Ders boyunca gözlerim hep Kağandaydı acaba öğle arası Ardayla ne yaşamışlardı. Neler konuştuklarını bilmiyordum ama iyi şeyler olmadığı belliydi Kağanın aldığı derin nefeslerin ardından rahatsız olduğunu anladım. İkisi içinde kötü sonuçları olduğu belliydi zaten ardanın gidişinden anlamıştım. Sonunda tenefüs zilinin çalmasıyla ders bitmişti. Gözümü kağana dikip uyanmasını bekliyordum. O ise kafasını kıpırdatıp bana döndürmüş ve hala uyumaya çalıştığı belliydi kendini zorluyordu ama şuan zorlamaktan daha çok konuşarak çözmemiz gereken şeyler vardı. Derin bir nefes alıp Kağanı dürtmeye başladım. Dürtmelerime tepki vermeyip hala öylece duruyordu ama benimde pes etmeye niyetim yoktu. Gözümü devirip daha sert dürtmeye başladım. Kağan da rahatsız olmuş olacak ki kaşlarını çatarak tek gözünü açmıştı.
"Ne var deminden beri dürtüp duruyorsun."
"Ne olduğunu anlatacak mısın yoksa anlatman için başka yollar mı deniyim"
"Ardayı reddettim"
"o belli oluyordu zaten ne konuştunuz demek istiyorum"
Yerinden doğrulup kızarmış gözleri gözlerimi buldu. O gözlerde acı, hayal kırıklığı öfke vardı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.
"onu o şekilde sevmeyip ikimizin arasında arkadaşlıktan başka bir şeyin olmayacağını söyledim. O ise beni hiç bir zaman arkadaşı olarak görmediğini söyledi. Kısaca konuştuklarımız bu"
"Sen iyi misin?"
"Daha yeni barıştık derken neden böyle olmak zorundaydı ki neden ben olmak zorundaydım. Hem beni gerçekten hiç bir zaman arkadaşı olarak görmediği doğru muydu?"
Kağana öylece bakarken ne yapacağımı bilmiyordum. O yüzden de sadece izlemekle yetinmiştim. Yani Arda Kağanı tanıdığı günden bu zamana kadar mı seviyordu. Cidden onun için zor olmalı. Ardayı ne kadar sevmesemde şu an ona acıyordum çünkü eğer öyleyse şuan çok acı çekiyordu. Peki bunca zaman sevdiği halde nasıl dayanabilmişti hatta dayanabilmiş miydi sürekli yanında arkadaşı olarak gezmek acı vermemiş miydi. Düşüncelerimi bir kenara atarak Kağana baktım. Fısıltıyla dişlerinin arasından"hiç bir zaman beni arkadaşı olarak görmemiş"deyip yumruklarını sıkarken gözleri çoktan dolmuştu. Dudağını ısırarak kafasını tekrar sıraya koyup uyumaya çalışırken hoca derse girmişti bile. Aynı şekilde derin bir nefes alıp kafamı sıraya gömdüm. Bundan sonra ne olacaktı merak dahi etmiyordum.
_______
Bütün dersler bitmiş şimdi ise eve gitmek için hazırlanıyorduk. Kağan ise hala modu düşük bir şekilde sorduğumuz soruları duymuyorsada öylesine geçiştiriyordu. Bu durum ise hayat enerjisi olmayan bir Kağanı karşıma getirmişti. Madem bu kadar üzülecekti neden reddetmişti ki yada bu olay onu şok etmişti. Derin bir iç çekip çantasını sırtına takan kağana döndüm.
"Kağan işten sonra yanına gelirim. Sen iyi olduğuna emin misin?"
"İyiyim sıkıntı yok hastasın sen işe gitme istemiyorsan evde biraz dinlen."
"Gerek yok ilaçlar sayesinde daha iyiyim hem işleri de bu sıralar baya aksattım."
"Peki sen bilirsin."
Mert ve gökhan akşam yemeği için geleceklerini söyleyip hızlıca okuldan çıkıp internet kafeye koşmuşlardı. Bazen bunların evde yemek yapacak birilerinin olup olmadığını düşünüyordum çünkü sürekli yemek için geliyorlardı. Kafamdaki boş düşünceleri atarak merdivenleri ikimizde sessizce inmeye başladık. Tam okulun kapısından çıkacaktı ki yiğit abinin sesiyle durduk.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Kahramanım (BxB)
Teen FictionBir öğrenci ve bir öğretmen her şeye rağmen birlikte olacaklar mı? (Hitorijime My Hero'dan esinlenilerek yazılmıştır)