Jin kafeye girer girmez doğrudan ofisine gittiğiide Kalfalar şeflerinin birşeye sinirlendiğini fark etmişlerdi. Jimin ve Taehyung'un çantaları getirdiklerini görünce otomatik olarak onlara yardım etmeye koştular .Jimin onlara çantaları verdikten sonra Jin'in ofisine gitmişti.Kapıyı açmaya çalıştı ama kilitliydi. Kapıyı çaldı,
"Jin hyung, sorun ne?"
Jin çok sinirliydi ve kimseyle konuşmak istemiyordu bu yüzden Jimin'i görmezden geldi.
Neden böyle hissettiğinden emin değildi ama kızgın, kafası karışmış, rahatsız olmuş ve ihanete uğramış gibi hissediyordu.
Joon'u başka kadınlardan kıskanıyor muydu? Ona resmen yapışmışlardı ve o açıkça bundan zevk alıyordu. Jin, bu tür duygulardan nefret ederdi. Ona çoktan yabancılaşan bu duyguları yeniden hissetmek kafasını karıştırıyordu.
Jin, mesai bitene kadar ofisinden çıkmamıştı. Kafeyi kapatma vakti geldiğinde dışarı çıktı. Herkes yerleri temizliyor, sandalyeleri ve masaları düzeltiyordu. Dışarı çıktığında bir araya toplanıp nasıl olduğunu sordular.
"İyiyim. Sadece yorgunum.Bugünlük günü bitirelim, tamam mı?"
Herkes başını sallayıp onaylayınca ışıkları ve kafeyi kapattılar. Jin, çıraklarıyla birlikte yürüyordu. Taehyung, önce o konuşsun diye Jimin'e dirsek atıyordu.
"Hyung, soğuk erişte yemek ister misin? Acıktık,"
Jimin kollarını Jin'e dolayıp kocaman açtığı gözleriyle ona doğru somurtuyordu.
Jin başını salladı ve hafifçe gülümsedi. Kafenin yakınındaki en sevdikleri erişte dükkanında tavada kızartılmış sebzeli soğuk erişte sipariş ettiler.
"Hyung... senin için endişelenmeye başlıyoruz."
Taehyung, Jin eriştelerini yerken konuşmuştu. Jin Konuşmadan önce yutkundu.
"Sadece bunun hakkında konuşmak istemiyorum. Bazı hatalar oldu. Ben birşeyleri yanlış anladım... Bilmiyorum,"
Öylece eriştelerine bakıyordu, onlara ne söyleyeceğini bilemiyordu.Kalbinde bir şeyler hissettiğini biliyordu ama bunu nasıl paylaşacağını bilmiyordu. Hâlâ bu duyguları kendi başına çözmeye çalışıyordu.
Jimin ve Taehyung, ikisi de iç geçirdi. Hata yapmak Jin'e göre değildi. Şeflerinin her hareketini hesapladığını ve pişman olacağı hatalar yapmayacağından emin olduğunu biliyorlardı. Bir şeyin canını sıktığını biliyorlardı ama onun kişisel alanına saygı duymaları gerekiyordu. Sadece onun için endişeliydiler.
Eve dolu bir mideyle gelmişlerdi , ama Jin'in hala ağrıyan yüreğinden rahatsızdılar. Bu gece bunu görmezden gelecek ve uyumaya çalışacaklardı.
Jin, çırakları bile uyandırmadan işe erkenden gelmişti Kafenin bütçesi ve diğer satış sorunlarını çalışmak istiyordu.
Kafeye girmek üzereyken biri onu kolundan yakalayıp bir arabanın içine itti. Kapıları açmaya çalıştı ama içeride kilitliydi. Joon'u yanında görünce korkmuştu.
"Bu resmen adam kaçırma! Çıkar beni!"
Joon'un yaptığı bu çocukça harekete çok kızmıştı. Tutsak olduğunu, kendi özgür iradesine karşı alıkonulduğunu hissediyordu.
Joon boş bir ifadeyle ona bakıyordu.İfadesi çok ciddi görünüyordu. Jin,Joon'un bakışlarından kaçınmak için yan tarafa bakmaya başladı
"Sadece Konuşmak istiyorum ama Beni görmezden gelmeye devam ediyorsun. Lütfen Konuşalım."
YOU ARE READING
SENİ YAKIŞIKLI YÜZÜMDEN DAHA ÇOK SEVİYORUM {NAMJİN}
FanficHuysuz bir pastacı yanlışlıkla havalı, sevimli ve gamzeli bir mafyayla karşılaştığında ne olacak dersiniz ? Jin her zaman yemek tutkusu olan bir pastacıydı . Kendine ait bir kafesi ne kadar asabi ve sabırsız olursa olsun çevresindekiler tarafından s...