bir eli saçına girip dağınık tutamları karıştırdı, hafifçe yutkunurken "Et istiyorum hyung." diye inanılmaz kısık olan sesiyle adam yanıt vermişti ama duyduğundan bile emin değildi.
Ancak koruma hızla kafasını sallamıştı, "Tamam sen istersen salona geç ben yemek yapayım. Hoseok yanına gelir zaten şimdi." dedi. Amacı rahatsız olduğunu belli ederek kıpırdanan çocuğu daha fazla ayakta tutmamaktı.
YOU ARE READING
destiny creator
FanfictionJungkook okulda arkadaşından kaçarken çarptığı adamın mafya lideri Kim Taehyung olduğundan habersizdi. Taehyung o günden sonra hayatını değiştirmişti. 07122021-07122022