1.2K 97 76
                                    

Yere dökülen pembe yapraklar iki gencide es geçiyordu. İkiside birbirine bakarak gülümsüyordu bahar ayının yağmurlu gün batımında.

Sonra mavili olan konuşmaya başladı.

"Sonsuza kadar çok uzun olabilir, sonsuzluğa kadar yanındayım Mikey-kun."

İşte o saniyede ikilinin kalplerine aşk tohumlarını atmıştı Eros. Yapılacak birşey var mıydı? Aşktan kaçılmazdı..

'~'

Sarı saçlı zilin çalması ile üzerindeki battaniyeyi koltuğa bırakıp yerinden yavaşça kalkmıştı.

Kapıyı açtığında karşısındaki yeşil gözlü çocuk biran arkadaşının dağılmış haliyle karşılaşınca duraksamıştı.

"Oi ne oldu sana?"

Mavi gözlü çocuk tam konuşmak üzereyken hapşırıvermişti. Yeşilli hafif endişe ile çocuğa baktığında çocuk sonunda konuşabilmişti.

"Biraz hasta oldum sanki.."

Chifuyu çocuğa sinirle baktığında bir yandan da ne yapsam diye endişeleniyordu.

"Bizim eve mi gitsek annem çorba falan yapabilir.. "

"Oh hayır hayır gerek yok cidden.."

O sırada yeşillinin arkasından görünen sarı saçlar ve bu sarı saçlının konuşmaya başlaması ile ikilinin dikkati ona yönelmişti.

"Oi Takemitchy! Neden okula gelme- Hey bu halin de ne?"

Takemichi yorgun bakışlarla kapının girişindeki çocuklara bakıyordu.  En sonunda aklına kapıyı açmak gelince zar zor yerinden kıpırdamadıştı.

"E içeri gelin istiyorsanı-*haapşu*"

"Aslında benim gitmek gerek"

Yeşilli telefonuna bakarak söylendiğinde Takemichi ona anlayışla gülümsemişti.
Chifuyu gittiğinde diğer iki çocuk bir süre bakışmış ardından içeri girmişlerdi.

Takemichi ayaklarını sürüyerek koltuğa doğru ilerlerken Manjirou biraz evde göz gezdiriyor aynı zamanda diğerini takip ediyordu.

"Evimi nasıl buldun Mikey-kun?"

Manjirou kendisine yöneltilen soru ile gülümsemişti.

"Biraz araştırdım diyelim.."

Takemichi koltuğa oturup üşüdüğünü belli edercesine. Battaniyesine sarılmıştı.

Manjirou ise çocuğun ateşi olup olmadığını kontrol etmek için yüzüne doğru eğilmiş ardından elini alnına yerleştirmişti. Takemichi'nin hissettiği soğuk elle titremesi bir olmuştu. Aynı sırada Manjirou elinin altındaki sıcak alın ile duraksamıştı, çocuk bildiğin yanıyordu.

"Hım senin duşa girmen gerek."

"Ha , hayır Mikey-kun, yalnızca biraz dinlensem geçer"

Takemichi konuştuğunda Manjirou sıcaklığın yalnızca alnında mı, yoksa bedenin de mi olduğunu öğrenmek için elini çocuğun boynuna yerleştirmişti. Bunun üzerine Takemichi kıpkırmızı olurken Manjirou çocuğun cidden ateşi olduğuna kanaat getirmişti.

"M-mikey-kun?"

Manjirou, çocuğun koltuktan kalmayacağını anladığında onu kucağına almıştı.

Koridora doğru ilerlerken sormakta geciktiği soruyu sormuştu.

"Banyo nerede Takemitchy?"

Yüzü kıpkırmızı olan Takemichi, ki Manjirou bunu hastalığına veriyordu, zar zor konuşmaya çalışmıştı.

"Şey.. sağ tarafta.."

Manjirou, Takemichi'yi banyoya getirmiş, ardından sarı saçlıya bakmıştı.

"Sana yardım etmemi ister misin?  Banyo yapamayacak kadar yorgun görünüyorsun.."
[Bu çok gayce ]

Takemichi'nin daha çok kızarması ile Manjirou gülerek banyodan çıkmıştı.

_____

Ben gay olmusum jfhdjdh
Her neyse cok kötü yazmadim sayilir gibi yanii gibi

Düşünceleriniz?

Shine ~ TakeMikeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin