Geleli iki gün olmuştu ama ben hala alışamamıştım. Geceleri uyuyamıyordum. Alp abi bunun farkında olsa da bişey demiyordu. Azeyi de çok fazla özledim. Bir yandan da neler olduğunu merak ediyordum.
" tuana abla iyi misin?" Bakışlarımı yerden çekip kafamı kaldırdım. Rüzgarı sitedeki parka çıkarmıştım. Bankta öyle oturuyordum.
" iyiyim canım. Biraz düşünceliyim sadece." Diyip gülümsedim. Rüzgar yanıma oturdu ona baktım. Bankta Yan oturuyordum . Ayaklarımı banka çıkarmıştım.
" neden düşüncelisin?" Dedi. Dizime dokundu.
" babamla abimi özledim. Apar topar buraya geldim."
Rüzgar şaşkınlıkla bakınca kaşlarımı çattım.
" senin abin mi var?" Güldüm. Doğru ya iki gündür hiç bunun konusu açılmamıştı. Bilmemesi normaldi.
" evet senin gibi çok yakışıklı bir abim var. Onu özledim."Abim olması rüzgarın dikkatini çekmiş olmalıydı ki dikkatle dinliyordu. Gözlerinde heyecan vardı. Azeye olan özlemimi belkide anlatarak azaltabilirdim.
" mesela onunla neler yapıyorsunuz? Benim kardeşim yok çok sıkılıyorum."
Bu hali beni güldürdü.
" biz bir sürü şey yapıyoruz. Beraber dans bile ediyoruz biliyor musun? Abimin adı ümit ama Aze diyoruz. Aze çok güzel dans ediyor beni de çalıştırıyor."
Rüzgarın gözlerine biraz daha heyecan bulaştı. Hemen doğruldu
" çok güzel. Tuana abla bana da dans etmeyi öğretir misin?"Anlaşılan bir süre rüzgara ben ablalık yapacaktım. Kafa salladım.
" tabii öğretirim yarın başlayalım olur mu?"
Beni onayladı.
"Öyle işte." Diyip iç çektim.
" abimi babamı özledim."
İçim burkulmuş gibi hissediyordum. Çok özlemiştim ve daha iki gün olmuştu. Ben hiç onlardan ayrı kalmamıştım ki.
" üzülme." Diyip elimi tuttu.
" abin yok ama ben varım. Hem babamla konuşalım belki gelebilirler."
Gülümseyip rüzgarın avuç içini öptüm."Tuanacım niye uyumadın?" Nazlı ablanın sesiyle irkildim. Omzumdaki örtüye Daha çok sarıldım. Nazlı abla gelip yanıma oturdu.
" uyku tutmadı." O da biliyordu uyku tutmadığını.
" geleli iki gün oldu hiç uyumadın?"
Tüm geceleri balkonda oturarak geçiriyordum.
" abimi babamı özledim. Onlar olmadan huzursuz hissediyorum. Uyuyamıyorum. Hiç konuşmadım da merak ediyorum."
Nazlı ablanın yüzüne bakıyordum gülümsedi.
" baban abine çok düşkün olduğunu söylemişti." Dedi.
Gülümsedim.
" evet öyleyim. Babamla abim hayatıma girdiğinden beri hiç ayrılmadım onlardan. Bana çok iyi geldiler. Ailem oldular." Gözlerim dolmuştu bakışlarımı nazlı abladan çektim.
" gerçek ailen peki?" Dolu gözlerime rağmen ister istemez sert bakışlarımla nazlı ablaya baktım.
" benim bir ailem var nazlı abla onlarda abimle babam."Nazlı abla hala gülümsüyordu kafa salladı.
" gidip biraz uyumayı dene. Çok uykusuz kaldın."
Kafamı iki yana salladım.
" uyuyamam. Kendimi biliyorum. Huzursuzluk bana uykuyu zehir ediyor. Rahat hissetmem içinde azeye ihtiyacım var."
Nazlı abla daha fazla konuşmadı. Kalkıp içeri geçtiğinde ben hala balkondaydım. Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama havalandığımı hissedince bilincim biraz yerine geldi. Gözlerimi açamıyordum. Ürperti geldi
" şşş uyu hadi." Azenin sesini duyar gibi oldum ama uyku beni tekrar içine çekti. Gözlerimi açamadım. Sırtım yatağa değdi. Zhnim uykuya teslim oldu.Hissettiğim rahatsızlıkla gözlerimi araladım. Yatağımdaydım. Gece Azenin sesini duyar gibi olmuştum. Çok özlemiştim. Hiç keyfim yoktur Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.
" tuana abla!!" Aniden kapı açılınca irkildim. Rüzgârdı.
" günaydın." Diyerek önüne geldim.
" hayırdır sakin ol bi."
Beni çekiştirmeye başladı. Ayağa kalktım.
" çok acil gelmen lazım. Hadiii"
O kadar hızlı çekiyordu ki canı acımasın diye takip ettim. Ne olduğunu da anlayamadım. Salona geldiğimizde rüzgar durdu. Bakışlarımı ondan çekip kafamı kaldırdım. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı.
" sonunda uyandın öğlen oldu."
Hem şaşkın hem de mutluydum. Gözlerimden yaşlar aktı.
" şaka yapıyorsun!!" Koşarak azeye sarıldım. Çok özlemiştim. Sarılmamla ağlamaya başlamam bir oldu.
" çok özledim seni" dedi. Aşırı mutluydum ama ağlıyordum.
" bende çok özledim!" Sıkı sıkı sarıldım. Aze saçımı öptü.
Sonunda içimdeki boşluk tamamlanmıştı.Aze ve rüzgar çok iyi anlaşmışlardı. Aze rüzgara dans teknikleri göstermişti rüzgar şimdi sitenin bahçesinde onları yapmaya çalışıyordu. Biz de bankta oturuyorduk.
" bi kaç gün daha burda kalmalısın anlayacağın."
Sıkkınca nefes verdim.
" ben kalmak istemiyorum. Sıkıldım artık kaçmakta istemiyorum. İstanbul'a geleceğim."
Sesimdeki netlik beni bile şaşırtmıştı.
Artık İstanbul'a dönmem gerekiyordu.Rüzgara tatilde geri geleceğim sözünü verip anca beni bırakmasını sağlayabilmiştim. O kadar ağlamıştı ki kıyamamıştım.
Eve geleli bi kaç dakika oluyordu. Babam hala ortada yok. Valizimi odama bırakıp aşağı indim.
" baba?" Babam gelmişti oturduğu yerden kalkıp hızla bana sarıldı. Şimdi rahatladım
" niye laf dinlemiyorsun?" İsyan edercesine söylemişti ama ben güldüm.
" sanki beni tanımıyorsun."
Geri çekildim.
" neler oldu? Son durum ne?" Dedi aze.
Hepimiz koltuklara oturduk.
"Bugün akşam 6 da mahkeme var. Hakim karar verecek ama herşey bizden yana, elleri boş kalacak."
Biraz rahatlamıştım. Şimdi tek atlatmam gereken şey mahkemeydi. Ondan sonra hepimiz daha rahat olacağız.
" sayın hakim, müvekkilim evlatlık almak için gereken herşeyi usulüne göre yapıp bir evlat sahibi olmuştur. Önünüzdeki belgelerden de anlaşıldığı gibi herşey kanuna uygundur. Çocuk kaçırma alıkoyma ve benzeri suçlamalar asılsızdır."
Dönen mahkeme konuşmaları artık başımı ağrıtıyordu. Yarım saattir iki tarafta saçma sapan anlamadığım bir sürü şey söylüyordu. Hakim de dinliyordu.
" herkesi dinledik." Dedi hakim otoriter sesiyle.
" ben bu olayın bizzat muhattabını da dinlemek istiyorum." Bakışları bana döndü. Ayağa kalktım. Bana öndeki 3 tarafı kapalı kısmı gösterdi. Oraya geçtim. Herkes burdaydı. Çağan Leya Ülkü esat Mete yağız sözde annem ve teyzem... Aze ve babam." anlat kızım. Doğruları olduğu gibi anlat eğer bir alıkoyma varsa söyle."
Gülümsedim. Kafamda ne diyeceğimi bile düşünmüyordum.
" 10 yaşındaydım herşey başladığında... asla anlaşamadığı hatta kedi köpek gibi olduğu kuzeninin attığı iftira sonucunda sokağa atıldığında 10 yaşında olan bir kız çocuğu. Sağ tarafta Arkamda gördüğüm kaç yüz varsa hepsinin kapısını çaldım. Evim yok dedim. O kapılar hep suratıma kapandı. Annem dövdüğünde yan odadan izleyip hiç bişey yapmayan erkek kuzenim sokağa da atılınca herkesi tembihledi. Beni evlerine almasınlar istedi. Kimse bir gün tuana ne yapmıştır nerdedir demedi"
Direk hakimin gözünün içine bakıyordum. Gözümden yaş aktı. Burnumu çektim.
"Sokaklarda yattım. Arkadaşlarımın kapısını teker teker çaldım. İğrenç küfürler ve suratıma kapanan kapılar vardı sadece."
İçim yanıyordu sanki. Gözyaşlarımı sildim." teyze anne yarısıdır derler. Benim teyzem annelik yapıp beni evine almadı dinlemedi çünkü oğluna inandı. Herkes beni sokakta ölüme terkettiğinde benim için hayat bitmişti. Açlık susuzluk derken günler geçti ama ben daha kötü oldum."
Kelimeler boğazımdan çıkmıyordu artık. Derin nefes aldım. Verirken verdiğim nefes bile titredi.
" hastaneye düştüm bi gün." Diyip abime baktım.
" abimi ilk o gün gördüm. Hastanede kalamazdım kaçmak için odamdan çıkmıştım. Kanser tedavisi görüyordu. Koridorda sesleri yankılanıyordu. Aralık Kapının arkasından bakarken beni farketti ama ben hemşireyi bir anda bana doğru gelirken görünce korkup kaçtım hemen. Sonra intihar ettim. Dayanamadım daha fazla. Uyandığımda Aze vardı, babam vardı. Sonra bir daha çocuğun olmayacak dediler bana. Benim zaten çocukluğum elimden alınmıştı bir de çocuğum olma şansını elimden aldılar. "Hıçkırıklarımı serbest bıraktım.
"Benim zaten çocukluğum ölmüştü. Bi çocuğum da olmayacak. Yani bir aile kuramayacağım ama biliyorum ki abimle babam tek ailem. O günden sonra babamla bana aile oldular. Azeyle beraber bende iyileştim. Beraber yeniden doğduk. Benim onlardan başka ailem yok. Siz şimdi beni kime verirsiniz bilmem ama bu benim için tek gerçek. Ha soracak olursanız, beni yine babamla abime kaçarken bulursunuz. Ben bana yabancı olan insanlarla aynı evde kalmayı bırak aynı ortamda bile durmam."
Söyleyeceklerim bitince hakim yaşlı gözleriyle bana eski yerimi gösterdi. Yerime geçtim. Aze bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Sonra geri çekildim.
Sıra sadece sonucu beklemekteydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzenin nefreti
Tiểu Thuyết ChungDaha 10 yaşında kendi öz kuzeni tarafından pis bir oyuna getirilen kızın ne gibi travmaları olabilir? Kız bu pis oyun yüzünden nelerini kaybetmiş olabilir? Bide bunlar yetmezmiş gibi yeni geldiği okulla beraber yeni bir belası vardı. Her şey o lisey...