Herşey daha da zorlaşmıştı ama babama ve azeye olan güvenim biraz da olsa rahatlamamı sağlıyordu. Onlara güveniyorum ve bu durumun beni diğerlerine bırakmamak için gerekli olduğunu biliyorum.
" tuana.." uykumdan sıyrılırken birinin bana seslenmesini duydum. Gözlerimi açamıyordum. Biri kolumu bi kaç kere dürttüğünde irkilerek gözlerimi açabildim. Babamın arkadaşıydı. Derin nefes verdim.
" geldik canım. Hadi eve girelim." Dedi. Arabanın arka kapısını açmış inmemi bekliyordu. Etrafıma baktım. Site bir yerdi.
"Neresi burası?"
Yüzümü yüzüne çevirdim. İstemsizce tedirgin olmuştum.
" izmirdeyiz canım. Sabah olmak üzere eve geçelim olur mu daha rahat uyursun."
Kafa sallayıp arabadan indim. Babamın arkadaşı yüzüme bakıyordu. Bende ona baktım.
" tedirgin olmana gerek yok tamam mı? Eşim ve oğlum da evde, bir misafirimiz olacağını biliyorlar. Eşim aynı zamanda babanın da liseden arkadaşı. İsmim Alp."Gülümseyip kafa salladım. En iyisi bu durumu daha fazla çekilmez hale getirmek yerine biraz gülümsemeye çalışmaktı. O ilerlemeye başlayınca bende peşinden ilerledim. Bir sitenin içindeydik. Binalardan birine girdik. Kapı şifreliydi şifreyi girdi. Asansöre bindik. 3. Kata basmıştı.
Asansör kata gelince indik. Bir kapıyı çaldı. Ben Alp abiyi takip ediyordum. Hala uykum vardı.
Kapıyı kızıl saçlı renkli gözlü orta yaşlı bir kadın açtı.
" hoşgeldiniz canım." Diyip Alp abiye sarıldı. Ayrıldıklarında bakışları bana döndü. İçeriyi gösterdi.
" içeri geçelim öyle konuşalım canım."
Kafa salladım. Hep beraber içeri geçtik." böyle işte canım. Tuana bi süre bize misafir olacak." Dedi Alp abi. Karışı olayları bilmiyormuş, sadece misafir olacağımı biliyormuş. Geleli 20 dakika olmuştu.
" çok özür dilerim ama ben biraz uyusam olur mu? Sabah oldu olacak ama ben çok yorgunum." Dedim. Gözlerimden bile anlaşılıyordu. Alp abinin karısı nazlı abla gülümseyip ayağa kalktı.
" gel canım ben sana kalacağın odayı göstereyim."
Bende ayağa kalkıp nazlı ablayı takip etmeye başladım. Koridorun sonundaki odaya geldik.
" odanın banyosu var canım, sana rahat kıyafetler de koydum yatak örtülerini de yeni serdim sen keyfine bak. Ayrıca sabah bağırma sesleri duyarsan da aldırma. Rüzgar bey yani küçük oğlumun günlük rutinidir. Sabahları bağırmak."Gülüp kafa salladım. Küçük çocukları hep sevmiştim ama anne olamayacağımı duyduğum gün tedirgin olmaya başlamıştım. Yine de sorun yoktu. Nazlı abla odadan çıktığında bende üstümü değiştirip uzandım. Babam veya Aze benimle iletişime geçmeden onları da arayamazdım. Polisler eminim ki kaçtığım için peşime düşmüştür.... düşüncelerimin arasından uyku beni esir aldı. Gözlerimi kapattım.
" günaydın!! Anne ben uyandım!! Hadi artık sizde uyanın!!" Bağırma sesleriyle bilincim yerine geldi. Bi süre gözlerim kapalı bekledim. Hiç açasım yoktu.
" annecim sessiz ol misafirimiz var uyuyor." Nazlı ablanın sesiydi. Gözlerimi açıp yatakta oturur pozisyona geldim.
" ne misafiri?! Kim geldi?! Yaşasın benimle oynar mı?!" Alp abinin oğlu anlaşılan çok enerjikti. Duvardaki saate baktım 10 olmuştu. Yataktan çıkıp banyoda elimi yüzümü yıkadım. Dün çıkardığım kıyafetlerimi de giydim.
" günaydın." Diyip mutfağa girdim. Nazlı abla bana gülümsedi
" günaydın canım." Tezgaha yaklaşıp yapılacak bir iş var mı diye baktım. Nazlı abla yumurta yapıyordu.yıkanmış domates ve salataları görünce bıçak aldım.
" tuana ben yaparım hadi sen misafirsin içeri git."
Kafamı iki yana salladım
" benimde bişeyler yapmam lazım nazlı abla, düşünmeden yapamıyorum kafamı meşgul etmem lazım." Dedim" anneeee en sevdiğim tişörtümü bulamıyorum!"
6 yaşındaki bir çocuktan nasıl böyle ses çıkabilirdi? Yüzünü Daha görmemiştim. Koşma sesleri duymaya başladım. Bi kaç saniye sonra mutfağa girdiğinde kapıya döndüm.
" anne tişört-" beni görünce sustu şaşkınlıkla bana bakıyordu. Bende şaşkınlıkla ona baktım. Gözleri aynı çağan gibiydi... saçları kıvırcık... üstünde tişört yoktu. Bu haline güldüm ama bana çağanı hatırlatması içimi burktu. Domatesleri kenara bırakıp elimi yıkadım. Mutfak havlusuyla kuruttum. Rüzgar hala şaşkınlıkla bana bakıyordu. Yavaşça yanına yaklaşıp yere çömeldim.
" merhaba." Dedim.
" merhaba."
Çok tatlıydı. Yanaklarını sıkmak istedim ama kendimi tuttum.
" adım tuana Naz memnun oldum." Elimi uzatınca şaşkın bakışları düzeldi. Kıvırcık saçlarını düzeltti.
" memnun oldum" diyip elimi tutup öptü.
" bende rüzgar."
Gülmemek için kendimi tuttum ama o kadar tatlıydı ki annesi bile güldü. Yalandan boğazımı temizleyip kafa salladım.
" şey mi yapsak? Biz gidip tişörtlerine bakalım. Annen de burda işlerini halletsin. Olur mu?"
Heyecanla kafa sakladığında ayağa kalktım. Beni elimden tutup çekiştirmeye başladı. En azından burda sıkılmayacaktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/308659260-288-k728964.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzenin nefreti
General FictionDaha 10 yaşında kendi öz kuzeni tarafından pis bir oyuna getirilen kızın ne gibi travmaları olabilir? Kız bu pis oyun yüzünden nelerini kaybetmiş olabilir? Bide bunlar yetmezmiş gibi yeni geldiği okulla beraber yeni bir belası vardı. Her şey o lisey...