"Ne demek istiyorsun?"
Ye-joon'un söyledikleri konusunda Joon'un kafası karışmıştı.Gerçekten Jin miydi ? Joon, söylediklerinde daha derin bir şeyler olduğunu hissedebiliyordu.
Ye-joon başını sallarken ayağa kalkıp yerleri temizlemeye başladı. Joon yüzünü kendine yaklaştırmak için kolunu çekti,
"Daha önce tanışmış mıydık?"
Ye-joon sadece gözlerine baktı. Sanki bir şey söylemek istiyordu ama kendini tutuyor gibiydi. Ye-joon derin bir nefes aldı,
"Ben..."
"Ye-joon!"
Jae-hwan, hemen Ye-joon'un yanına koşup her yerini kontrol etti
"İyi misin? Ne oldu? Geldiler mi?"
"Jae-hwan, ben iyiyim. Bay Kim zamanında geldi. Onları uzaklaştırdı,"
Ye-joon onlara bakmakta olan Joon'a baktığında Jae-hwan ona selam verdi
"Ye-joon'uma yardım ettiğin için teşekkürler. Doğumdaydım, bu yüzden burada değildim. Nezaketiniz için teşekkür ederim,"
Jae-hwan'ın sözleri Joon'un zihninde yankılanıyordu. Ye-joon'um. Duyduğunda neden garip hissetmişti?
"Bir buket almak üzereydim ki bazı haydutlar tarafından saldırıya uğradığını gördüm.Birinin ihtiyacı olduğunda seyirci kalmaya ve yardım etmemeye dayanamam. Özellikle de sıkıntı içindeki yakışıklı bir adamsa,"
Ye-joon ve Jae-hwan, Joon'un söylediklerine şaşırmışlardı. Joon, omzuna dokunurken Ye-joon'a gülümsedi,
"Umarım yakında daha iyi hissedersin. Dikkatli ol."
Joon, Sejin'in beklediği arabaya geri dönerken dükkana bakmaya devam ediyordu. Sejin, Joon'un dikkatini çekmek için öksürüyormuş gibi yaptı,
"Hyungnim, iyi misin?"
"Sadece biraz egzersizdi. Zayıflardı,"
Olanları hatırlamak Joon'u deli ediyordu. Neden bazı haydutlar Ye-joon'la sorun yaşasındı ki? Sinirliydi ve bu işin derinine inmek istiyordu. Joon, Sejin'e baktı,
"Ne yapacağını biliyorsun."
Sejin başını sallayıp motoru çalıştırdığından dükkandan uzaklaşıp eve geri dönmüşlerdi. Joon, Ye-joon'un söyledikleri karşısında hala şaşkındı.Neler olduğunu er ya da geç öğrenecekti.
"Bunu bize yaptıklarına inanamıyorum!"
Jae-hwan, Ye-joon'un yerleri süpürmesine yardım ederken söyleniyordu. Ye-joon, yerdeki kırık parçaları temizlerken sadece sessizdi. Jae-hwan bunu fark ederken sırtını sıvazladı,
"Bunu düzeltebiliriz. Seni korumak için her zaman burada olacağım, tamam mı?"
"Teşekkür ederim Jae-hwan,"
Ye-joon ona bakarken iç çektiğinde Jae-hwan gülümseyip Ye-joon'un saçını karıştırdı.
"Somurtmayı bırak. İyi olacağız. Bir daha haydutların yanına yaklaşmasına izin vermeyeceğim, tamam mı?" Ye-joon başını salladı. Sonra Jae-hwan, "Bu adam onları tek başına nasıl dövdü?" diye sordu.
Ye-joon, Joon'un o haydutları döverken ne kadar havalı olduğunu hatırlayabiliyordu. Onun tarafından kurtarılmak Ye-joon'u gururlandırıyordu.
Bütün bu adamları yenerken gösterdiği cesarete hayrandı. İnanılmaz dövüş sanatları becerilerine sahipti. Ye-joon bunu kabul etmekten nefret ediyordu ama buna bayılmıştı.
YOU ARE READING
SENİ YAKIŞIKLI YÜZÜMDEN DAHA ÇOK SEVİYORUM {NAMJİN}
FanfictionHuysuz bir pastacı yanlışlıkla havalı, sevimli ve gamzeli bir mafyayla karşılaştığında ne olacak dersiniz ? Jin her zaman yemek tutkusu olan bir pastacıydı . Kendine ait bir kafesi ne kadar asabi ve sabırsız olursa olsun çevresindekiler tarafından s...