14. Bölüm: "Kollarının Arasındaki Şefkat"

128 10 0
                                    

Selaaam canımın içleri. Normalde size sınavlarım bittiğinde bölüm atacağımı söylemiştim ama çok yakın arkadaşım istedi ve bende seni kıracağıma kafamı kırarım daha iyi dedim ve bölüm atmak istediiim. Umarım beğendiğiniz bir bölüm oluuur. Hepinize keyifli okumalaar dileriiim.

Bölüme başlamadan oy ve yorum atmayı unutmayınn<3

***

Yaralarımı saracağını sandığım kişi aslında en büyük yaraydı.

Bense o yaranın yara bandı. Ne kadar üstünü kapatsam bile iyileştirmeyecek sadece acıyı dindirecek bir küçük bez parçası.

Gözyaşlarım yavaştan dinerken Acar benden ayrılıp yüzümü avucunun içine alarak konuşmaya başladı.

-Seni korkuttuysam özür dilerim Alvina. Ne kadar sahte de olsa biz bir şeyin içersine giriştik o yüzden alışman lazım. Ben normal bir insan değilim. Hayatım farklı insanlar ile dolu. Çevrem düşmanlarım ile dolu. Eğer bunlara dayanamaz isen tekrar düşün. dedi Acar gözlerimin içine bakarak. Kafam çok karışıktı. Şimdi bu kadar insanı sevgimize inandırıp nasıl bir anda ayrılabilirdik ki? Acar'ın gözlerinin içine bakıp kafamı salladığımda Acar ellerini yüzümden çekip arabayı çalıştırdı.

Bir kaç ay sonra belki de sene, artık Alvina Karaca olmayacaktım. Artık bir tehlike içinde yaşayacaktım. İlişkimizden evdekiler hariç kimse haberdar değildi. Anne tarafım ile pek görüşmezdim genelde baba tarafım ile daha yakındık. Bizde tam tersiydi maalesef. İlişkimiz tam oturmadan bir şeyler belirlenmeden kimseye haber vermek istemiyordum. Bir yandan da magazin vardı. Acar ünlü bir iş adamıydı ayrıca bir kaç kez haberlerden gördüğüm üzere getir götür ticaret işlerinde de pek iyiydi. Bunu duyunca insanlar ne tepki gösterirdi bilmiyordum ama ben artık kararımı vermiştim. Bu plandan vazgeçmeyecektim. Ve oyunda olsa Acar Eflah Karan'ın karısı olacaktım.

&&

-Nasıl hayır lan. Biz anlaşamadık mı oğlum ne geri çekilmesi.

Az çok duyduğum homurdanma sesleri ile gözlerimi açıp yaslandığım yerden kalktım. Üzerime çeki düzen verip arabadan indiğimde hâlâ telefon ile konuşan Acar'ı gördüm. Etrafa göz gezdirdiğimde boş alanın ortasında duran uçağı görünce gözlerim açıldı.

Bu adam bu kadar da mı zengin?

Gözlerimi etraftan çekip ilerlediğimde Acar görüş alanıma girdi. Beni görünce telefonda konuştuğu kişiye yarım yamalak bir şeyler söyleyip telefonu cebine koydu.

-Bu uçak. dedim elimle karşıda duran uçağı gösterirken. "Senin mi?"

-Evet, güzel değil mi yoksa. dedi Acar dalgaya alarak. Egolu şey. Uçağın önündeki takım elbiseli adamlardan biri yanımıza geldiğinde muhatap odağının Acar olduğunu anladım.

Yok birde senin muhatabın olacak Alvina. Bir zahmet yani.

Adam yanımızda durduğunda Acar bana doğru dönüp arabada olan çantamı almam için işaret etti. Onları yalnız bırakıp arabanın yanına doğru gittiğimde kapıyı açıp koltuğun üstünde duran montumu ve çantamı alıp kapıyı geri kapattım. Acar ve takım elbiseli adamı oldukları yerde görmeyince sağa sola bakındım. Görüş alanıma takım elbiseli adam girdiğinde, uçağın önüne doğru yürümeye başladım. Uçağın yanına geldiğimde adam sakin ama bir o kadar da tedbirli bir şekilde Acar ile konuşuyordu. Merakla uçağın kenarına bir yerde saklandım ve istemeden de olsa Acar ile adamın konuştuğu şeyleri dinlemeye başladım.

-Magazinciler haberi almış bile Acar bey yapacağım bir şey yok. dedi adam Acar'a sakin bir şekilde. Acar duyduğu şey ile sinirle şakaklarını ovuşturdu.

ÖLÜMÜN NEFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin