Giriş

6.7K 242 32
                                    

     Hayat dediğimiz bu şeyi niye yaşıyorduk? Aslında hepimizin yaptığı şey aynıydı. Doğmak, büyümek, yeri geldiğinde ağlamak, bazen gülmek ve yaşlandıkça ölüme yaklaşmak... en sonunda da ölmek. Herkes bu döngünün etrafında dönüyor Hepimizin hayatında ayrı ayrı sınavları var. Hepimizin ayrı ayrı dertleri, korkuları , affetmeyecekleri ve daha bir sürü şey.

     Beni soracak olursanız, sanırım hiç birini beceremiyorum. Ölüm deseniz, beceremiyorum. Yaşamak deseniz, zaten yaşadığımı da düşünmüyorum. Gülmek? Sanmıyorum.
Eee peki ben bu dünyada ne yapıyordum?
Cevabı bulamadınız değil mi? Ben buldum.
Acı çekmeye gelmişim.
Benim hayatım 6 sene önce tamamen yön değiştirmişti ve gittiği yön benden bir sürü şey almıştı. Eski okulumda yangın çıkması sonucu yeni bir okula başlıyordum. 5 sene önce tanıştığım erkek kardeşim gibi olan aze ile yaşıyorum.

" tuni hadi geldik." Düşüncelerimden ayrılıp kafamı azeye çevirdim. Onun sayesinde hayata tutunma sebeplerim olmuştu. O da benim sayemde hayata tutunmuştu.kafa salladım arabadan indik. İkimizde 16 yaşındayız. 5 senedir beraberdik ve en ufak bir yanlışını bile görmemiştim. Hem bana hemde çevreye karşı, babası da beni çok sever.
Arabadan indik. Bahçede kimse yoktu. Yeni ortamlar beni tedirgin ediyordu özellikle olanlardan sonra okul ortamları...

   Aze durduğunda bende durdum. Derin nefes aldım. Aze bana döndü.
" ben burdayım." Dedi elini destek olmak için tutup sıkarken.... İki kelimeyle insan rahatlar mıydı?
" ben burdayım kardeşim. Her zaman yaptığımız gibi yine yan yana halledeceğiz. Tedirgin olacağın hiç bişey yok. Yalnız değilsin. Korkmana gerek yok."
Gülümsedim. Beline sarıldığımda o da kollarını bana sardı.
" biliyorum aze, yanımda olduğunu biliyorum ve emin ol bu beni en rahatlatan şey.."
Hafif benden uzaklaşıp alnımı öptü.
İkimizde okula doğru ilerlemeye başladık.

      Önce müdür odasını öğrenip sınıfımızı öğrendik. Şimdi ise kapının önüne gelmiş içeri girmek için bekliyoruz. Daha fazla beklemek istemediğim için kapıyı tıklatıp açtım. 
" buyurun?"
Erkek bir öğretmen vardı.
" hocam ben ve kız kardeşim yeni kayıt oldukta sınıfımız burasıymış."
Sınıfa göz gezdirdim. Herkes bize bakıyordu.
" hoşgeldiniz çocuklar." Dedi öğretmen.
" ben Yavuz, matematik öğretmeniyim."
Gülümseyip kafa salladım.

    Hoca sınıfa göz gezdirdi. Sonra bize döndü.
" boş yerlere geçin, sonra da tanışalım olur mu?"
Sınıfa göz gezdirdim. İkili boş yer yoktu. Azeye baktım.   Sıkıca kolunu tuttum. Tedirginliğimi anlamış olacak ki gülümseyip  elimi tuttu avuç içimi çevirip öptü. Hocaya baktım.
" hocam biz beraber otursak olur mu yani yanlış anlamayın." Diyip sınıfa döndüm.
" bazı problemlerden dolayı tuana benden uzak kalamıyor da." Diyip lafımı devam ettirdi aze.
Hoca gülümsedi.
" hocam ben  Emir'in yanına geçeyim. Onlarda abi kardeş beraber otursunlar problem değil." Dedi sınıftan biri. Baktığımda siyah saçlı renkli gözlü bir kızdı.  Eşyalarını alıp bir ön sıraya geçti. Emir dediği çocukta oda tek oturuyordu ama onun yanına geçmişti. Kıza gülümsedim. O da gülümsedi.

    " sorun  çözüldüğünü göre yerlerinize geçin de tanışalım."
Yerlerimize geçtik. Önümde oturan kızı dürttüm.
" teşekkür ederim." Dedim o da gülümsedi.
" hiç önemli değil. Rahatsan problem yok."
Önüne döndü.
" sizi tanıyalım artık." Dedi hoca. Aze ayağa kalktı.
" ismim ümit ama arkadaşlarım veya çevrem aze der. Okulumuzda yangın çıktığı için bu okula nakil verildik."
Ön sıralarda oturanlar bile arkasını dönüp bize bakıyordu. Aze oturunca gözler bana döndü.
Ayağa kalktım. Ellerim sıranın hafif altında kalıyordu. Aze parmaklarımı tuttu. Gülümsedim. Bu ben burdayım demekti.
" ismim tuana Naz, azenin de dediği gibi okulumuz yandığı için buraya nakil verildik."

    Yerime oturdum. Herkes önüne döndü.
Hoca " memnun olduk arkadaşlar, kendi aranızda da teneffüste tanışırsınız." Diyip tahtaya döndü.
Ders devam etti. Bizde dinliyorduk.
Bir süre sonra zil çalınca kafamı sıraya koydum. Aze de kafasını sıraya koyup bana döndü.
" ilk güne göre gayet iyi başladık He?" Dediğinde güldüm kafa salladım.
" çok zorlanıyorsun dimi benimle uğraşırken, küçük çocuklar gibiyim ama elimde değil tedirgin oluyorum. Korkuyorum bilmiyorum.."dedim
aze kaşlarını çatıp kafasını kaldırdı. Bana iyice yaklaşıp saçımı öptü. Sonra kafasını daha yakınıma yatırdı.
" rahatsız olmuyorum. Zorlanmıyorum. Seninle ilgilenmeyi seviyorum tuana, 5 sene oldu alış artık. Seninle ilgilenmek bana o kadar iyi geliyor ki, unuttun mu sende zamanında benimle ilgilenmiştin. Başımda sabahladığın zamanlar bile olmuştu."

      Düşününce gülümsedim.
" biliyorum asla da yorulmadım ama belki sen-"
" saçmalama güzelim." Diyip sözümü kesti. Derin nefes alıp kafa salladım.
" ya Leya, akşam eve geçeceğim. Annem misafir çağırmış diyorum."
Duyduğum sesle gözlerim kocaman açıldı. Kalbim korkuyla kasıldı. Direk kafamı kaldırdım ama arkamı dönemedim . Adım sesleri duydum. Aze de kafasını kaldırıp bana baktı. Kocaman gözlerle önüme bakıyordum.
" ya çağan lütfen annenden izin almaya çalış, aşırı eğleneceğiz diyorum." 
Yemin ederim  derin nefes almaya nefesim yetmedi, gözüm doldu. Bulanık görüyordum.

 
" tuana?"  Azenin sesini duydum. Kafamı ona çevirdim. Hayalet görmüş gibi derler ya, öyleydim. Tek fark ben ses duymuştum
" noldu güzelim?"  Avuç içlerini yanaklarıma yaslayıp göz yaşlarımı sildi.
" burda.." dedim titreyen sesimle..
yanaklarımı azmeden kurtarıp arkamı döndüm. Doğru duymuştum. Çağanla Leya şuanda yan sıramda oturmuş konuşuyorlardı. Aze koluma dokununca ona döndüm.
" kim güzelim? Anlat hadi ne oluyor?"
Kaşlarım çatıldı.
" kuzenim.." dememle azenin kaşları çatıldı. Önce çağanların olduğu tarafa sonra bana baktı. Bakışlarımı çağanlara çevirdim. Çağanın bana arkası dönüktü ama Leya gözlerini bana çevirmesiyle dondu. Bende donmuş gibiydim. Gözümden düşen yaşlar bile acımdan kaçıyordu sanki. O kadar hızlılardı.

      " tamam hadi çıkıyoruz burdan." Aze kolumdan tuttuğunda Leya da aniden ayağa kalktı.
" çıkalım." Dedim azeye dönüp.
Leya aniden ayağa kalkınca çağanın ne olduğunu sorduğunu duydum ama bir daha dönüp oraya bakmadım.
" tuana!!" Leyanın sesini duyduğumda çoktan sınıftan çıkmıştık. Tam o anda ders zili çaldı.
Korkuyla adımlarım hızlandı. Hemen bahçeye çıkmam lazımdı. Aze de hızla yürüyordu. Bahçeye çıktık. Okuldan çıkmam lazımdı.
" tuana!!" Leyanın sesini duyunca bahçenin ortasında adımlarım kesildi. Olduğum yere mıhlanmış gibiydim.

      Aze yanımda durdu. Arkamı dönmedim.
" tuana.." sesi daha yakından ama alçak geliyordu. Kulaklarım uğuldadı.
" tuana sen misin?" Çağanın sesi... kalbim çürüdü sanki.  Adım sesleri duydum ama aze direk arkama geçti.
" ona yaklaşmayacaksın lan!!"  Çağan yanıma mı gelecekti? Aze onu tutmuştu. Leyalara doğru döndüm. Çağan beni görmesiyle azeye direnmekten vazgeçti. Durdu, yüzüme bakmaya başladı. Yüzündeki ifadeyi bile çözemedim. belkide umrumda olmadı.
" abi.." aze direk kafasını çevirip bana baktı. Abi kelimesi onun sinirini alan tek kelimeydi.
" eve gidelim. İlaçlarım." Aniden dengem bozuldu.
Çağanı bırakıp direk yanıma geldi.  Belimden tuttu. Aşırı stresten sonda hep böyle oluyordum. Beni kucağına aldığında Leyanın ağladığını çağanın da öylece baktığını gördüm. Aze beni arabada arka koltuğa yatırdığında  yüzüne baktım. Alnımı öptü
" eve gideceğiz sonrada ilaçlarını içiceksin. Beraber uyuyacağız. Yarın herşeyin çaresine bakacağım söz veriyorum."

     Kapıyı kapatıp şöför koltuğuna geçti. Evet azeyle tanıştıktan sonra abi şefkatini de tatmıştım...

Kuzenin nefretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin