Bölüm 9 : HADİ YAPALIM ŞUNU

341 39 428
                                    

Jin ertesi gün büyük bir baş ağrısıyla uyandı. Sadece iki şişe bira içmişti ama şimdi yürüyen bir zombiye benziyordu.

Odasından çıktığında iki çırak çoktan kahvaltı yapmaya başlamışlardı. Taehyung yanına gidip ona bir fincan kahve uzatınca Bir yudum aldıktan sonra kahvaltı tezgahına yanına oturdu.

"Tylenolumuz var mı?"

Diye sorduğunda Jimin ilaçların konulduğu dolaplardan birine gitmeye başladı .  Tylenol'ü alıp Jin'e vermeden önce bir bardak su getirmişti .  Jin önce  hapı yutup sonra sudan bir yudum aldı. İlacın acı tadından nefret ederek sertçe yuttuktan sonra ofladı.

"Daha iyi hissediyor musun hyung?"

Jin kahvesini tekrar yudumlarken Taehyung sormuştu. Jin, iyi olduğunu belirtmek için baş parmaklarını kaldırdı.

Sadece sessizce yemek yiyorlardı ve duydukları tek ses Taehyung'un yemeği çiğneme sesiydi.

Jin hiçbir şey söyleyemiyordu sadece yemeğe odaklanmıştı. Dün gece, bütün hayal kırıklıklarını histerik bir şekilde anlattığını hatırladığı için utanıyordu.

"Çocuklar... Dün geceki davranışım için özür dilerim. Beni dinlediğiniz için de teşekkür ederim,"

dedi Jin başını eğmiş tabağına bakarken, onların gözlerine bakamazdı çünkü . Taehyung, Jin'i rahatlatmak için sırtını sıvazladı.

"Seni anlıyoruz hyung. Duygularının olması çok normal. Ne de olsa sen sadece bir insansın ,Taehyung gibi duyarsız bir uzaylı değilsin."

Taehyung, Jimin'in söylediği şeye ve onu bir uzaylıya benzetmesine inanamayarak sinirle derin bir nefes aldı.

Jin ise Joon'u tekrar hatırlayınca bıkkınlıkla nefes vermişti . Ondan hoşlanıyordu ve ondan hoşlanmayı bırakmalıydı. Bunun bir felaket olacağını biliyordu. Ondan en başından hoşlanmamalıydı.

"Hislerimi çözeceğim. Bu andan itibaren burda durmalıyım. Ondan hoşlanmamalıyım."

Jin bundan hiç hoşlanmamıştı.Kafası karışmış ve endişeli hissediyordu ve bu hisler  kendinden daha da nefret etmesine neden oluyordu.

Bu o değildi. Daha önce kimseden etkilenmemişti. Bencil, ben merkeziyetçi ve egoist bir adamdı. Şimdi, huzurlu ve güzel hayatına tesadüfen giren ve cinsel kimliği konusunda kafasını karıştıran bu adamı düşünüp duruyordu.

Jin ve diğerleri işe biraz geç gelmişlerdi çünkü dün gece içtikten sonra üçü de baş ağrısı çekiyorlardı. Jin en çok biradan nefret ederdi.Bira sert içeceklerdense daha kolay sarhoş olmasını sağlıyordu.

Jimin ona bunu zorla yaptırmıştı ama stress atabildiği için cüceye minnettardı.

Jin bir espresso içerken sandalyesine oturup baş ağrısını hafifletmeye çalışıyordu. Yeonjun kapıyı hafifçe çaldığında Jin kahvesini yudumlamak üzereydi.

"Şef Jin, akşamdan kalmışlığı atlatman
için sana biraz çorba yaptım. Jimin hyung bana ihtiyacın olacağını söyledi."

Yeonjun yemek kutusunu masaya gülümseyerek bıraktığında Jin bu genç adamın bu kadar düşünceli olmasına gülümsedi.

Himayesine aldığı beş çocuğun hepsini gerçekten takdir ediyordu. Onları kurtardığı için her zaman kibar ve minnettardılar, aynı zamanda onlara her zaman sırtını yaslayabildiği için Jin'de onlara minnettardı.

"Teşekkür ederim Yeonjun. Çok naziksin. Şimdi gidebilirsin."

Yeonjun dışarı çıkmadan önce hafifçe başını eğdi. Jin kahvesinden bir yudum almak üzereydi ki biri kapıyı tekrar çaldığında;

SENİ YAKIŞIKLI YÜZÜMDEN DAHA ÇOK SEVİYORUM {NAMJİN}Where stories live. Discover now