+18 🔥🔥🔥🔥🔥
Jin hemen önünde Jimin ve Taehyung'u görünce sevinçle çığlık attı. Onları görmeyeli uzun zaman olduğu için ikisine de sımsıkı sarıldı. Joon'la nişanlanıp evlendiğinden beri onlarla vakit geçirecek zamanı olmamıştı. Onları çok özlüyordu.
"Sizi buraya kim getirdi?"
Jimin, Joon'u işaret ettiğinde Jin, rezervasyon yaptıktan sonra onlara doğru yürüyen Joon'a döndü.Hemen Joon'a doğru yürüyüp kimseyi umursamadan ona sıkıca sarıldı
"Teşekkür ederim... bu benim için çok şey ifade ediyor Joon. Oğullarımı buraya getirdiğin için teşekkür ederim,"
Joon kocasına sarılırken gülümsedi. Jimin ve Taehyung, hyunglarının Joon'la ne kadar mutlu olduğunu görünce birlikte iç çektiler.
"Sarılmaları ve teşekkürü sonraya sakla. Bunu yemeğimizi yerken konuşalım. Hadi,"
Joon, görevliyi masalarına doğru takip ederlerken Jin'in elini tuttu. Jin ve Joon yan yana otururken Jimin ve Taehyung karşılarına oturmuştu. Jin, Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşabilen tek kişi olduğu için hepsinin siparişlerini o verdi.
"Vay canına. Fransızcayı bu kadar iyi konuşabileceğini hiç düşünmemiştim hyung. Burada okulumuza başladığımızda senin kadar akıcı konuşmalıyız."
Taehyung, hyungunun yabancı bir dili kolayca konuşabilmesine hayret ediyordu.
"Yakında burada okuyacaksınız. İkinizi de çok özleyeceğim,"
Jin somurturken iki genç adam ona kağıtları gösterdi. Jin, giriş belgelerini görünce şaşkınlıkla nefesini tuttu.
"Hyung sınavı geçtik! İki hafta sonra okula başlayacağız ! Joon hyung zaten bizim için ayarlamaları yaptı.Çoktan kalacak yerimizi ayarladık ve yakında eşyalarımız buraya gelecek. Seninle eve dönmeyeceğiz çünkü Pazartesi günü Fransızca çalışmaya başlamamız gerekiyor."
Jimin duyuruyu yaptığında ağlamak üzereydi. Jin de yardımı olmadan kendi başlarına okula girebilen çıraklarıyla gurur duyduğu için ağlamaya başlamıştı.Sınavı onun yardımı olmadan geçseler de Paris'teki arkadaşlarına bir kaç arama yapmayı aklına not etti.
"Chim-chim ve Tae-tae çok mutluyum.Başaracağınızı biliyordum.Tatillerde eve geleceğinize söz verin. Biletlerinizi almak için çok çalışacağım."
Jin şimdiden burnunu çekiyordu çünkü birkaç gözyaşı yanaklarından aşağı süzülmeye başlamıştı. Taehyung peçeteyi alıp gözyaşlarını silmek için hyung'una uzandı.
"Çok çalışacağız hyung. Bunu sana borçluyuz. Biz de senin gibi harika birer şef olacağız. Hamur işlerini değil, dünyanın en iyi şefi olmayı öğreneceğiz. Seni gururlandırmak için ikimiz de bu unvanı alacağız,"
Taehyung kendinden emin bir şekilde konuştuğunda bu Jin'i daha çok ağlatmıştı. Onların akıl hocası olmaktan gurur duyuyordu ve kendi hayallerine ulaşma yolunda emin adımlarla ilerlediklerine inanamıyordu.
Jin'in çırakları, dünyanın en iyi aşçılık okullarından biri olan Le Cordon Bleu'ya kaydolmuştu. Önümüzdeki iki yıl boyunca kurslara gidecekleri ve çalışacakları için ikisi de heyecan duyuyordu.
Şaşırtıcı bir şekilde, sınava girdiklerinde üstün başarı gösterdikleri için burs almaya hak kazanmışlardı. Jin, bu nadir fırsatı elde ettikleri için onlarla daha da gurur duyuyordu.
''Yine de bütün masraflarını karşılayacağim. Onların çalışmasını istemiyorum. Bir an önce çalışmalarına odaklanmalarını ve mezun olmalarını istiyorum. Kore'ye döndüklerinde onlar için bir restoran açacağız,"
YOU ARE READING
SENİ YAKIŞIKLI YÜZÜMDEN DAHA ÇOK SEVİYORUM {NAMJİN}
FanfictionHuysuz bir pastacı yanlışlıkla havalı, sevimli ve gamzeli bir mafyayla karşılaştığında ne olacak dersiniz ? Jin her zaman yemek tutkusu olan bir pastacıydı . Kendine ait bir kafesi ne kadar asabi ve sabırsız olursa olsun çevresindekiler tarafından s...