Eray'ın Bakış Açısından Devam
Alarmın sesiyle gözlerimi zoraki bir şekilde araladım ve elimi şifonyerin üzerinde gezdirerek bulduğum telefonu aldım ve alarmı kapatıp yanıma koydum. Dün gece uykumda döndüğüm için sırtımı Yiğit'e dönmüşüm ve o da bana arkamdan sarılarak başını enseme gömmüş bir şekilde duruyordu. Efes alış verişleri tenime değerken ürpermeden edemiyordum. Bedenimde ki kollarını kıpırdatmasıyla bende yüzümü ona doğru çevirdim. Saçları iyice dağılmış öne doğru düşmüştü. Kafası eğik olduğu için yüzünün tamamını göremiyordum. Yüzüne düşen saçlarını geriye atıp yanağını okşamaya başladım. Birkaç saniye yanağını okşadıktan sonra saçlarını koklayarak öptüm ve yataktan kalkmak için doğrulmaya çalıştım ama kolları belime o kadar sıkı sarılmıştı ki kalkamıyordum. Elimle kolunu tutup tam yana atmıştım ki tekrar belimi kavramasıyla yüzümü suratına döndüm ve beni gülerek izleyen bir adet Yiğit ile karşılaştım. Sırıtır bir şekilde "Benden mi kaçmaya çalışıyordun?" dedi ve göğüsümden iterek tekrar yatağa yatmamı sağladı. Başımı onaylar bir biçimde sallayarak "Evet, eğer müsade edersen." dememle gülümseyip bedenime daha da sokularak "Ne yapsam ki? Hiç müsade edesim de yok." dediği şeye göz devrip "Okula hazırlanacağız hadi sende kalk." deyip kolunu çekmeye çalışırken o da başını boynumdan kaldırıp "Saat kaç ki?" diyerek gözlerini duvarda ki saate dikti ve tekrar aynı pozisyonunu alırken "Daha dersin başlamasına neredeyse 2 saat var, yani hala uyumak için zamanımız var." deyip boynumdan öptü. Ulan vahşi karakterinden çok yumuşak tatlı bir şey çıkmıştı ve bu haline tekrar tekrar aşık olmaktan kendimi alamıyordum. Sabah sabah böyle şeyler yapmasana aklımı alıyorsun be adam. Boğazımı temizler gibi yapıp "Olsun hem tost falan yapacağım o yüzden kalkmamız gerek." dememle mırıltılı bir şekilde "Yorgunum." diyerek uzatmasıyla kolundan hızla kurtuldum ve yataktan kalktım. Kafasını kaldırıp suratıma öylece baktı ve tekrar yastığa koyarak gözlerini yumdu. "O zaman beni yarım saat sonra uyandır." deyip yorganı omzuna kadar çekti ve uykuya daldı. Bende "Emrin olur paşam." diye söylenerek odadan çıktım.
Duş aldıktan sonra formamı giyip Yiğit'e seslenmiştim ve da benim arkamdan duşa girmişti. Tostları tost makinesine koyarak kahve yapmak için suyu ısıtmaya başladım. Yiğit de o sırada duştan yeni çıkmış bir şekilde altında siyah kot, üzeri çıplak ve saçları ıslak bir şekilde boynunda ki havluya kurulayarak yanıma geldi ve sırtını duvara yaslayarak bir yandan saçlarını kurulayıp diğer yandan beni izliyordu, bende ona bakmamaya çalışarak kahve yapmaya çalışıyordum çünkü bakarsam gözlerim net çıplak vücuduna kayardı. Allah'ım sen güzel aklıma mukayyet ol Rabbim. Güzel dualarımla beraber kahvesini kupaya doldurdum ve gözlerimi kaçırarak Yiğit'e uzattım. Önce bana sonra kupaya bakarak havluyu boynuna astı ve elimdeki kupayı alarak kahvesini yudumlamaya başladı. Tostları tabaklara koyduktan sonra birini Yiğit'in önüne koydum diğerini de ben alarak ısırıp yemeye başladım.
Tostumu hızla bitirip kahvemi yudumlarken Yiğit de tostunu bitirmiş ve kahvesini ağır şekilde yudumlayarak bana bakıyordu. Ben hazır olduğum için rahattım ama Yiğit hala bu haldeydi ve rahat bir şekilde kahvesini yudumluyordu. Gözlerim bir anlığına vücuduna kayarken hızla kendimi toparladım ve "Okula böyle mi gelmeyi düşünüyorsun?" diye söylendim. Gözlerini gözlerime sabitlerken "Hoşuna gitmedi mi?" diye gülümsedi. Göz göz devirerek "Yiğit dalga geçmenin sırası değil çok az vaktimiz kaldı." dememle kahvesinden son bir yudum aldı ve ayağa kalkarak "Biliyorum Kazak, ıslak vücuduma yapışmasın diye giymemiştim ve birazda keyfimden." diyerek gülmseyip odaya gitti. Bende o gittikten sonra arkasından boş boş bakarak ayağa kalktım ve masayı toparlamaya başladım.
Okulun önüne geldiğimizde arabayı okulun içine değilde okulun dışında bulunan ağaçlarına altına park etmişti. Dışarda gözlerini gezdirip ellerini yanaklarıma yerleştirdi ve dudaklarıma kısa bir öpücük kondurarak "Bugün size hiç dersim yok açıkcası bu biraz moralimi bozdu ama arada bir yanıma uğramayı unutma. Sürekli ben senin yanına gelirsem çok dikkat çekerim." diyerek alnımdan öptü ve geri çekildi. Başımla onaylayarak arabadan tam inecektim ki kolumdan tutmasıyla tekrar yerime oturdum. Bakışlarım onu bulurken "Bugün o şerefsize dersiniz var değil mi?" demesiyle kaşlarım çatık bir şekilde "Kim?" diyerek karşılık verdim. Gözleri kısılırken "Okulda o piç edebiyatçıdan başka şerefsiz yok." demesiyle şaşkınca ona bakmaya başladım. Bugün Barış'a dersim olduğunu nereden biliyordu? Ciddi ciddi ders programıma kadar biliyor muydu? Şaşkın bir şekilde "Nereden biliyorsun?" dememle gözlerini kaçırıp "Bayadır biliyorum ama şimdi önemli olan bu değil. O şerefsizle muhatap olma. Dersiniz başlamak üzere hadi git önden benim ilk dersim boş, o yüzden biraz daha burada kalacağım." diyerek cebinden çıkardığı sigara paketinden bir dal aldı ve yakarak içmeye başladı. Arabadan inerken "İyi dersler." demesiyle gülerek "Sana da iyi dersler hocam." dememle söylediğim şeye kaşları çatık bir şekilde bakarken bende gülümseyerek yanından uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Kahramanım (BxB)
Teen FictionBir öğrenci ve bir öğretmen her şeye rağmen birlikte olacaklar mı? (Hitorijime My Hero'dan esinlenilerek yazılmıştır)