"Mayıs burada haremimde yaşamaya başlarsan Ömer rahat bırakmaz beni"
Koltuğa biraz daha yaslandım.
"Korkaklık yapacağın bir zamanda değiliz Hasan"dedim.
"Hem evim küçük"dedi bu kez.
"Hasan boş yapıyorsun, boş insan"dedim.
Evi Ömerle benim evimden daha büyüktü.
"Sevgilim izin vermez"dedi.
"Hangisi?"diye sordum.
Kendisi tam bir erkeğin o*uspusuydu.
" 8.numara"dedi.
"Ya evinde kalırım ya da burayı ateşe verir çeker giderim" dedim.
Gözlerini kısıp yüzümü inceledi. Ciddi olduğumu anlamış olacak ki derin bir iç çekip vücudunu yanıma bıraktı.
"Artık şu çığlığı kesecek misin?" diye sordu.
"Ne çığlığı la?"
"Telefonun"dedi.
O ana kadar telefonumun çaldığını fark etmemiştim yüksek zil sesine rağmen.
Masada duran telefonuma kolumu uzattım yetişemiyordum.
"Az k*çını hareket ettirsen alırdın" dedi Hasan telefonu alıp kucağıma bırakırken.
Telefonu cevaplayıp kulağıma götürürken cevap verdim Hasana.
"Sağol bebeğim, sağol gün ışığım, meleğim" o bu kelimelerden nefret ederdi o yüzden bilerek kurmuştum.
"Mayıs!"
Kulağıma gelen sesle mideme iğrenç bir ağrının girmesi arasında birkaç saniyelik zaman dilimi vardı.
"Yanlış numara"dedim karşı tarafa.
"Nerdesin kafayı yedirmekse amacın, ulaştın tebrikler" dedi.
Yana kıvrılan dudağımı dilimle yaladım.
"Üff seksi"dedi Hasan.
"Yavrum ben seksiliğin nirvanasıyım" dedim.
"Kim yanındaki" telefonun diğer ucunda gelen sesi unutmuştum.
"Enişten"dedim keyifle.
"MAYIS!"
"Nisan" diye karşılık verdim.
Dıt dıt dıt.
Telefon yüzüme kapanmıştı.
"Kimdi o?" Diye sordu Hasan.
"Önemli biri değil ya şu neydi ismi ha Ömer"dedim.
Yanımdaki iri beden derin derin öksürmeye başladı.
"Se..sen kafayı..öhö öhö..yemişsin" dedi.
"Ağzında bir şey yokken boğulan tek salak sensin"dedim.
Birkaç kez daha öksürdükten sonra kendine geldi.
"Neler dönüyor? Sen Ömerle konuşurken aptal kelimesini bile kullanmazsın seksi falan dedin"
Bezgince ona döndüm. Bacaklarımı karnıma kadar çektim.
"İki gün önce.."
Ayaklanmıştı.
"Noluyo?" dedim.
"Dur cips var onu alıp geleyim" dedi.
"Dizi değil bu"dedim.
O ise çoktan gidip cipsi almış yanıma çökmüştü.
"Neyse işte iki gün önce onun doğum günü münasebetiyle evi süsledim. Her yeri şu salak gül yapraklarıyla falan. Birkaç şişe içki bir pasta bir de hediye olarak iki alyans aldım" o gece gözümde canlanmıştı.
Zil çaldığında zorlukla bacaklarımı sürüklemiştim heyecandan adım atmayı geç nefes almayı dahi unutmuş gibiydim.
"Eee" dedi ağzı dolu Hasan.
"Bu geldi mumlar üflendi derken ben buna onu ne kadar sevdiğimi söyledim."
"Eeee!"
"Ne dese beğenirsin, ben de seni seviyorum kardeşim dedi"
İğrenç bir kahkaha atan Hasana baktım. Ağzındaki cips kırıntıları üzerime gelmişti.
"Kapat lan o at ağzını"diyip kafasına bir tane geçirdim.
Ben telefonumla uğraşırken nihayet oniki dakikanın sonunda kulağımı tırmalayan kahkahası durmuştu.
"Eee"dedi tekrardan.
"Ben de evden kaçıp çıktım. Bir otelde geceyi geçirdim ertesi gün eve dönül eşyalarımı alacakken baktım sokak arasında bir adam" duraksadım o yüz gözümün önüne geldiğinde midem bulanmıştı.
"İşte adam duvarla kendi arasına bir köpek sıkıştırmış elinde bira şişesi tekme atıyor. Kendimi kaybettim adamın üzerine atladım. Allah ne verdiyse geçirdim yüzüne"
"Köpeğe ne oldu?" diye sordu.
"Ne olacak can havliyle kaçıp gitti garibanım. Meraklanma o bölgenin milimine dahi mama koydurdum inşallah iyidir"dedim.
"Neyse işte, ben adamı baya bi dövdükten sonra Ömer gökten inmiş-"
"Haşa o nasıl söz lan"
Hasana tek kaşımı kaldırarak baktım.
Cidden mi?
"Bir daha sözümü kesersen ben de konuşmamı burada sonlandırırım"dedim.
"Beş kelimenden yedisi tehdit be"
Dediğini duymazdan gelerek konuşmama devam ettim.
"Ben o pisliği döverken Ömer nerden gördüyse geldi yanıma. Gerçi evin iki sokak ötesindeydim. Beni öyle görünce adamın üzerindeyken kavga etmeye başladık"
"...hm" diyebildi söylemek istediği kelimeyi yuttmasına sevindim.
"Ben taşınacağım diyince köpürdü çektim gittim oradan" dedim.
"...hm" dedi.
"Konuş lan konuş bitti anlatacaklarım" dedim.
Derin bir iç çekti.
"Oh be susmak ne b*ktan bir şeymiş" dedi.
Göz devirdim sadece.
"Sen git adama pat diye aşkını itiraf et sonra suçlu oymuş gibi evi terk et ha?"
Kurduğu cümleyi kafamda tartınca Ömere fazla kırıcı davrandığımı fark ettim.
"Ne yapsaydım Hasan padişahımız" dedim ironiyle.
"Ah benim ulemam ah?" konuşmaya ayak uydurmasına sırıttım.
"Kafayı yedirdi bana" dedim.
"Dile kolay beş senedir onu seviyorsun. Beş senedir olmadığın biri gibi davranıyorsun. Bunun son bulmasına sevindim. Unutma ki kendini başka biri gibi gösterdikçe o berbat rüyaların daha da artıyordu" dedi.
"Konuş deli doktorum konuş"dedim.
"Mesleğimle dalga geçme deli" dedi.
Evet Hasan Psikologdu üsten ders ala ala üç senede bitirmiş iş hayatına atılmıştı çoktan.
Bu zekasına rağmen matematikte berbattı.
"Peki ya sizinkiler ne yapıyor?"
Sorduğu soru yüzümdeki gülümsemeyi silip attı."A-aynı" dedim.
"Aynı mı?" kısık gözlerle beni izlediğine emindim ama ben kafamı yerden kaldıramadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncinen Kan
Teen FictionMayıs reddedilmeyi kaldıramadığından her şeyi geride bırakmıştı. Ninesinin yanına giden mayıs orada miraçla karşılaşmıştı. Kısa süreli tanışmaları sonlanmış ve ansızın mayısın sevdiği sokakta yolları tekrardan kesişmişti. Şimdi mayısın karşısındaki...