+18 Sahneler vardır!!! İyi okumalar herkese
Bayramınız kutlu olsun güzellikler benden size bayram hediyesi 🥰 Herkesi kocaman öpüyorum 😘
Joon ve Jin kuledeki restorandaydı. Sejin, Joon'un getirmesini istediği belgelerle gelmişti. Joon belgeleri kendisine vermeden önce Jin'in gözleri önünde nasıl imzaladığını gördü.
Jin, kabul etmeli miydi yoksa ona düşüncelerini mi söylemeliydi emin değildi. Ama Joon belgeleri ona teslim ederken, kabul etmekten başka seçeneği yoktu.
Joon, belgeleri kontrol eden Jin'e bakıyordu. Belgeleri kabul etme konusunda isteksiz olduğunu hissedebiliyordu. Jin'in belgeleri zarfa geri koymasını izlerken bardağından bir yudum aldı,
"Belgelerde eksik var mı?"
"Hayır. Her şey tam gibi görünüyor. Yani... Paris'e kadar bu belgeleri vermek için geldin, bunu avukatıma gönderebilecekken?"
Joon, Jin'in ona bu soruyu sormasını beklemiyordu. Jin bir yerde haklıydı belgeleri Jin'in avukatına gönderebilcekken bu aptal belgeleri getirmek için evden binlerce mil uzağa uçmuştu. Jin bardağından yudumlarken hala ona bakıyordu.
"Seni görmeye geldim,"
Jin neredeyse içeceğini tükürürken Joon doğrudan ona bakmaya çalışıyordu. Birdenbire ortadan kaybolup ondan kaçtığı için Joon'un ona kızgın olduğunu düşünerek bunu söylemesini beklemiyordu. Joon iç çekerek bardağını bıraktı,
"Ama belli ki beni görmek istemiyorsun ve buna saygı duyuyorum."
Jin yanıldığını söylemek istedi. Onu görmeyi, kucağına geri dönmeyi ve onun tarafından sevilmeyi istediğini söylemek istiyordu. Ama bu sözleri söyleyemeyeceği bir gururu vardı. Joon, Jin'in bir şey söylemesini bekledi ama Jin hiçbir şey söylemedi.Joon cüzdanını alıp masaya biraz para koydu.
"Gitmeliyim. İyi akşamlar Jin,"
Joon ayağa kalkıp Jin'in sandalyesinin yanından geçti. Jin donmuş gibiydi Joon'un öylece gitmesine izin verdi. Onu durdurmak istemişti ama yapamamıştı. İçkisini bitirdikten sonra o da kalktı.
Jin, Eyfel Kulesi'ndeki bara gitmeye ve üzüntüsünü boğmaya karar vermişti. İki bardak votka ve bir martini içti. İyi bir içici değildi ama neden bu kadar fazla içmek istediğini o da bilmiyordu. Martinisini bitirdikten sonra ayağa kalktı ve eve gitmeye karar verdi.
Koridorda yürürken, yerin hareket ettiğini hissediyordu. Dinlenmek için duvara yaslanmak üzereydi ama sonra bir kol onu kendine çekti.
"Alkolle başa çıkamayacaksan neden bu kadar çok içtin?"
Joon konuştuğunda Jin anında ona döndü. Sarhoş olduğunu bilen Joon yanaklarının kızardığını görebiliyordu. Joon asansöre bastığında Jin'i yanında tutarken kapının açılmasını bekliyordu.
"B-ben çok fazla içtiğimi düşünmüyordum,"
Jin hıçkırdığında Jin'in şirin bir sarhoş olduğunu düşünerek Joon kıkırdamıştı.Jin şimdi ona ters ters bakıyordu.
"Senin için komik miyim Kim Namjoon?"
"Hayır. Çok tatlısın,"
Kapı açıldığında Jin ona dik dik bakmaya devam ediyordu. İçeride insanlar vardı ve Joon ona arka tarafta kalması için rehberlik ediyordu böylece herhangi bir soruna neden olmayacaklardı.
Asansör yavaş yavaş aşağı inmeye başladığında Joon ona katları söylerken ekrandaki sayılara bakıyordu. Ama sonra Jin aniden kollarını Joon'a sardığında bu onu çok şaşırtmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/306124310-288-k382555.jpg)
YOU ARE READING
SENİ YAKIŞIKLI YÜZÜMDEN DAHA ÇOK SEVİYORUM {NAMJİN}
FanfictionHuysuz bir pastacı yanlışlıkla havalı, sevimli ve gamzeli bir mafyayla karşılaştığında ne olacak dersiniz ? Jin her zaman yemek tutkusu olan bir pastacıydı . Kendine ait bir kafesi ne kadar asabi ve sabırsız olursa olsun çevresindekiler tarafından s...