Dört duvar bir oda insana mezar olabilir miydi? Bana oldu... eve geleli tam 37 saat oldu ama odamdan çıkmadım. Kimseyi görmek istemiyorum ki... insanlar öldüğünde bir fotoğraf karesindeki gülümsemeleri geriye kalır demişti babam...
Şimdi elimdeki Tuna'nın resmiyle daha bir anlam kazanıyor bu cümle.
Tuna o gün geçmişinden ona kötü anı olarak kalan yüzündeki büyük izi bile umursamamıştı... çok içten gülüyor.
" çok eğlenmiştim."
Fotoğraftan bakışlarımı çekip yatağımda yanımda oturan tunaya baktım.
" bende çok eğlenmiştim. İçtiğimiz gece hiç bişeyi umursamıyordun." Dedim.
" gerçi sabahı biraz pişman olmuştum. Gece ortalığı birbirine katmıştım."Kahkaha attım. Yüzüm ruh gibiydi artık. Tüm mimiklerim donmuş gibi ama yine de güldüm.
Tuna yine konuşmadı. Hep böyle yapıyor. Yanıma gelip bi kaç kelime edip susuyor...
" oralarda çok mutlu ol tuna olur mu?"
İçimdeki çocuk şuan nefes alamaz halde ağlıyordu ama ben ağlamadım. Ağlayamadım.
" burda olamadın." Nefes Almaya çalıştım alamadım.
Nefesim bile titredi.
" seni mutlu edemedim özür dilerim ama orda mutlu ol lütfen. Söz veriyorum bir şekilde bir gün geleceğim. Yanına geleceğim ve bir daha yalnız kalmayacaksın."
Gerçek olmadığını bildiğim halde onu görüyordum. Delirmiş olmalıydım. Fotoğrafı yastığımın altına koyup yataktan kalktım. Tuna'nın oturduğu yere bakmamaya çalıştım. Direk odadan çıkıp Azenin odasına doğru ilerledim.Gece saat 2 yada 3 olmalıydı ama onunda uyuyamadığını biliyordum. Gece gelip beni kontrol ediyordu. Dünde gelmişti.
İçeri girdiğimde yatağının üstünde oturan Aze bana döndü. Beni görmesiyle ayağa kalkıp yanıma geldi. Bende içeri girip kapıyı kapattım. Karşısında durdum.
" tunayı görüyorum." Dedim hızlıca.
" o canavarın yanındayken de görüyordum. Hala görüyorum. Bi tarafım gerçek değil diyor ama bi tarafım onunla konuşmak istiyor gerçek olduğuna tamamen inanıyor. Konuşuyorum bi kaç kelimelik cevap veriyor yada bişey söylüyor ama sonra susuyor. Benim yüzümden olduğunu biliyorum. Çok özlüyorum ama bişey yapamıyorum."
Daha devam edecekken Aze bana sarıldı.Bende ona sarıldım.
" yarın tunaya gidelim mi?" Parmakları saçlarımda dolanıyordu. Hemen ayırılıp yüzüne baktım.
" cidden götürür müsün? Babam götüreceğim demişti ama götüremedi. Senle gitsek, bir sürü de çiçek alır dikerim ben."
Azenin bir kolu hala belimdeydi. Diğer eliyle saçlarımı geriye attı alnımı öptü.
" yaparız abim, sen neyi nasıl istiyorsan öyle yaparız. 20 gün, koskoca 20 gün yoktun delirdim burda. Hepimiz delirdik. Şimdi buradasın"Gülümsedim. Yarın tunaya gideceğim için heyecanlanmıştım.
" ayrıca sormak istediğini ama korkudan o gün olanları, sen yokken yaşadıklarımızı soramadığını biliyorum. Farkındayım. Herşeyi ben sana anlatacağım ama şuan değil. Şimdi küçük hanım, günlerdir yoksun diye uyuyamıyorum bugün benle uyumak zorundasın."
Hemen Azeden ayrılıp yatağa koştum.
" sağ taraf benim!!" Diyip yatağa girdim. Aze de gülüp sol tarafa yattı. Beni kolunun üstüne çekti. Bende göğsüne sarıldım. Beni sardı.
" iyi geceler cadı."
" iyi geceler abi,lütfen hep yanımda ol."
Saçlarımda Azenin dudaklarının baskısını hissettim. Bu hissi seviyordum. Aze bana kol kanat geriyordu. Beni seviyordu. Bende onu seviyorum. Hayattaki en değerli ikinci kişi benim için...12 bin 234, tam tamına 12 bin 234 adım. Bizim evden, hatta odamdan Tuna'nın mezarına 12 bin 234 adım... adım attıkça nefesim kesildi. Yaklaştıkça öldüm. Geleli 10 dakika oldu ama öylece mezara bakmaya devam ettim. Aze biraz ilerde beni bekliyordu. Yalnız kalmamı istemişti.
" özür dilerim. Çok özür dilerim Tuna. Keşke hiç yanıma gelmeseydin. Belkide hayatta olacaktın..."
Ölmeme ramak kalmış gibi hissediyordum. Sanki bir sandalye vardı ve ben onun üstüne çıktım.
" gördüm, o canavarın sizi bağladığını hatta çağanın..." konuşamadım.
Çıktığım sandalyenin tepesinde duran ipe baktım. Boğazım düğümlendi.
" seni attığını.."
o ipi boynuma geçirdim. Gözümden yaşlar Tuna'nın toprağına karıştı.
" şimdi içimin yarısı boşmuş gibi hissediyorum ve bu his iğrenç bir his ..."
Gözlerimi kapatıp ayağımın altındaki sandalyeyi ittirdim. Sanki sandalyenin yere düşerken çıkardığı sesi kulağımda hissettim. Önce boynum acıdı. Sonra nefesim kesildi. Vücudum asılı kaldı.
Bi titreme geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzenin nefreti
General FictionDaha 10 yaşında kendi öz kuzeni tarafından pis bir oyuna getirilen kızın ne gibi travmaları olabilir? Kız bu pis oyun yüzünden nelerini kaybetmiş olabilir? Bide bunlar yetmezmiş gibi yeni geldiği okulla beraber yeni bir belası vardı. Her şey o lisey...