Medyadaki Barış
Karşımda gördüğüm manzara karşısında ağzım açık bir şekilde bakakalmıştım. Dersimize giren iki hocada şu an karşımda oturmuş bana bakıyorlardı. Bende ne olduğunu anlamak için Kağan'a dönmemle ağzıma tokatı yapıştırması bir oldu.
"Ağzını kapat sinek kaçacak"
"Ne oluyor lan burada?"
"Haa Barış'dan bahsediyorsun"
"Tabi ondan bahsediyorum burada ne işi var?"
"Üvey abim"
"Üvey abin olduğundan haberim yoktu"
"Boş ver"
Yiğit abinin seslenmesiyle konuşmayı bırakıp Yiğit abiye döndük.
"Orda öyle ayakta dikilmeyi mi düşünüyorsunuz?"
Cevap vermeme fırsat bırakmadan edebiyatçımız Barış cevap vermişti bile
"Senin adın neydi? Bugün sınıfta söylemiştin de sesten tam anlayamamıştım."
Ben hala uzun uzun bakarken, Yiğit abinin sinirlendiği her halinden belliydi. Bitmekte olan sigarasını söndürüp, yerine yenisini yaktı. Yumruk olan elinde çıkan damarları nerdeyse patlamak üzereydi. Neden bu kadar sinirlenmişti anlamıyordum. Yiğit abiyle Barış abi arasında gözlerim gidip gelirken Barış abinin sorusuna cevap vermediğimi farkettim.
"Adım Eray"
"Hmm Eray bir an hiç cevap vermeyeceksin sanmıştım."
Elimle ensemi kaşıyarak mahçupca gülümsedim. Aslında Barış abi iyi birine benziyordu ama Yiğit abinin sevmediği her halinden belliydi. Belki üvey kardeş oldukları için sevmiyordu, bilmiyordum. Kağan da arada dürtüp gidelim diyordu ama bana da sürekli soru sorulduğu için burada hapis kalmıştım. Barış abi yerinden kalkıp yanıma adımlarken, Kağan kulağıma eğilip fısıldadı "Odama gel ben gidiyorum" deyip hızla odasına girdi. Bende mal gibi arkasından bakakalmıştım. Beni böyle tek başıma bırakmıştı piç. Barış abi yanıma gelip kolunu omzuma atınca gözüm Yiğit abiye takıldı. Sinirden elini daha fazla yumruk yapmak ister gibi sıkmaya başlamıştı. Barış abi önce Yiğit abiye bakıp sonra benden uzaklaşarak boydan boya süzüp gülümsemeye başladı.
"Baya yakışıklı çocukmuşsun sınıfta farkedememiştim. Neyse gel de yanıma otur biraz konuşalım. Malum burda beni umursayan yok da."
Benim cevap vermeme fırsat vermeden kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Yiğit abi ise öldürücekmiş gibi gözleriyle bize bakıyordu. Burada tamamıyla suçsuz olan benim ama neden bana da sinirle bakıyordu. Barış abi beni çekiştirip koltuğa oturtunca oda yanıma oturmuştu.
"Eee Eray sen bizimkileri nerden tanıyorsn bakalım?"
"Kısaca Kağan'ı bir kediye yardım ederken görmüştüm. Bende yardım etmek için yanına geldim. kediler hakkında bir kaç bilgim vardı öyle olunca Kağan da beni buraya getirdi. Arkadaşlığımız öyle başladı."
"Hmm demek şurda uyuyan kediyi siz kurtardınız."
"Evet"
"Adı ne?"
"Kağan adını haydar koydu."
"Haydar mı? Tuhaf ama iyiymiş"
"Aynen"
Yiğit abi oturduğu yerden kalkıp "Ben balkona çıkıyorum" deyip giderken. Barış abi ölmek ister gibi konuşmaya başladı.
"Bizene lan nereye gidersen git"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Kahramanım (BxB)
Teen FictionBir öğrenci ve bir öğretmen her şeye rağmen birlikte olacaklar mı? (Hitorijime My Hero'dan esinlenilerek yazılmıştır)