Kargaşa

1.7K 173 51
                                    

    Kaybolmuş gibi hissediyordum... ne Aze kalmıştı etrafımda ne de başka biri... çağanların evinde gözümü açmamın üstünden bir gün geçti. Hala ne demek istediğini anlayamıyorum . Eminim ki hatırlamadığım bişeyler olmuştu ama hatırlayamıyorum. Tek yapabildiğim şey dua etmekti umarım saçmalamamışımdır
Aze de kaç gündür aramıyor ... onunda çok özledim Babam gece şirketten geç geliyor. Ev çok sessiz, sanki koca eve sığmıyor gibiyim.
Tek yapabildiğim okuldan sonra eve gelip bomboş oturmak. Şuan okuldayım ama eve gidince yine boş boş oturacağım.

    

      Boş dersimizi fırsat bilip kitabımı alıp bahçeye çıktım. Uzun zamandır bişeyler okuyamıyorum. Biraz dinlenmek  kafa rahatlatmak iyi gelebilir... Telefonuma mesaj gelince kitabımı kapatıp telefonumu çıkardım. Bizim sınıfın grubuydu. 
053: okulun itiraf sayfasına 2 dakika önce atılanı gördünüz mü?
Grupta hızla herkesin meraklı mesajlarını görünce ve mesaj sesi de kesilmeyince önemli bişey olabileceğini düşünüp okulun itiraf sayfasına girdim.
Gördüğüm gönderiyle gözlerim kocaman açıldı.
" bu ne be?!!" Hızla ayağa kalktım. Herkes dersteydi ama dersi boş olan bizim sınıf bahçedeydi.
" tuana!" Tuna koşarak bana doğru geliyordu.
" Tuna bu ne?!"

     Öfkeden delirmek üzere hissediyordum. Tuna yanıma geldi
" neredeler şimdi?!" Dedim.
Tuna nefes nefese kalmıştı.
" spor salonundalar. Bizimle beraber onlarında dersi boşmuş çağan çocuğu yakalamış."
Hızla okula doğru koşmaya başladım. Tuna da arkamdan geliyordu. İyice saçmalamaya başlamıştı artık. Bu kadarını da yapmamalıydı. Hızla alt kata inip spor salonuna girdim. Kalabalık vardı ama sadece 40 kişi kadar..
onlarda dersi boş olan iki sınıf.
" herkese ibret olsun!! Bir daha kafa tutan olursa bu şekilde cevabını alır!!"
Kalabalığı delip öne  geçtim.Çağan bir çocuğu direğe bağlayıp  sadece baksırı kalacak şekilde soymuştu. Herkes çocuğun etrafında çember oluşturmuştu.
" sen ne yaptığını sanıyorsun?! Delirdin mi?! Kendine gel artık!"
Sesimiz salonda yankı yapıyordu. Herkesin bakışlarında çağanınkilerle beraber bana döndü.
" sen karışma! Yoksa sana da acımam."
Kahkaha attım. Bende ortaya geçtim.
" ne diyordun en son?" Diyip düşünüyormuş gibi yaptım.
" ha hatırladım. Bir Daha kafa tutan olursa aynı şekilde cevabını alır."

     Anlamayarak bana bakıyordu etraftakilere baktım
" arkadaşınızın bu halini çekip bir de utanmadan okulun sayfasına yolluyorsunuz. Aileleriniz size böyle mi terbiye öğretiyor!! Ulan benim bir ailem olmadı ama sizden daha ahlaklıyım!! Birazcık utanmanız olsun. Şu insanlıktan yoksun kişinin egosunu sizi ezerek tatmin etmesine izin veriyorsunuz."
Herkes burdaydı. Meteler de bence artık çağanı tanıyamıyolardı.
Tekrar çağana baktım.
" aynı şekilde cevap demiştim değil mi?" Hızla üstümdeki hırkayı çıkarıp kenara attım. Artık delirmek üzere gibi hissediyordum.
" hadisene!! Soy beni de bağla buraya çağan!! Hatta zil çalmasını bekleyelim tüm okul gelir. Çekin bir fotoğraf da okul sayfasına atalım!! Bunlar hiç bişey senin için!! Hadii!!!!! Sen zamanında bana neler yaptın bu koymaz!!"

      Çağan hızla koluma yapıştığında burun buruna öfkeyle birbirimize bakıyorduk. Canım yanıyordu, kolum acıyordu ama onun 10 katı kalbim acıyordu.
" sakın." Dedi burnundan soluyordu. Boynundaki nabzının atışı çok hızlıydı belli oluyordu. Yakınlığımız önce yutkunmama sebep oldu sonra  sinirle bakmaya devam ettim. Bu yaptıkları fazlaydı artık. Kolumu ondan kurtarıp direğe bağlı olan çocuğa doğru gittim. Bizden çok küçük olduğu belliydi. Direk iplerini açtım.
"Tuana!!" Çağan arkamdan öfkeyle bağırdı ama umursamadım.
Yüzüne baktım.
" ya hep ya hiç. Ya herkese eşit yada sus." Diyip önüme döndüm
Çocuk ağlıyordu. Küçük olduğu halde onu bu hale getirebileceği ne olmuş olabilirdi ki? Kenardaki kıyafetlerini çocuğun eline verip esatlara baktım.
" esat onu soyunma odasına götürüp yardımcı olur musun?"
Esat yüzüme baktı ama yerinden kıpırdamadı. Mete'ye baktım. Sonra yağıza baktım. Hiç biri kıpırdamadı. Gerçekten bu kadar düşmüş olabilirler miydi?
" yazıklar olsun."
Öyle bir tonda söyledim ki benim bile içim acıdı.
" tuana abla biz götürürüz."
Kalabalıktan iki çocuk yanımıza gelip direkten kurtardığım çocuğa kolundan destek olup salonda çıkardılar.

    Etrafımda dönerken  kalabalığa baktım.
" insan değilsiniz!! Hadi bunların zaten ne bok oldukları belli." Diyip eski dostlarımı gösterdim.
" içinizde hiç insaniyet kalmadı mı sizin?!"
Çağana döndüm.
" sana sormuyorum zaten. Sen gözümdeki insaniyetini seneler öncesinden kaybettin."
Tekrar kalabalığa baktım.
" zorbalık yapılması hoşunuza mı gidiyor?!!" Ağlayacak raddeye gelmiştim artık. Delirmiş gibi hissediyordum. Bağırmak içimi dökmek istiyordum
" sandığınız kadar havalı bişey değil zorbalık!! Senelerce öz kuzeni tarafından zorbalığın en alasını görmüş biri olarak söylüyorum.!! Biraz önce bana engel olmasına aldanmayın! Zamanında bana daha beterini yaptı intihar etmeme sebep oldu!!" Ağladığım için yüzüme yapışan saçlarımı sinirle kulağımın arkasına koydum.

     " yapmayın ya lütfen!! İzin vermeyin!!"
Başımda şiddetli bir ağrı hissedince iki elimle saçlarımı geriye atacak şekilde başımı tuttum. Sustum sadece ağladım.
" hadi herkes boşaltsın burayı gösteri bitti!!." Tuna herkesi dağıtıyordu.
Herkes yavaş yavaş çıkmaya başladı ama ben bakışlarımı yerden çekmeyip olduğun yerde ağlamaya devam ettim.
" hadi bizde çıkalım." Dedi yağız. Ülküyle Leyanın da ağladığını görmüştüm. Herkes çıktığında çağanın çıkmadığını bildiğim halde yere çöküp ağlamaya devam ettim. Canımı en çok yakan şey zorbalık yapan kişinin sevdiğim insan olmasıydı....

        Ayak sesleri duydum ama deli gibi ağlamaktan önümü Bile göremiyordum. Bakışlarım yerdeydi. Yere oturmuş ağlıyorum...
" tuana hadi kalk.." yanıma çöktü. Yüzüne bakmadım. Koluma dokundu.
" dokunma!!" Hızla ayağa kalkıp geriye kaçtım. O oturmamıştı çöktüğü yerden kalktı. Yüzüne baktım.
" bu kadar acımasız olmak zorunda mısın?!! Bunları yapmak zorunda mısın?!!Beni ağlatmak zorunda mısın?!!"
Boğazım acıyordu. Çağan da kötü görünüyordu ama benim kadar değil.
" anlamıyor muyum sanıyorsun?!! Bana düşman oldun ama bana artık zorbalık yapıp zarar veremeyeceğini bildiğin için etrafa saldırıyorsun!! Çünkü benim yüzümden olacağını bileceğim de daha çok acı çekeceğim!!"

     Ağlamaya başladım.
" evet!!" Çığlık atmıştım artık.
" tamam acı çekiyorum!! Acıdan ölüyorum!! Ben senelerdir acılar içinde zaten kıvranıyordum ekstra bişey yapmana  gerek yoktu. Tamam mı? Rahatladın mı Efe?!!"
Çağanın yüz ifadesi sarsıldı. Benim tanıdığım sevdiğim Efe de artık iyi değildi. Çağan, Efe'yi tamamen ele geçirip kötü yapmıştı.
" yeter artık!!" O da bağırdı en sonunda.
Spor salonunun kapısının açıldığını duydum ama bakmadım. Kim olduğu da umrumda  değildi.
"  ben mutlu muyum sanıyorsun?! Hiç dürüst olmuyorsun?!! İki gün önce evine sarhoş gelip Benle düşman olmak istemediğini söyleyip, beni sevdiğini ama aynı zamanda nefret ettiğini söylerken ben mutlu muydum sanıyorsun?!!"

    Bakışlarım dondu. Şoka girdim.
" 2 gün önce gelip beni öptün yatağımda sızıp kaldın  şimdi gelmiş burda bu haldeyiz!! Bende alt üst olmuş durumdayım!!"
Gözlerim iki katı açıldı. Öptün mü demişti o ?
" nasıl?" Diyip durdum. Gözlerim hala kocaman açıktı.
" böyle."
Bir rüzgar hissettim. Yanaklarımı hapis alan iki el ve dudaklarımın üstündeki sıcaklık....
Dudaklarım yanıyordu. Çağan beni öpüyordu. Şoktan çıkmadan yeni bir şok yaşıyordum. Kaskatı kesildim ama çağan beni öpüyordu.
Salonda sesler yükseldi ama çağan onu da umursamadı.Düşecek gibi hissediyordum. Çağan bir elini indirip belimi sardı. Tutmasaydı her an düşebilirdim.
" oha!!" Sesler yükseldi. Kalbim ağzımda atıyor gibiydi. Ben hala kıpırdayamıyordum. Vücudum sanki elektrik çarpmış gibi titredi. Kendime geldim. Hızla geri çekildim.
Aramızda bir metre kadar mesafe bıraktım. Artık çıkmaz bir yola girmiş gibi hissediyorum. Issız çıkmaz bir sokaktaymışım ama sessizliğini o kadar çok sevmişim ki vazgeçemiyomuşum gibi...
O ıssız sokak çağandı ve umarım bende o ıssız sokağa bir sokak lambası olurdum...

( aman allahım muhteşem bir bölüm!!!! Kesinlikle herkes yorumlara!!!!!!)

       

Kuzenin nefretiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin