"Uyuyor musun?" diye sordum bana sırtı dönük kişiye.
"Telefonla konuşacağım rahatsız olursan odadan çıkarsın"diye ekledim.
Kıpırdandı, onu umursamadan telefonun ekranını açıp Ömerin ismini tuşladım.
Derin bir iç çekip kulağıma götürdüm.
"Mayıs?" Karşı taraftan uykulu bir ses gelmiş ben ise adeta erimiştim bu ses karşısında.
"Uykunu bölme, yarın ararım"dedim.
Telefonu kulağımdan uzaklaştırdığında sesi tekrar geldi.
"Dur dur kapatma" demişti.
"Ben anca müsait olabildim"dedim.
"Nerdesin, sen"dedi.
Karşı taraftan hışırtı sesi gelmişti büyük ihtimalle yataktan doğrulmuş olmalıydı.
"Ömer ben kaçtım"dedim.
Kafamı miraça çevirdiğimde benim tarafa dönmüş bana bakıyordu.
"Mayıs işleri bu kadar zorlaştırmak zorunda mısın her defasında?" dedi Ömer.
"Söyle bana ne yapayım? Senden kaçtıkça sana çıkıyor o şehirde her yol. Senden kopamadıkça mahvoluyorum" dedim.
"Mayıs kaçmak zorunda değilsin benden" dedi.
"Ömer lütfen.."dedim yalvarmadan farksız çıkan ses tonumla.
"Sabahın beşinde kalkacak olan benim!"
Bana dönük miraça baktım.
"O kim Mayıs!" Miraçın ses tonuna denk bir ses tonuyla konuşmuştu ömer.
"Sus miraç dön arkana uyu" dedim.
"Mayıs neler dönüyor orada?" Ömerin sesi tuhaf gelmişti.
"Yok bir şey, yarın konuşuruz, miraç beyimizin uyuması gerekiyormuş" dedim ironiyle.
"Miraç kim lan?" Ömer her defasında kafamı karıştırmayı beceriyordu. Tanımasam beni kıskandığını düşünebilirdim.
"Yeni oyuncağım" dedim keyifle. Keyfimi yarıda bölen yüzüme yediğim yastık oldu.
Telefonu kapatmadan kenara fırlattım ve miraçın üzerine atıldım.
"Sen bittin oğlum" dedim.
Yorganı kafasına geçirip üzerine oturdun o çırpındıkça benim keyfim yerine geliyordu. Bir hamle yapıp yorganın altından çıktı. İki kolumu tutup beni ters çevirdiğinde bu sefer gülen oydu.
Koca cüssesiyle karnıma oturan bedenden kurtulmak için hamle yapıyordum ama nafileydi.
"Bırak lan" dedim.
"Küfür yok" dedi.
"Lan küfür mü? Ağzına s*çtığımın" dedim.
"Mayıs" dişleri arasından tıslarcasına konuşmuştu.
"Koca g*tünü karnımdan çek yoksa.."dedim.
"Yoksa ne?" diye karşılık verdi.
"Miraç kalk üzerimden organlarım birbirine yapıştı" dedim.
Olduğu yerde rahatmış gibi biraz daha ağırlığını karnıma verdi.
"Bak Mayıs bey, senin şımarıklıklarını çekecek bir durumda değilim. Bir süre daha burada kalmak zorundayım sonrasında gideceğim. O yüzden şu berbat hayatımı daha da çekilmez kılma" tane tane konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncinen Kan
Teen FictionMayıs reddedilmeyi kaldıramadığından her şeyi geride bırakmıştı. Ninesinin yanına giden mayıs orada miraçla karşılaşmıştı. Kısa süreli tanışmaları sonlanmış ve ansızın mayısın sevdiği sokakta yolları tekrardan kesişmişti. Şimdi mayısın karşısındaki...