Bölüme başlamadan oy ve yorum atmayı unutmayınn<3
***
Tırnaklarımı derimin içine girecek kadar avucuma batırdığımda olduğum yerde dikleştim. Stresli davranmamam gerekliydi. Halam oturduğu yerden kalkıp çayları koyacakken bende ayağa kalktığımda halamın ısrarı üzerine yerime oturdum.-Eee deli uşak anlat bakayim kimsun nerelerdansun? dedi babaannem sessizliği bozarak. Kafamı Acar'a çevirdim. Acar elindeki çay bardağını sehbanın üzerine bırakıp boğazını temizledi.
-Babam ticaretle uğraşıyor ayriyetten bir holdingimiz var. Onun başına nasip olursa ben geçeceğim. Ailem şuan yurt dışında. Bir kız kardeşim, birde ablam var. dedi Acar kısacası herşeyi özetlemeye çalışarak. Dedem kafasını salladı.
-Senun mesleğin nedur? Holding başi başi da ne yapaysun sen? dedi dedem asıl herkesin merak ettiği soruyu sorarak. Ben bile meraklıyım dedecim çok teşekürler bu sorun için.
-Efendim ben üniversitede mimarlık bölümü okudum. Askere komandoluk ile devam edince birkaç sene mimarlığa devam edemedim komandoluğa devam etmek zorundaydım. Şuan da hem mimarlıkla hemde şirketimizde bazı çekimlere yardımcı oluyorum. dedi Acar kendinden emin bir şekilde. Demek komando ve mimar. Vay be. Dedem komando kelimesini duyunca bir an gururlanıp bana doğru baktı.
-Eeee nasıl tanıştınız? dedi Selin ortaya laf atarak. Hay dilin kopsun emi kızım. Selin'e öldürücü bir bakış attığımda Selin sinsice gülümsedi.
-Çalıştığım iş yerinden. dedim sahteden gülümseyerek. Kısacası seni öldüreceğim temalı bir gülüştü.
Biraz daha sohbetin ve beklemenin ardından sonunda biz bize kalmıştık. Burada kalacağımızı düşünmüyordum. Yani Acar böyle şeylere alışık mıydı bilmiyordum. Oturduğumuz yerden Selin Acar'a sorular pardon salak salak şeyler sorarken gözlerimi devirdim.
-Selin rahat bıraksana kızım adamı. Bir çene var susmadın dan dan sabahtan beri. dedi Selim Selin'e sinirle. Selin Selim'e umursamaz bir bakış attığında gülümsedi.
-Eee ben en son ne diyordum of Selim unutturdun bak. dedi Selin sinirle cırlayarak. Acar gülümsedi.
-Alvina'da böyle sizde genetik galiba. dedi Acar samimiyetini bozmamaya çalışarak. Acar'ın bana çaktırdığı laf üzerine kafamı ona doğru çevirdim. Ben o cümle altındaki pis varoş kokusunu alırım.
-Ne yani ben çok mu konuşuyorum Acar. Canım sıkılıyor yani ne yapayım. Sende gel bir kere de şu kız ne yapar eder tabi ben neyim. dedim sinirden hızlıca konuşarak. Ben hariç herkes bana şaşkınlıkla bakarken sustum. Bir şey demeyip dudağımı büzdüğümde bacaklarımı karnıma doğru çektim. Acar gözünü yüzümden bir an çekmezken bakışları dudağımda durdu.
-Ee biz kalkalım o zaman. dedi Selin imayla karışık gülerek. Kafamı hızla Acar'dan çektiğimde o da bakışlarını benden çekti. Pencereden dışarıya göz gezdirdiğimde hava sisliydi. Dedem biraz yorulduğu için uyumaya gitmişti babaannem ve halam ise dışarıda biriken bir kaç işi halletmeye gidecek olmuşlardı ki kapının kapanma sesi ile kendimi topladım. Başta halam ve ardından babaannem içeriye girdiğinde karşımızda duran koltuklardan birine oturdular.
-Hava birazdan kararır. Bizde geceye kalmadan gideriz. dedim sessizliği bozarak. "Dedemi görmeye gelmiştik zaten."
-Kizum daha yeni geldunuz bir gün olsa kalaydunuz hasret kaldum yüzune. dedi babaannem sitemle. Halamda aynı şekilde kafasını salladı.
-Aynen be kuzen zaten kırk yılda bir geldiniz. Bir gece kalın lütfen. dedi Selin yavru köpek gibi bakış atarak. Kafamı Acar'a çevirdim. Acar'da aynı şekilde bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN NEFESİ
ChickLitBazı şeyler vardır ki, zorunda kalırsınız. En sevmediğiniz insanlara muhtaç olursunuz. Bazen hiç umut etmediğiniz insanlar sizin hayatınızın bir parçası olur. Hep, en sevdikleriniz tarafından parçalanırsınız. Oysa en son çürüyen organ kalp değil mid...