29-Plan

70 6 2
                                    

  Tüm bedenimi yavaş yavaş saran bu acı neydi?

Kalbim sökülmüştü karşımda kanlar içerisinde duruyordu.

Seyitlerin polislerle eş zamanlı olarak yaptıkları plan yerine vardığımda olanlar olmuştu.

Anladığım kadarıyla katil, planı fark etmiş önüne gelen herkese sıkmıştı. Yerde yatan onlarca yaralı ve hareketsiz insanlara baktım. Seyit de aralarındaydı.

Bir polis kelepçelediği birini yanımdan götürünce ona seslendim.

"Ne istedin onca çocuktun ne lan?"

Sesim titriyordu. Adam omzundan arkaya yüzüme baktı.

Gözlerimiz kesiştiğinde mideme iğrenç bir bulantı geldi.

Ölmesi gereken oyken neden bunca can hareketsizce yatıyordu?

"Sen ne biliyorsun lan! Benim çocuğum sırf engelli olduğu içi dışlandı on yaşında intihar etti! On lan on!"

"Böyle yaparak mı çocuğunun intikamını alıyorsun ha?"

Aklım almıyordu. Karşımdaki bedenin acısı çoktu ama bu onca yaptığı şeyi haklı çıkarmıyordu.

"Onca yetimi, çocuğu sakat bırakıp öldürmek mi senin adaletin P*ç"

"Gitme lan gitme "

"Hesabını ver"

..."gitme"

Aklım çıkacaktı, ne diz çökebiliyordum ne de dik durabiliyordum.

Öylece enkazın ortasında kalmıştım. Onlarca yaralı polis ve seyitin arkadaşları yerde yatarken ambulans görevlileri etrafta bir şey olmamış gibi dolanıyordular.

Sürüklediğim ayaklarımla seyitin taşındığı sedyeye ilerledim.

Ambulansa bindirdiler peşinden bindim. Elini tutmaya çok korktum. Yüzünü okşamak sarılmak istedim.

Yarasından sızan kana baktım. Kalbinin altından çokça kırmızı sıvı çıkıyordu.

Annem olsa bir pansuman yapsa da mikroplar zarar vermese seyite.

Tüm belleğim silinmiş gibi hissettim. Anlamsızca etrafıma bakıyordum. Neler oluyor?

Yaralı bedene baktığımda yüzünde tuhaf bir ifade gördüm. Gözlerini araladığında küçük dilim mutluluktan yutabilirdim.

"Se-sen" diyebildim.

Göğsünde hiç yara yokmuşcasına oturur vaziyete geldi.

Ben ise şaşkınlıkla onu izliyordum. Yüzünde acı çektiğine dair en ufak bir ifade dahi yoktu.

Esneyince rüyada olduğuma kanaat getirdim. Rüya olmasaydı nasıl böylesine rahat davranabilirdi.

Bakışları beni bulduğunda içten güzel bir gülüş gönderdi bana.

"Günaydın sevgilim" dedi.

"Rüyadayım rüya" dedim.

Ambulansın kapısı açıktı henüz hareket etmemiştik.

Arabadan indim, sıcak esen rüzgar bedenimi sardı içim alev gibi yanıyordu.

Yürüdüm.

Etrafına baktığımda yerde yaralı yatan o bedenler birer birer ayaklanıyordu.

Rüyaydı bu rüya.

Yürümeye devam ettim arkamdan ismim defalarca söylendi.

Ben ise bu rüyadan biran önce uyanmak istermişcesine yürüdüm.

"Dur..mayıs..dinl-" adımlarımı durduğumda arkamdaki beden sırtıma çarptı.

"Rüyadayım " dedim.

Koca bir şaşkınlıka yüzümü inceleyen seyite  baktım.

"Ne rüyası sevgilim?" dedi.

Kafası karışmış gibi çenesini ovdu.

"Sen, kanlar..ölen..tekrar dirilen..bu rüy-" cümlemi kesen çilek tadı oldu.

Dudaklarımı yumuşakça öpen bendenin beline kollarımı doladım.

Öpüşü bedenimdeki alevi harlamıştı. Nefes nefese kaldığımızda istemsizce ayrıldık.

"Oyundu her şey sevgilim oyun" anlamsızca yüzüne baktım.

"Planın bir parçasıydı Bizim içimizde bir ajan vardı bambu heykelleri anlatması için bu oyunu kurduk. O kişi bunu katile ilettiğinde bizim durduğumuz yeri de söyleyecekti. Biz de polisle eş zamanlı olarak hareket ettik içimize kurşun geçirmez yelek giydik"

Kafam karışmıştı bunu anlamış olacak ki üzerindekini çıkardı. Altında kana bulanmış çelik yeleği görünce içim rahatladı.

"Peki kan" dedim üzerine bulaşmış kanı işaret ederek.

"Gerçekçi olması gerekiyordu, dizilerdeki taktik" dedi.

Yeleği üzerinden attığında göğsünde birkaç moraltı gördüm. Büyük ihtimalle denk gelen kurşunların iziydi bunlar.

Derin bir iç çekip seyite sıkı sıkı sarıldım.

Ondan ayrıldığımda aklımdakini sordum.

"Hain kimdi?" dedim.

"Sinan" başımdan aşağı kaynar su dökülmüçcesine ona baktım. Böyle bir şey mümkün değildi.

O katil adam sinanın kardeşini öldürmüşken sinan bunu nasıl yapardı?

"Sakin ol sevgilim gerçekten de hain değil"

"Yine neler dönüyor dökül bakalım" dedim biraz daha toparlanarak.

"Sinan kimliğini belli etmeden bu katille iletişime geçti ilk başta amacımız telefonla konuştuklarında sinyalden bu kişiyi bulmaktı ama işe yaramadı. Biz de katilin sinana tamamen güvenip onu ajan sanmasını sağladık. Birkaç planımızı söyledi sağlam bilgileri sızdırdı. Birkaç senenin sonunda ise bu adam sinana iyice güvendi."

"Başka sorun var mı?"

Başımı olumsuz anlamda salladım.

Aslında aklımda milyon tane soru vardı ama şu an tek istediğim şey biraz daha sarılmaktı karşımdaki bedene.

Çıplak tenine sokağın ortasında olmamızı umursamadan yaklaştım ve köprücük kemiğine uzun bir öpücük bıraktım.

Kasılan bedeni gözümden kaçmadı.

Sıkı sıkı sarıldım. Eğer bu bir rüyaysa bu anda hapsolmak istedim.

Çilek kokusunu içime çektiğim şu zaman dilimi tüm zamanlardan daha değerliydi.

"Yarın büyük gün mayısım" dediği şeye mırıldandım.

Kokusu üzerimdeki gerginliği almıştı. Mayışmış şekilde kollarımı daha çok sardım bedenini.

"...evleniyoruz"

İncinen KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin