2.Bölüm

17.1K 614 111
                                    

"A-a-ayı boğaaaaan."

"Böyle saçma salak bir lakabım olduğunu bilmiyordum. Kağan bu kim?"

"Arkadaşım olur kendileri gerçi yeni tanıştık ama olsun ve kediyi o kurtardı."

Ne? Arkadaş mı? Ne ara arkadaş olduğumu bile bilmiyordum. Ben buraya nasıl düştüm ya sadece eve gitmek istiyorum bir dakika bir dakika ya da eve de gitmek istemiyorum, buradan gitsem yeter. Burada korkudan altıma edeceğim hatta ufaktan  etmiş bile olabilirim.  

"Şşşh sana diyorum. Ohoo hangi alemdesin sen."

"Hah b-banamı de-dediniz?"

"Yok sana demedim kediyle konuşmaya çalışıyorum da, tabiki de sana dedim."

"Özür dilerim duymadım."

"Her neyse adın ne?"

"E-eray"

"Cidden saçma salak sebeplerden dolayı benden korkmana gerek yok. Eray bir şey yapacak değilim. Bu arada ben Yiğit. Birde şu boktan lakabı bir daha söyleme neyse ben uyumaya gidiyorum. Sesini çıkaran olursa kendini kapıda bulur."

Korkmana gerek yok derken bile titredim ya nereye düştüm ben yarabbim çek çıkar şu kulunu. Ayı bo- yani Yiğit bey hazretleri gittikten sonra derin bir nefes aldım. Buradan ne kadar çabuk gidersem o kadar iyiydi.

"Kağan seninle tanıştığıma sevindim ben gideyim artık geç oldu."

"Daha erken nereye gidiyorsun? Sabaha kadar pijama partisi verip daha dedikodu yapacaktık."

Allahım sen bu çocuğa akıl ver yarabbim burda kulunu çaresiz, masum, acınası durumda görüyorsun yardım et lütfeeeeen.

"Erken mi Kağan saat 12 oldu."

"Olsun burda kal bu gün."

"Olmaz ben gideyim rahatsızlık vermeyeyim."

"Hayatta bırakmam bu gün buradasın."

Çattık ya kolumu tutup bırakmıyordu üstüne üstlük çekiştirmeye de başlamıştı. Ne kadar kolumu çekmeye çalışsamda kolum gelmiyordu.

"Kağan kolumu geri ver. İhtiyacım var o kola hem abin uyanacak bak sesimize."

"Abiii Eray bu saatte eve gitmek istiyor burada kalsıııın."

Ne günah işledim de onun cezasını çekiyordum Allahım ben.

"Abiiii sen beni duyuyor musun?"

"Kulağımı siktin lan bağırıp durma sanane gidiyorsa gitsin rahat bırak çocuğu sıkıp durma lanet velet otur oturduğun yerde kaldırma beni ayağa."

Heyt be Ayı boğan paşa ağzından bal damlıyor bal

"Banane bı-rak-maaaam."

Evet kesinlikle büyük bir günah işledim. Tuttuğu kolumu geri almaya çalışsam da alamıyordum. Güç bakımından da abisine çekmişti. Şu anda kolumu artık hissetmiyordum. Allah rahmet eylesin en sevdiğim kolumdu. 
                                     
Kapının kenarına dikilmiş sinirle bir adet Yiğit abi gördüm. Resmen etrafında siyah auralar vardı. Bu sefer bittik işte Kağan ise arkama saklanmış kedi yavrusu gibi özür diliyordu.

"Abi vallaha da billa da bir daha olmayacak. Özür dilerim özür dilerim çok özür dilerim."

"Şey Yiğit abi özür dilerim gece gece rahatsızlık verdim h-hemen gidiyorum. Size iyi geceler"

Demin kendi selamı duyar gibi oldum ama hayırlısı. Yiğit abi önüme geçip kapıyı kitledi bende olanları mal mal izliyordum.

"Eray senle alakası yok rahatsızlık verdiğinde yok. Bugün burada yoksa ben kardeş katili olacağım. Bu arada ailene ben haber veririm"

Yapacak bir şeyim yoktu sabaha kadar dua power.

"Numara ver."

"Ne?"

"Ailenin numarası"

"Şey..."

"Ney?"

"Aslında benim bir ailem yok. Ben küçükken ölmüşler o yüzden yalnız yaşıyorum."

Boğazım düğümlenmişti ailem yok kelimesi bana ilk defa bu kadar ağır gelmişti. Yiğit abiye baktığımda ise bana öylece bakıyordu yüzünde garip bir ifade vardı, bana acımış mıydı? Hayatım boyunca kimseden böyle bir tepki görmemiştim tuhaf hissediyordum. Başımı okşayıp giderken arkasını dönmeden durdu "Kusura bakma" deyip gitti. Eliyle dokunduğu saçıma dokundum. Öylece kapının önünde durmuş olan biteni düşünüyordum. Bir günde bu  kadar olay yaşamıştım tuhaftı. Kağan'a baktığımda kediye aşkla bakıyordu, gülümsedim. Saftı maftı ama iyi biriydi Kağan'ın yanına gidip oturdum, bana bakmadan konuştu.

"Sence iyi olacak mı?"

"Bilmiyorum ama biz elimizden geleni yaptık
değil mi?"

"Evet, Umarım iyi olur."

"Umarım"

Kağan'la koltuğa oturmuş saçma salak şeylerden konuşuyorduk. En sevdiğin tatlı ne? En sevdiğin oyun ne? Gibi muhabbetler yapıyorduk. Kendi yaşıtım biriyle hiç derdim yok gibi konuşmak cidden iyi gelmişti, bu ilk defa iyi hissettirmişti. Aslında iyi biriydi ama bu salak olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"Eray"

"Hmm"

"Gerçekten hiç arkadaşın yok mu?"

"Artık sen varsın ya, senin var mı?"

"Eskiden ilk okulda her şeyi beraber yaptığımız Arda adında yakın bir arkadaşım vardı ama ortaokulu yurt dışında okuyacağını söyledi. Bana 'bir daha seninle oynayamayacağım' dedi. Bende ağzıma ne geliyorsa saydım, ondan nefret ettiğimi söyledim ama bunlar eskide kaldı. Seni yeni tanısamda iyi biri olduğun belli bundan sonra en yakın arkadaşım sensin."

"Anladım, teşekkürler."

Kağan odasından çarşaf ve yastık getirip kendi odasına gitmiş, bende salondaki koltuğa uzanmıştım. Bugün çok yorucuydu. Göz kapaklarım kendiliğinden kapanırken kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Benim Kahramanım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin