+18 sahneler vardır hemde tam +18.İyi okumalar 😘
Joon odada ki parlak ışıklardan dolayı uyanmıştı. Çevresine bakarak gözlerini iki kez kırpmaya çalıştı. Jin'i yatağın yanında beyazlı bir adamla konuşurken gördü. Jin daha sonra Joon'a bakıp hızla yanına oturdu,
"Hey... nasıl hissediyorsun?"
"Ben-ben biraz su istiyorum J-Jinnie,"
Joon boğuk sesiyle konuştuğunda Jin hemen yanındaki su şişesini alıp bardağa suyu doldurdu. Jin, Joon'un oturmasına ve suyu içmesine yardım ediyordu.Suyu içtikten sonra Joon'un biraz nefesi kesildi ve yanındaki endişeyle oturan Jin'e baktı,
"Ne oldu?"
"Şu anda hastanedeyiz Joon. Olaydan sonra seni buraya getirdik. O mızrağın üzerinde zehir varmış neyse ki zamanında geldik. Artık güvendesin. Sadece ilaçlarını zamanında içmelisin."
Jin elini Joon'un yüzüne yerleştirip parmağıyla yanaklarını okşadı. Gözyaşları yüzünde birikmeye başlamıştı.Joon gözyaşlarını silmek için Jin'in yanaklarına dokundu,
"hey hey... neden ağlıyorsun bebeğim?"
"Eğer ben olmasaydım... burada olmayacaktın Joonie. dikkatli değildim. Peşimden birinin geldiğini bilmiyordum. O mızrak benim içindi,"
Jin ağlamaya devam ederken Joon onun Joonie dediğini duyunca gülümsemişti.Joon onu daha da yakınına çekip sıkıca sarıldı çünkü bu adam güvende olduğu için mutluydu,
"Senin için kaç mızrak yemem gerektiği umurumda değil Jinnie. İşte seni bu kadar çok seviyorum."
Jin bunu Joon'dan duymayı beklemiyordu. Bir şey söylemek üzereyken iki siyahlı adam aniden yan tarafta belirdi. Joon, J-Hope ve Jungkook'un önlerinde durduğunu görünce bıkkınlıkla inledi,
"Ortamı mahvetmek için ne güzel bir zamanlama çocuklar."
"Hygnim adamı yakalayamadığımız için özür dileriz. Onu hemen yakalayacak kadar yakın değildik. Sonunda jet skisini bulduk ama dükkan sahibi adamın sadece kiralandığını söyledi. Güvenlik çok gevşek ve ikinizi de zor durumda bıraktığımız için özür dileriz."
Hem J-Hope hem de Jungkook onlara başlarını eğiyordu. Joon sadece başını sallayıp onları kovmak için eliyle kapıyı işaret etti. Jin, Joon'a bakarken kollarını kavuşturdu
"Sadece ikimizdik hani? Adamların bunca zamandır bizi takip ediyordu yani?"
Joon boştaki eliyle başının arkasına ovuştururken beceriksizce kıkırdadı.
"Hala güvenliğe ihtiyacımız var bebeğim. Senin tehlikede olmanı istemiyorum,"
Joon elini tekrar Jin'in yüzüne koyunca Jin elini ittirdi.
"Güvenlik mi? Bizi koruyamadılar bile! Beni korumaya çalışırken kendini öldürtebilirdin seni aptal!"
Jin şuan Joon'a çok kızgındı .Joon, Jin'in elini tutarken kaşlarını çattı.
"Benim hatamdı tamam mı? Bizden uzak durmalarını,sadece uzaktan izlemelerini söyledim. Üzgünüm, Jinnie. Ben yanında olduğum sürece kimse saçının bir teline bile zarar veremez. Seni korumak için her zaman burada olacağım Jin,"
Joon kendinden emin bir şekilde konuşuyordu. Jin, başını sallayıp Joon'a inanmaya çalışırken iç çekti. Joon, Jin'i asla hayal kırıklığına uğratmamıştı, verdiği sözleri her zaman tutardı.
Jin, hastaneden çıkarken Joon'a yardım ediyordu. Joon'un adamları onları Valletta'ya geri getirmek için hastane dışında bekliyorlardı. Ama Joon başını salladı ve Jin'e baktı,
YOU ARE READING
SENİ YAKIŞIKLI YÜZÜMDEN DAHA ÇOK SEVİYORUM {NAMJİN}
FanfictionHuysuz bir pastacı yanlışlıkla havalı, sevimli ve gamzeli bir mafyayla karşılaştığında ne olacak dersiniz ? Jin her zaman yemek tutkusu olan bir pastacıydı . Kendine ait bir kafesi ne kadar asabi ve sabırsız olursa olsun çevresindekiler tarafından s...