Tunasız

1.4K 136 6
                                    

    Baktığım her yer bir yokluk, Tuna'nın  yokluğu...
Evime döndüğümde, tek hissedeceğim his eksiklik olacak. Neyin eksikliği?
Tuna'nın...
Canımın diğer yarısının...
İkizimin...
Hatta görünüş olarak kendimin...
Tuna görüntü olarak benimle aynıydı. Bu aslında onunla beraber bende öldüm demekti. İki kişilikten ibarettim. Sert, acımasız ve intikam ateşiyle yanan tuana...
Birde acılarında boğulsa da sürekli gülmüş, kendini bırakmamış tuana.
Bu ikinci tuana aynı zamanda tunaydı. O da ne olursa olsun gülüyordu. Artık gülmeyecek. Bu da demek oluyor ki benim diğer yarım ölmüştü. Tuna'yla beraber onu da kaybettim...

       " neredeler?" Azenin bağırışını duydum. Eylül beni yerden kaldırmış bahçedeki koltuklara oturtup hırka giydirmişti ama ben bedenim ölmüş gibi hissediyordum. Karanlık gökyüzü ve gökyüzündeki parlayan yıldızlar....
Onların Tuna'nın ölümünü gördüğümü bilip bilmediklerini bile bilmiyordum.
" tuana!" Leyanın sesini duydum. Bahçe kapısına baktım. Herkes burdaydı. Ayağa kalktım. Aze bana Doğru koşuyordu. Bende ona doğru gitmeye başladım. Yanıma geldiğinde direk sıkı sıkı sarıldı. Bende ona sarıldım. Buz kesmiş kalbim ısındı.
Sürekli olduğu gibi ağlamaya başladım. Azenin parmakları saçlarımda dolanıyordu.
" öldüm, yemin ederim öldüm."

      Kafamı boynuna gömdüm kimseyi görmek istemiyordum.
" abi!!" Ağlarken tek söyleyebildiğim buydu.
" tamam abim." Dedi fısıltıyla ama sesinden belliydi o da ağlıyordu.
" burdayım. Bulduk seni, bak babamda evde bekliyor. Geçti artık."
Aze geri çekilip gözyaşlarım yüzünden yüzüme yapışan saçlarımı geriye attı.
" abi Tuna..." nefesim kesildi.
" gördüm ben.."
Ağlamaktan bayılacak gibi hissediyordum. İçim ürperdi. Azenin beni kucağına almasıyla boynuna sarılıp yüzümü omzuna gömdüm. Yürümeye başladı.
Şuan burdaki herkes ağlıyordu....
" benim yüzümden aze..."
Daha sıkı sarıldım. İçimde kocaman bir boşluk vardı.
" şşş bunları daha sonra konuşacağız canım."
Azeye güveniyordum. En azından ona ve babama kavuşmanın rahatlığını yaşıyordum. Bi süre sonra uykuya daldım.

        "Tuana.." Tuna'nın sesini duyar gibi oldum.
Uykudan sıyrıldığımda gözlerimi açtım. Kendi odamdaydım. Ne zaman gelmiştim? Aşırı yorgun hissediyordum. Sağ tarafa baktığımda ayakta dikilen tunayı görünce direk yatakta doğruldum.
"Tuna!"
Yüzü yine ifadesizdi. Yere oturdu. Bende yataktan kalkıp yere yanına oturdum. Sırtımı yatağa yasladım.
" sonunda ailene kavuştun tuana."
Ben ona bakıyordum ama o karşıya bakıyordu.
" ama ailem eksik." Dedim hiç düşünmeden. 
" çok özür dilerim Tuna... yemin ederim ölmek istiyorum ama yapamam. İntikamını almadan olmaz..."
Tuna bana döndü. Gülümsedi.
" bi ikizim olduğunu bilmek beni biraz korkutmuştu." Dedi. Güldüm.

      " ama şimdi keşke daha çok zaman geçirseydik diyorum. Keşke daha çok zamanımız olsaydı tuana." Dudaklarımı birbirine bastırdım ağlamak istemiyordum.
" keşke olsaydı.." dedim.
" şimdi ne yapacağımı bile bilmiyorum, vücudum sanki artık beni taşımıyor. Ben kendime katlanamıyorum. Sanki sen benim diğer yarımken aynı zamanda diğer kişiliğimdin de seni içimden söküp aldılar. Bi tarafım boş kaldı ve ben bu boşluk hissini sevmedim."
Tuna tüm içtenliğiyle gülümsüyordu ama ben ağlıyordum.
" yol göster bana lütfen. Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çağan-" diyip durdum. Konuşamadım. Saçlarımı geriye attım. Çok çaresiz hissediyordum.
" gördüm ben, çağanın seni attığını... senin aşağı düşüşünü.."
Tuna sadece gülümsedi, yine bişey demedi.

       " tuana?" Gelen sesle irkilip arkama baktım.
Babamdı. Yanıma doğru yaklaştı. Tuna'nın olduğu yere baktım. Orda değildi. Tedirgin olmuştum ama babama belli etmedim.
" kızım iyi misin?" Bakışlarımı boşluktan çekip babama baktım.
" iyiyim."
Babam gelip karşımda çöktü. Yüzüme bakmaya başladı. Bende ona baktım.
" tunasız." Sesim titredi.
" nasıl olacak baba? Diğer yarım olmadan ne yapacağım?"
Gözümden yaş aktı. 
" hiç bişey düzelmiyor! Sevdiğim çocuk ikiz kardeşimi uçurumdan aşağı attı! Saplantılı bir aşığım var! Ben boğuluyorum! Nefesim kesildi artık! Gördüm ben, Tuna uçurumdan düşerken gördüm! Gözlerini bağladılar! Korkmuştur baba!!"
Yine ağlamaya başladım. Babam bana sarıldı.

     " sana ilk tanıştığımızda ne demiştim hatırlıyor musun?" Dedi. Sesinde şefkati hissettim. Düşündüm.
" taze yaralar hep kanarlar." Dedik ikimizde aynı anda. Babamın sesinde yine ilk günkü şefkati hissettim. Ben ağlarken o beni güvenli kollarıyla sarıyordu.
" ben kimseyi görmek istemiyorum baba... okula da gitmek istemiyorum. Ben tunaya gitmek istiyorum."
Babamın kolları sıkılaştı.
" her şeyi halledeceğim güzelim. Sen ne istiyorsan onu yapacağız. Söz veriyorum."
Ve babamın sözleri yemindir... ne istersem yapacağını biliyordum. Söz verdiyse ne olursa olsun itiraz etmeden yapar...

Kuzenin nefretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin