Bölüme başlamadan oy ve yorum atmayı unutmayınnn.
Bölüm şarkıları;
Chris Isaak- Wicked Game
Nazan Öncel- Geceler Kara Tren"Gelincik açtı bayırda,
Yandı yürek bu dert ile.
Yar gelir mi bu ovaya,
Dertli gönlüm eğlenir mi?"Neşet Ertaş.
***
Ateşten kaçtıkca aslında daha da ateşe verir insan kendini. Senin kendini yaktığın yetmezmiş gibi ateşine odun olur o insan. Sonra biri daha gelir benzin gibi üzerine dökülür, senin ateşini harlamaya devam eder. En sonunda seni söndürecek olan kişi olduğunu sandığın su dökülür üstüne ama seni söndürmez. Harlanan ateşini harlamaya devam eder. Ateşini söndürecek bir yorgan bulamadığını anlamadıkca suyu dermanın sanırsın. Dermanın sandığınsa sana hiçbir yardımda bulunmaz. Sen öyle sanır durursun.
Gözlerimi açtığımda Acar'ın arabasında olduğumu anlamak uzun sürmedi. Üzerime örttüğü ceketi nazikçe üzerimden kaldırıp arka koltuğa koyduğumda bakışlarımız kesişti ama konuşan olmadı.
-Uyuduğun için rahatsız etmedim. Eve götürüyorum seni, merak etme. dedi Acar bakışlarını yoldan ayırmadan.
-Anladım sağol. dedim sessizce. Acar'ın bakışları kısa anlığına yüzüme dokunduğunda çok sürmeden bakışlarını yola çevirdi.
Radyo kısık sesle çalmaya devam ederken Acar sessizliğe alışamadığı için mi yoksa içimizdeki sesleri susturmak için mi bilmiyorum radyonun sesini açtı. Çalmaya başlayan şarkının melodisi ile dudaklarım yana kıvrıldığında bu gülümseme kısa sürdü. Bu şarkı üniversitedeyken hastası olduğum o şarkıydı.
-Sevdin galiba şarkıyı. dedi Acar bana dudakları kıvrılmış yan bir bakış atarak.
-Evet üniversitede hep dinlerdim. dedim hafif gülümsemeye çalışarak.
Şarkı çalmaya devam ederken ben de sessizce söylemeye çalışıyordum.
The world was on fire and no one could save me but you. (Dünya yanıyordu ve beni senden başka kimse kurtaramazdı.)
It's strange what desire will make foolish people do. (Arzunun aptal insanlara yaptırdığı şey çok tuhaf.)
I never dreamed that I'd meet somebody like you. (Senin gibi biriyle tanışacağımı hiç hayal etmezdim.)
Bakışlarım bir yandan Acar'a kaydığında yutkundum.
-And I never dreamed that I'd lose somebody like you.
Acar'ın dudakları şarkının bu kısmında hareketlendiğinde burukça gülümsedim.
Ve senin gibi birini kaybedeceğimi asla hayal etmezdim.
&
ACAR EFLAH KARAN
Gözlerimin içine bakarken yüreğim bin yerinden tekrar parçalandı. Gelincik çiçeğim. Karanlık dünyama bir tohum gibi atılıp kalbimi yeşerttin. Şimdi nasıl olurda kökünü benden söküp gitmek istersin?
Onun bakışlarında kaybolmak, bilinmeyene doğru bir yolculuğa çıkmak gibiydi. Göz bebekleri tıpkı zümrüt gibi ışıldar, bakışları ise bir deniz gibi dalgalanırdı. Kimi zaman sakin ve huzurlu, kimi zaman ise fırtınalı ve coşkulu. Gözleri âdeta insanı günaha çağırır gibi tutkuyla bakardı bazen. Bazense yavru kedi gibi göz bebekleri büyür en masum hâliyle kollarının arasında sana sığınırdı.
Hamile olduğunu öğrendiği ilk gün kollarımın arasında minik serçeler gibi uyutmuştum onu. Aile kurmak sevgi isterdi. Onun sevgisi bile güzel bebeğimize yeterdi. Onu her şeyden korumak için elimde olan her şeyi bırakmayı düşündüm. Burdan uzaklaşmayı aileme daha güzel bir hayat yaşatmayı. Yapamadım. İçinde bulduğum hayat ne benim aile kurmam için güvenli ne de onları mutlu etmem için yeterliydi. Elimden ilk kız kardeşim sonra bebeğim alınmıştı. Ölene çare bulunmazdı. Ya yaşarken ölen?
![](https://img.wattpad.com/cover/308039959-288-k225328.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN NEFESİ
ChickLitBazı şeyler vardır ki, zorunda kalırsınız. En sevmediğiniz insanlara muhtaç olursunuz. Bazen hiç umut etmediğiniz insanlar sizin hayatınızın bir parçası olur. Hep, en sevdikleriniz tarafından parçalanırsınız. Oysa en son çürüyen organ kalp değil mid...