(Arkadaşlar biliyorum bölümü baya geç attım. Tamam lan sövmeyin artık attık işte. Umarım bir daha böyle yapmam (yapacağım kesin)😂 Hadi size iyi okumalar.)
________
Yiğit'in Bakış Açısından Devam
Olayın üzerinden 2 gün geçmişti ve o süre zarfında Eray bize gelmemiş ben de kağan'ın eve getirmesini engellemiştim. Amacım beni yanlış anlamış olmasıydı boştan yere umut beslesin istemiyordum. Elimdeki son sigarayı söndürüp boş boş etrafa bakarken, içeriden gelen Kağan'ın sesiyle yataktan kalktım.
"Abiiiiii annem gelmiiş"
Siktir bu kadının gene burda ne işi vardı. Onca yıldan sonra tekrar hiçbir şey olmamış gibi nasıl gelebiliyordu? Üzerime tişörtü geçirip odadan çıktım. Kağan telefonla uğraşırken bende mutfağa yöneldim. Amacım şu kadını bir an önce göndermekti. Bu sefer ne için gelmişti? Bunu hiç mi hiç merak etmiyordum.
"Niye buraya geldin?"
"Kağanı görmeye geldim."
"Gördüysen git artık"
"Aslında senden bir şey rica etmeye gelmiştim."
Cebimden çıkardığım yeni paketi açıp içinden çıkardığım dalı ağzıma yerleştirirken "Hayır" cevabını direk yapıştırdım. Zaten isteyeceği şey benim hayır diyeceğim bir şey olacaktı uzatmaya gerek yoktu.
"Daha ne isteyeceğimi bile bilmeden nasıl hayır diyebiliyorsun?"
"Ne istersen iste zaten hayır diyecektim. Cevabımı aldığına göre bence artık gitme vaktin geldi."
"Oğlum"
"Bana sakın bir daha oğlum deme"
"Sen benim oğlumsun. Yiğit eğer beni gerçekten görmek istemiyorsan bu iyliğimi yap bir daha evine bile uğramayacağım"
Bana oğlum diyordu ama doğar doğmaz dışarı atmıştı. Yurtlarda büyüyüp bu yaşıma kadar kendi başıma gelmiştim. Kağan'a ise kendi çabalarımla ben bakmıştım kimse yardım bile etme zahmetine girmemişti ve bu yüzden kimse ne kadar zorlandığımı bile bilmiyordu. Sigara dumanını derince içime çekerken söyle der gibi kafamı salladım.
"Barış ingiltereden gelip senin çalışacağın okulda edebiyat öğretmenliği yapacakmış. Yurt dışından geldiği için kalacak herhangi bir yeri yok. Bir haftalığına evinde kalmasına izin ver lütfen. Söz veriyorum başka bir şey istemeyeceğim."
"Senin o deli oğlunun evimde kalmasına izin vereceğim ha hemde bir hafta rüyanda görürsün."
Aramızda 3 yaş fark vardı ben 26 o ruh hastası da 23 yaşındaydı ve ben başka adamdan olan herifi evimde tutacaktım öyle mi? Benim için dünya da ki en saçma soruydu.
"Tek isteğim bu lütf-"
"Hayır, söyleyeceklerin bittiyse artık gidebilirsin."
"Bir kere daha dediğimi yap rica ediyorum. Bak senden başa hiçbir şey istemiyorum. Barış bir haftalığına sende kalsın söz veriyorum bir daha ne evine geleceğim ne de sizi arayıp rahatsız edeceğim."
Bitmiş olan sigaramı söndürüp dişlerimi sıktım. O piçi evimde barındırmak kötü bir seçenek olsa da bir hafta sonra rahat bir nefes alacaktım. Bir daha beni rahatsız edemeyecekti. Karşımda ki kadının gözlerine baktım, gözlerime umutla bakıyordu. Bizi siktiğimin hiçliğine terk ederken o piçi lüks içinde yetiştiriyordu. Lüks içinde yetiştirmesi değilde aklıma onu ne kadar sevdiği bizi ise ne kadar sevmediği geliyordu. Eğer bu piçe bir hafta dayanabilirsem bir daha suratlarını görmeme gerek kalmayacaktı. Derin bir nefes alıp cevapladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Kahramanım (BxB)
Teen FictionBir öğrenci ve bir öğretmen her şeye rağmen birlikte olacaklar mı? (Hitorijime My Hero'dan esinlenilerek yazılmıştır)