Jin daireye vardığında hemen ayakkabılarını çıkarıp terliklerini giydi. Jimin ve Taehyung onu bekliyorlardı ama hiçbir şey söylemeden odasına doğru fırlamıştı. Kapısını hızla kapatıp kilitledi. Kapıya yaslandı ve kendini yere bıraktı, daha öncesinde Jooonla yaşadıkları yüzünden hâlâ şaşkındı.
Jimin ve Taehyung kapının diğer tarafındaydı ve hafifçe kapıya vuruyorlardı.
"Hyung, iyi misin?"
Jimin kulaklarını kapıya dayayıp diğer taraftan bir şey duymaya çalışmıştı ama sessizdi. Hiçbir cevap gelmiyordu. Jimin, Taehyung'a ne yapacağız dermiş gibi bakınca Taehyung ona odalarına geri dönmelerini işaret etmişti.
Jin kollarını bacaklarına dolamış dizlerini göğsüne bastırmış şekilde çaresizce oturuyordu. Var oluşunun son yirmi sekiz yılında öpüşmeyi hiç denememişti.Sevgilisi bile olmamıştı. Ama şimdi... ilk öpücüğü bir erkekleydi.
Ayağa kalktı ve yastığını aldı, yastığı yüzüne bastırıp çıkarabildiği en yüksek sesle çığlık attı. Yastığın üzerinde çığlık atarak tüm hayal kırıklığını , korkusunu ve endişesini üzerinden atmak istiyordu. Tüm bu çığlıklardan nefes nefese kalarak. vücudunu yatağın üzerine bıraktı.
"Kim Seokjin... ne yaptın?"
Joon kafeye erkenden gelmeye karar vermişti. Jin'le konuşmak ve bu işi halletmek istiyordu. Kafeye girdiğinde, siparişini alan, Jin'in adamlarından biriydi. Joon'u gördüğünde gözleri fal taşı gibi açılmıştı . Joon'u kolundan yakalarken garsondan görevini devralmasını istedi.
Onu, Jin'in diğer adamlarının çalıştığı mutfağa doğru çekistiriyordu. Şimdi hepsi Joon'a bakıyorlardı. Onu köşeye sıkıştırmışlardı,
Joon tüm gözler üzerindeyken geri çekilmeye çalıştı.Yedi adamın hepsinin de ona öfkeyle baktığını görünce afallamıştı.Sayıca üstünlerdi ama hesaplarına göre hepsini haklayabilirdi.
"Şefimize ne yaptın?"
diye sordu Beomgyu, oklavayı avucuna vurarak. Neredeyse ona saldırmak üzereydi ama Jimin genç adamı durdurdu.
"Dün gece ne oldu?"
Jimin boş gözlerle Joon'a bakıyordu. Bu küçük adam, bakışları ile onu canlı canlı yiyebilecek gibi durduğu için Joon güçlükle yutkundu.
"H-hiçbir şey... biz sadece yemek yiyip birşeyler içiyorduk. Ben bir şey yapmadım.'',
İkimizin de hoşuna giden öpüşmemiz dışında hiçbir şey yapmadım, dedi Joon.Tabi ki bu kısmı içinden söylemişti.
Ona inanmamış gibi duruyorlardı. Jimin, Taehyung'a Joon'u dışarı çıkarmasını işaret edince Taehyung, Joon'u kolundan tutup dışarı ittirmişti. Jimin ve diğerleri Taehyung'un arkasında dikiliyorlardı.
"Bir daha buraya gelme yoksa polisi ararız!"
Taehyung kapıyı kapatıp şoka uğramış bir adet Joon'u dışarıda bırakmıştı. Jin'in adamları tarafından dışarı atıldığı için şoktaydı.
Ne olmuştu? Onları telaşa sevk eden neydi? Joon'un şimdilik ayrılıp başka bir gün geri gelmekten başka seçeneği yoktu.
Jimin ve diğerleri mutfağa geri döndüler. Bir araya toplanmışlardı herkesin yaşananlar konusunda kafası karışıktı.
"Şef Jin dün gece o adamla birlikteydi ve şimdi çok garip davranıyor ?"
Hueningkai durumun anladığı kısımlarını açıklıyordu.
Taehyun yumruğunu avucuna vurarak,
"O adamı kovmak yerine iyi bir ders vermeliydik," dedi.
Yeonjun; "Şef Jin bundan hoşlanmaz. Artık başımızın derde girmesini istemediğini hatırlamıyor musun? Başımızın tekrar belaya girdiğini öğrenirse kıçımızı tekmeler." dediğinde Soobin onu başıyla onaylamıştı
YOU ARE READING
SENİ YAKIŞIKLI YÜZÜMDEN DAHA ÇOK SEVİYORUM {NAMJİN}
FanficHuysuz bir pastacı yanlışlıkla havalı, sevimli ve gamzeli bir mafyayla karşılaştığında ne olacak dersiniz ? Jin her zaman yemek tutkusu olan bir pastacıydı . Kendine ait bir kafesi ne kadar asabi ve sabırsız olursa olsun çevresindekiler tarafından s...