Acı insanın aklını yitirmesine sebep olur. Acı çekmekten aklını kullanamazsın. Ben ise acıyla aklımı daha iyi çalıştırırım. Bana yapılanları unutmaz, yapanların cezasını kesmek için doğru zamanı beklerim. Yine öyle yapacağım. Ben herkese hakettiğini yaşatacağım.
Şahinin ablasından öğrendiğim kadarıyla Şahin'i polisler almıştı. Ablası şahinin akli dengesinin bozuk olduğunu düşündüğü için onu polise vermişti. Şimdi ise gerekli testler yapılana kadar polis merkezinde kalıyor. Geldiğim polis merkezi onun olduğu yer...Vazgeçmemek için hiç beklemeden içeri girdim.
" tuana?" Şahinin ablası beni görünce direk yanıma geldi.
" bi görüşme ayarlayabildin mi?" Dedim. Kafa salladı.
" tuana emin misin?"
Gülümsedim.
" beni merak etmek zorunda değilsin. Ne olursa olsun o senin kardeşin. Biliyorum çok zorlanıyorsun bana iyi görünmek zorunda değilsin." Kolunu sıvazladım.
" sen iyi birisin eylül. Kardeşin yüzünden seni suçlamıyorum."
O da gülümsedi. Bu cümleler içine su serpmiş olmalıydı.
Nezarethane girişine döndüm.
" artık yüzleşme zamanı."Nezarethane kısmına bir polisin yönlendirmesiyle girdim. Parmaklıkların önüne geldim. Şahin arkasını dönmüş yatıyordu.
" şimdi beni anlıyor musun?"
Uyuyamadığını biliyordum. Uyumuyordu şuanda. Kendiyle hesaplaşıyordu. Bende uyuyamasam da uyuyormuş gibi yapıyordum. Sesimi duymasıyla direk ayağa kalkıp bana döndü. Beni görünce gözleri parladı. Hemen ayağa kalkıp parmaklıklara yapıştı.
" tuanam hoşgeldin." Dedi. Yüzümde tek bir mimik yoktu. O çok sevinmişti.
" niye bilmiyorum ama seni böyle görmek hoşuma gitmedi. Daha iyi bir insan olabilirdin. Tüm bu olanlar olmasaydı. Mesela bir kafede karşıma çıkıp kendini hatırlatsaydın. Çok iyi arkadaş olurduk. Ben vicdanlı bir insanım Sen kötü biri olmazdın bende senden nefret etmezdim ama şimdi böyle bir ihtimal kalmadı. Sen katilsin, benim ikizimi öldürdün."Yüzü acıyla kasıldı. Gözlerinde gördüğüm ifade tamamen yıkılmışlıktı.
" biliyorum." Dedi. Kafasını eğip sonra kaldırdı.
" çok pişmanım ama seni seviyorum. Hiç bir şeye inanma ama buna İnan, çok seviyorum ve sen sana duyduğum sevginin aynısını o çağan denen ite duyuyorsun." Dedi.
Çağandan bahsederken nefreti öyle bir açığa çıkıyordu ki nefretini iliklerime kadar hissettim.
" senin bana duyduğum bu şey sevgi değil takıntı. Evet ben çağanı çok seviyorum. Sen de beni sevdiğini söyledin ama ben hiç bir zaman çağana zarar verecek bişey yapmadım. Tam tersine ona bişey olmasın diye hep kendimi öne attım ama sen bana hep zarar verdin. Kardeşimi öldürdün. Sevgi bu değil Şahin. Birini gerçekten kalbinle seversen bana yaptıklarını yapmazsın. Emin ol birini gerçekten sevdiğinde aradaki farkı anlayacaksın ama önce tedavi olacaksın. Sonra normal bir insan gibi hayatına devam edeceksin. Belki paralel bir evren olsaydı. Orda iyi arkadaş olurduk ama bu evrende iki yabancı bile olamayız."O karşımda ağlıyordu ama gerçekler bunlardı. Şahin'e bu kadar yumuşak davranmamın bir diğer sebebi ise ailesiyle alakalı duyduklarımdı. Acımasızca bir çocukluk geçirmişti. Zaten böyle insanlar hep kötü çocuklukları olanlar değil miydi? Hayatımızın her yerinde çevresi ailesi çocukluğu yüzünden kötü insanlar yok muydu? Şahinde küçüklüğünde kötülüklerle baş edememiş bir çocuktu. Büyüdü kötülükler onu içine çekti ama ben eminim ki kurtulacak.
" çok özür dilerim." Dedi ağlarken. Kafa salladım. Artık gitmem gerekiyordu.
" yeni bir Şahin ol olur mu? Kadınlar senin en kıymetlilerin olsun, küçük kız çocukları senin en değer verdiklerin olsun. Ablan, en çok o en değer verdiğin olsun."
Kafa salladı. Gözyaşlarını sildi.
" hoşçakal." Dedim. Gözlerime baktı. Gülümsedi.
" hoşçakal."
Biliyordum ki burdan çıktığımda ağlayacaktı. Gerçeklerle yüzleşecekti ve kabullenecekti ama burdan çıktığında ilk işi yine bizi hayatı zehir etmek olacaktı. Biliyorum ki kaçmak için uğraşacaktı.
Ablası bunun için de önlemler almıştı." ne olacak şimdi?" Azeye baktım.
" herşey istediğim gibi ilerlerse herşey çok güzel olacak Aze. Eğer istediğim gibi olursa Bu hikayenin sonunda hepimiz mutlu olacağız."
Gülümsedik. İkimizde birbirimize güveniyorduk.
" Şahin sence duracak mı?" Dedi. Kafamı iki yana salladım.
" akli tedavi için hastaneye yatacak, ablası kaçmak için herşeyi yapacağını söyledi. Onu çok iyi tanır ablası sonuçta. Ben kaçmasını istemem ama kaçma ihtimali çok yüksekmiş. Bu yüzden ablası kaçsa bile onu gizlice izleyen adamlar ayarlamış."
Oturduğum sandalyede dikleştim. Hepimiz hikayenin sonunu merak ediyorduk.
" girebilirsiniz."
Hemşirenin sesiyle ona döndük. Aze ardından da ben ayağa kalktık. Hemşirenin çıktığı odanın kapısına yaklaştık. Önce Aze ardından da ben girdim. Yüzümde öyle içten bir gülümseme vardı ki...
" hoşgeldin ikiz."
" hoşbuldum ikiz." Dedim. Tuna'yla birbirimize bakıp gülümsedik.Hayatım başıma gelenler ve tecrübelerimden dolayı asla akışına bırakmadığım tek şeydi. Ben tuana Naz tiryaki her zaman 50 adım sonrasını düşünerek hareket ederim ve bu 50 adım sonda pişman olacak kişinin karşı taraf olacağı anlamına gelir.
( ha ha hassiktir dediğinizi duyar gibiyim ŞWNXİWDKW )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzenin nefreti
Fiksi UmumDaha 10 yaşında kendi öz kuzeni tarafından pis bir oyuna getirilen kızın ne gibi travmaları olabilir? Kız bu pis oyun yüzünden nelerini kaybetmiş olabilir? Bide bunlar yetmezmiş gibi yeni geldiği okulla beraber yeni bir belası vardı. Her şey o lisey...