"Oğlum miraç kaç saattir kapıda bekliyor" yataktan doğrulup anneme baktım.
"Beklesin" dedim ince çarşafı üzerimden atarken.
"Koca adamlarsınız küslük size yakışıyor mu?"
"Anne lütfen üstüme gelme" dedim.
"O karanlıkta kapıda kalmış yukarı çağırdım gelmedi de"
Sonunda annemin ısrarlarına dayanamayarak yataktan çıktım. Annem zafer kazanmış bir edayla odamdan çıkıp kapıyı kapattı.
Ayaklarımı sürüyerek dolabıma gittim. Altıma siyah bir pantolon üzerine ise siyah beyaz bir tişört geçirdim.
Komidinde çalmaktan hiç durmayan telefonu ve geldiğim arabanın anahtarıyla cüzdanı aldım.
Mutfakta olduğunu tahmin ettiğim anneme salondan seslenip evden çıktım.
Dış kapıyı açtığımda az çok seçebildiğim yüz ifadesiyle seyitin bakışları beni buldu. Birkaç koca adımdan sonra yanıma vardı.
"Bin arabaya" dediğini yapıp arabaya geçtim.
O da sürücü koltuğuna geçtiğinde diğer arabanın anahtarını kucağına attım.
"Arabanı çalmış gibi oldum ama" dedim umursamaz bir tonda.
"Önemli değil, sinanın arabasını aldım" dedi.
Bindiğimiz bu araba beyaz renginde lüks bir modeldi.
"İyi" dedim.
O ise bir şey demeden arabayı çalıştırdı. Slow bir şarkı açtığında başımı pencereye çevirdim.
Dışarıya karanlık çoktan çökmüş, yağmur yağacak gibiydi. En sevdiğim yaz yağmuruydu.
Yarım saat sonunda şehri ayaklarımız altına seren bir tepede durmuştuk.
Elimi tuttuğunda bir şey demedim. Elimi de geri çekmedim.
"Çok başkasın" dedi. Ona baktım gözlerim kısık şekilde. Aklımda kavgamız uçup gitmişti.
Atmosferden mi bilmiyordum ama istediğim tek şey dudaklarına kapanmaktı.
"İltifat edeceğin zaman değil" dedim katili yakalama planına gönderme yaparak.
"Ne zamanı?"
Elimi bıraktı oturuşunu düzeltip bana baktı.
"Seyit-" ani bir refleksle dudaklarını yanağımda hissettim. Yeni bıraktığı sakalları yüzümü okşarken ondan bir iki santim uzaklaştım.
Dudağıma çok yakın bir yeri uzunca öptü. Alt tarafımın hareketlendiğini hissettiğimde ondan biraz uzaklaşmak istedim.
"Kaçma benden" fısıldayarak konuşmasına tebessüm ettim.
Yine beni çıldırtacak ve birden uzaklaşacaktı.
Düşüncelere daldığım sırada dudakları dudaklarımı kapattı.
Kafayı yemişcesine öpüyordu beni. Bense henüz karşılık vermememiştim.
Koltuğunu geriye çekip iyice üzerime uzandı.
"Seyit.." nefes nefese kalmıştım.
"Şşş" dedi tekrardan dudaklarıma yapışırken. Dudaklarımı araladığımda kıvrak dilini dilimle buluşturdu.
Bir elimi göğsüne attığımda onun da eli çoktan kalçamı bulmuştu.
Kalçamı sertçe sıkarken beni kendine çekmek istercesine bir eliyle belimi kavrayıp çekiştiriyordu.
"Ar-arkaya geçelim" dedi. Nefesi yüzümü okşadı.
"Hayır" dedim ona göre daha sakin bir tonda konuşarak.
"Mayıs seni istiyorum" dip dibe duruyorduk, dediği şeyle geri çekildim ve üzerimi düzelttim.
"En son beni durduran sendin hem böyle özel bir-"
Beni susturan şey tişörtümden içeri giren eli olmuştu.
Eli kalça kısmımda durmuş pantolonunun altına girmek için davet bekliyordu. Elimi elinin üstüne koyup geri çektim.
Bu hareketimi görmezden gelerek üzerime uzandı.
"Yarın sabah tehlikeli bir görevim var, sana doymadan ölürsem" boynumdan öptü, bu öpüş daha çok kokumu içine çekmek içindi.
"Seyir abuk subuk konuşma" dedim.
İma ettiği şeyin hayali bile kabustan beterdi. Onu kaybetme duygusu bedenimi sararken uzanıp sarıldım.
"Sana bir şey olursa keserim bu dünyanın fişini" dedim. Sarıldığım beden hareketlenince güldüğünü fark ettim.
"Ah mayısım ah" ondan uzaklaştığımda yüzümü gülümseyerek izliyordu.
"Bakma öyle" dedim konuyu değiştirmeye çalışarak. Bu bakış bana her şeyi yaptırabilirdi.
"Nasıl bakmayayım" derken dudağı yana kıvrılmıştı.
Tüm kırgınlığım uçup gitmişti, gecenin aydınlattığı yüzü ve beni süzen ela gözlerine tutuldum.
Eğer günün birinde zaman duracaksa bu anda dursun. Onun bu aşk dolu bakışları altında erirken dursun zaman.
"Mayıs, az kaldı evlenmemize" dedi. Yüzü ciddi bir hal aldı.
"Türkiyede evlenmemiz pek mümkün değil" dedim.
"Türkiyede olacağını kim söyledi" gözlerimi kısarak yüzüne baktım. Göz kırpıp arabayı çalıştırdı.
"Yarın sana geleceğim sevgilim" dedi.
Kurduğu cümlede koca bir hüzün sezdim.
Yarın bana gelmene gerek yok çünkü ben sana geleceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncinen Kan
Teen FictionMayıs reddedilmeyi kaldıramadığından her şeyi geride bırakmıştı. Ninesinin yanına giden mayıs orada miraçla karşılaşmıştı. Kısa süreli tanışmaları sonlanmış ve ansızın mayısın sevdiği sokakta yolları tekrardan kesişmişti. Şimdi mayısın karşısındaki...