31.Bölüm

1.8K 90 31
                                    

Eray'ın Bakış Açısından Devam

Yiğit ile kaç dakikadır konuşmadan bu şekilde oturduğumuzu bilmiyordum ama bu durum canımı sıkmaya başlamıştı. Yiğit üçlü koltukta otururken bende onun çaprazında bulunan tekli koltukta oturuyordum. Ayrı oturmak istemiştim çünkü ondan emin değildim. Bir öyleydi bir böyleydi, ne yaptığı belli değildi. Yiğit'e gözlerimi dikerek boğazımda ki gıcıklanmayı öksürerek atmamla gözleri benim gözlerimi bulmuştu. Birkaç saniye gözlerinde kaybolurken kafamı iki yana sallayarak "Yardım ettiğin için teşekkür ederim. Mecbur olmasan da yardım ettin." dememle beraber dudakları yukarı doğru kıvrılarak "Yardım etmem gerekiyordu çünkü Eray sana kimsenin zarar vermesini istemiyorum." diyerek gözlerimin içine bakmaya devam etti, ben ise utanmış bir şekilde gözlerimi etrafta gezdiriyordum ama yine dönüp dolaşıp gözlerim gözlerinde takılı kalıyordu.

"Eray?"

"Efendim?"

"Daha ne kadar konuşmadan durmayı planlıyorsun?"

"Benim değil senin konuşman gerek. Ben sana söylemem gerekenleri söyledim. Benim sana dediğim şeyleri görmezden geleceksen benimle bir daha konuşma çünkü ben görmezden gelemem."

Dediklerim karşısında kaşları havalanmış bir şekilde hiçbir şey demeden gözlerime öylece bakakalmıştı. Benim onunla bu şekilde konuşmamı beklemiyordu sanırım zaten bende böyle bir şekilde diyeceğimi beklemiyordum ama artık kendimi durduramamıştım ve söylediklerim rahatlatmıştı. İçime atarak kendime zarar vermekten başka bir şey yapmıyordum. Yiğit'in yerinden kalkıp yanıma adımlamasıyla birlikte bende tek tek onun hareketlerini izliyordum. Ağır adımlarla önüme diz çöktü. Ben ne yapacağını meraklı gözlerle izlerken, aramızda ki garip sessizlik konuşmasıyla bozuldu.

"Görmezden geldiğimi nereden çıkardın?"

"Belli olmuyor mu?"

"Evet bende hatalıyım ve bununda farkındayım. Kendimi tam anlamaya çalıştığım sırada hislerimi görmezden gelmeyi tercih etmiştim. Seni bir yanım hep daha yakından tanımak isterken diğer yanım istemiyordu çünkü korkaktı. Basit şeylere kafa yorarak zamanımı geçirmiştim ve senin bana davranışlarını bile görmezden gelmeye çalışmıştım. O kadar görmezden gelmeye çalışmıştım ki ne kadar görmek istemesem o kadar çok görmeye başlamıştım. Sen bana itiraf etmeden önce benim benliğim beni çoktan sana hissettiğim duygularla yemeye başlamıştı. Ne kadar inkar edip olamaz desem de kendimi hep seni düşünürken buluyordum. Sen itiraf ettikten sonra kendimle savaşmayı bırakmıştım ama hala cesaretim yoktu. Seni o Anıl denen oğlanla gördükten sonra her şeyim paramparça olmuştu. O Anıl denen çocuğu gördüğümde hissettiğim kıskançkık bedenimi tamamen sarmıştı. Seni kıskanmıştım çünkü senin başkasıyla olduğunu düşünmüş ve bu durum benim kendimden nefret etmemi sağlamıştı. Elimden kayıp gittiğini sanmıştım. Kağan sizin gülümsediğiniz fotoğrafı gösterince bu benim son noktam olmuştu. Seni o kadar aradım ama hep bir şey çıkmıştı ve en sonda bu olay olmuştu. Sana bir şey olacak diye o kadar korkmuştum ki oraya nasıl geldiğimi bile bilmiyordum çünkü sana bir şey olsa nasıl nefes alırdım ki? Nasıl yaşamaya devam ederdim? Sen kalbimde öyle bir yere sahip olmuşsun ki kalbim senin için atıyor. Şimdi seni ne kadar çok sevdiğimi anladın mı? Eray seni seviyorum. Şu anda senin kalbinde benim kalbim gibi bu kadar hızlı atıyor mu? Peki o kalbinde hala bana yer var mı?"

Neredeyse mutluluktan ağlayacaktım. Eliyle elimi tutarak kalbine götürdü ve hissetmemi sağladı. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki göğsü resmen inip kalkıyordu. Ellerim heyecandan titrerken o ise elimi sıkıca tutarak göğsüne bastırmaya devam ediyordu. Gözlerini bir saniye bile benden ayırmadan bana bakıyordu. Mutluluktan ve heyecandan o kadar garip bir ruh halindeydim ki hızla bedenimi Yiğit'in üzerine atarak sıkıca sarıldım. Sarılmamla birlikte derin bir nefes alıp o da bana sıkıca sarılmaya başlamıştı. Kafamı boyun girintisine sokup konuşarak sessizliği bozdum.

Benim Kahramanım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin