Uçurum kenarından dönerken kendini kaybeden sarhoş olan tek kişi ben gibiydim. Tuna çok içmemişti ama ben kutulardan nerdeyse hepsini bitirmiştim. Tuna kolumdan bana destek oluyordu yürüyorduk.
" tuana, şöyle geç kaldırımda otur. Taksi bakacağım " Diyip beni yavaşça kaldırma oturttu.
Yanımdan uzaklaşıp sağ tarafa gitti. Başım ağırıyordu ve ben sürekli ağlamak istiyordum. Ayağa kalkıp Tuna'nın gittiği yönün tersinde yürümeye başladım.Acı çekiyordum. Ben düşman olmak istemiyorum ki... ben sadece bana iyi davransın istiyorum.... O gamzeleri ben hariç herkese çıkıyordu ama bana çıkmıyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlarken yürümeye devam ettim. Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama kendimi onun evinin önünde buldum. Hala ağlıyordum. Sarhoşluk yalpalayarak yürümeme sebep oluyordu. Zile bastım. Açan olmadı bir Daha bastım. Belkide saat gece yarısını çoktan geçmişti.
Kapı açıldığında teyzemi gördüm. Başım dönünce tam düşecekler teyzem beni tuttu.
" tuana iyi misin?" Burnunu çektiğini duydum.
" tuana içtin mi sen?!"
Şaşırmış gibiydi. O beni tutarken kafamı omzuna koyup ağlamaya devam ettim." çağan!!" Teyzem bağırıyordu.
" çağan! Çocuklar koşun!!"
Diğerleri de mi burdaydı? Net olmayan bir kaç ses duydum. Sonra teyzem bende uzaklaştı kafamı kaldırdım. Çağan belimden tuttu. Direk uzaklaşmaya çalıştım ama daha sıkı tuttu.
" bırak beni!! Senin yüzünden herşey!!" Omzuna da vuruyordum Ama bırakmıyordu.
" evet benim yüzümden." Dedi kulağıma. Kafam omzuna düştü
" bok mu vardı düşman olucak?! Sessizce dur işte iki yabancı gibi!! Kim dedi sana düşman olalım diye!! Senelerce düşman olduk da ne oldu?!!"
Ağlamaya devam ettim.Havalanmamla çağanın beni kucağına aldığını anladım.
"Düşman olmak istemiyorum ben!! Senden de nefret ediyorum."
Kafamı kaldırdım. Başım dönüyordu ama yüzündeki ifadeyi seçebildim. Gözünden yaş aktı.
" biliyorum." Dedi sadece. Onun gözyaşını görünce kalbim Daha çok ağrıdı. Çağan ben kucağındayken içeri geçti. Sesleri bile zar zor seçiyordum artık. Gözlerim kapandı.
" çağan, bu onun için çok fazla. Bencede bu düşmanlık işi olmaz." Dedi biri. Başka kimse konuşmadı.Çağan yürümeye devam etti. Saniyeler sonra sırtım yumuşak ve soğuk bir yerle temas edince irkildim.
" şşş hadi yat."
Kendimi yumuşak yere bıraktım. Kendisi benden uzaklaştı ama Burnuma onun kokusu gelmeye devam etti. Onun yatağımda olmalıydım... saniyelerce sessizlik oldu. Gözlerimi açmaya çalıştım. Biraz açtım.
" düşman olmak istemiyorum."
Yüzüme bakıyordu. Yatağın kenarına oturduğunda ona bakmaya devam ettim. Elini saçıma getirip sevmeye başladı.
" onu da biliyorum." Dedi.
"Çok mu zordu?" Dedim zar zor çıkan sesle.. sarhoş olduğumun farkındaydım ama kendimi tutamıyordumAnlamayarak yüzüme baktı.
" beni sevmek, gamzelerini göstermek.." dedim. Ağlamaya başladım. Sırt üstü yatarken ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya devam ettim. Sesli ağlıyordum ama o an umrumda olmadı. Aniden sırtımın yataktan ayrılmasıyla sert bir bedene çarptım. Çağan bana sıkıca sarılıyordu. O da ağlıyordu.
" çok canım acıyor." Dedi ağlarken.
" yemin ederim çok canım acıyor tuana. Ağlaman içimi paramparça ediyor. Dibimdeyken bana yabancı olman canımı yakıyor."
İkimizde ağlıyorduk.
" özür dilerim Naz!" Sesi yükseldi.
" yemin ederim çok pişmanım. Herşey için çok pişmanım özür dilerim."O içi olan nazı bende içim olan Efe'yi öldüremiyordum. Çağandan ayrılıp yüzüne baktım. Saatlerdir ağladığım için dudaklarımın kızarıp şiştiğini emindim. Çağanın kirpikleri gözyaşlarıyla ıslanınca daha güzel duruyordu. Yüzünü incelemeye devam ettim. Yanakları ıslanmıştı.
" yarın sabah uyanınca rüyadan uyanacağım. Bu rüya bitecek ama ben yine de bişey söylemek istiyorum." Dedim. Rüyamda bile çok güzeldi bu çocuk...
" Senden nefret etttim. Benden nefret eden çağandan hep nefret ettim ama küçük yaşta bile olsa benimle iyi anlaşan efeden asla nefret etmedim." Sesim fısıltı çıkıyordu. Yutkundum.
" lütfen." Yüz ifadem de lütfen demem de yalvarır gibiydi.
" lütfen sende benden nefret etme. Bunca sene nefretin hiç bi işe yaramadı." Gülümsedi. Elini yanağıma çıkarıp yanağımı avuç içine aldı okşadı. Yemin ederim dokunduğu yer alev aldı sanki. Baş parmağı dudağıma gitti. Yutkundum." ben senden nefret etmiyorum Naz... nefret edemem.."
Bunu duyduğuma sevinmiştim. Rüya bile olsa onun benden nefret etmediğini söylemesi içimi rahatlatmıştı. Ağlamaya başladım.
" Bu sadece rüya. Yarın sabah uyandığımda gerçek çağan bana yine düşman olacak. Keşke gerçek olsaydı."
Bu sefer iki yanağımı tuttu. Yüzüne baktırdı.
"Şşş ağlama artık, hasta olacaksın." Çok yakınımdaydı. Çağanın yanaklarından tutup kendime yaklaştırdım.
" lütfen benden nefret etme." Dudaklarına doğru fısıldadım.Dudaklarımızı birleştirdim. Karşılık verdi. Alt dudağım uyuşmaya başladı. Ellerim buz kesti. Bir elini belimde hissettim. Saniyeler sonra çağandan uzaklaşıp ona sarıldım. Kafamı omzuna koydum Çağan sesini çıkarmadan saçımı okşadı.
" çok güzel bir rüyaydı." Dedim uykulu sesimle. Keşke gerçek olsaydı....
" iyi geceler Naz.."
çağanın duyduğum son cümlesi bu olmuştu. Gözlerim kapandı. Uyku beni içine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzenin nefreti
Ficción GeneralDaha 10 yaşında kendi öz kuzeni tarafından pis bir oyuna getirilen kızın ne gibi travmaları olabilir? Kız bu pis oyun yüzünden nelerini kaybetmiş olabilir? Bide bunlar yetmezmiş gibi yeni geldiği okulla beraber yeni bir belası vardı. Her şey o lisey...