Küçükken çağanın beni koruduğu nadir anlar vardı. Çağanın beni koruduğu tek nokta babamdı..
O anlar hariç hep bana karşı sert ve acımasız olmuştu. Hep aynı okullarda okumuştuk. Hepimiz hep aynı sınıfa düşmüş hiç ayrılmamıştık. Diğerleri de bizim ailemizden gibi hissediyorduk. Şimdi hepimiz paramparça olmuş haldeyken bişeyleri yoluna sokmak için uğraşıyorum çünkü yalnız kalmaktan çok sıkıldım.Yazlıkta kakıyorduk. Babam yeni terketmişti bizi. Yeni çıkmıştı hayatımızdan... uzun bir süre dışarı çıkamamıştım çünkü eve geldiğimde babam olmayacaktı. Artık kimse saçımı okşayıp bugün ne yaptın demeyecekti. Belkide insanların babasızlığımı yüzüme vurmasından korkuyordum hatırlayamıyorum ama tek hatırladığım şey korktuğumdu. Hatta o korkularımın beni asla yalnız bırakmadığı....
" nerelere daldın bakalım?" Gözlerimi daldığı yerden çekip babama baktım.
" bugün neler oldu neler?" Heyecanla babama dönen tunaya sinirle baktım.
Tabiki de bu olanlardan eğleniyordu.
Babam yanıma oturup tunaya döndü.
" gel bakalım sende böyle." Diyip yanını gösterdi. Tuna hemen babamın diğer yanına oturdu.
Babam ikimizi de kollarının altına aldı. O an farkettim ki Tuna hiç kimseye gülümsemediği gibi babama gülümsedi. Babam ikimizin de saçını öptü. Sonra tekrar tunaya baktı.
" anlat bakalım neler oldu?"Tuna hemen olduğu yerde doğrulup biraz öne geldi böylelikle ikimizi de görebiliyordu.
" şimdi bizim telefonlara mesaj geldi birde ne göreyim çağan bir çocuğu.." resmen kaş göz hareketlerimi aldırmadan anlatmaya devam etti.
Babamın surat ifadesi gittikçe değişiyordu.
" sonra çağan böyle diyip şak diye öptü Tuanayı."
Kahkaha attı. Babamda gülüyordu. Bozguna uğramış gibi babama baktım
" ya baba komik değil!!" Diye kızsamda umursamadı.
" herkes kameralara çekti."
Tuna telefonunu çıkarınca hemen elinden çekmeye çalıştım ama sıkı tuttu
" tuna napıyosun göstermeyeceksin değil mi?" Dedim. Omuz silkti." yani sende çocuğun evine gidip öpünce kızmıyorsun da o seni öpünce mi kızıyorsun?" dedi babam. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim
" ayrıca da hiç kusura bakma sözde video için yanına gittin ama sevgili olma konusunu düşüneceğim diye çocuğa ümit verdin. Hem kabul et sende özlemişsin" dedi tuna. İstemsizce gülümsediğimin farkında değildim
" işte bak! Özlemişsiiinnn." Hemen Gülen suratımı düzelttim.
" ben özleyen yok mu ya?" Azenin sesiyle kaşlarım çatıldı. Hemen arkamı döndüm. Aze gelmişti yanında bavulu vardı. Babamla tuna sevinçle ayağa kalktığında ben hemen önüme döndüm.Onu da çok özlemiştim ama bu trip atmayacağım anlamına gelmiyordu. Ona aşkı konusunda haksızlık yapmıştım. Ne olursa olsun o kızı seviyordu ama o kız eğer azeyi üzerse ona bişey yapmayacağım anlamına gelmiyordu.
" hoşgeldin Aze." Dedi Tuna.
" hoşgeldin oğlum."
" hoşbuldum, evimi özlemişim ya."
Koltukta oturuyordum onlarda karşımda biraz çarprazımdaydı. Babamla Tuna azeye sarıldı. Göz ucuyla bakıyordum. Azenin bu tarafa bakacağını anlayınca yüzümü çevirip kollarımı birbirine bağladım.
" hoşgeldin yokmu?" Dedi
Yüzüne bakıp göz devirdim.
" hoşgeldin." Sesim daha çok tripli gibi çıkmıştı. Aze bana doğru gelmeye başladı. Gelip yanıma oturdu hala ona bakmıyordum." şey... ben özledim sanki biraz." Dediğinde yutkundum. Şirinlik yapıyordu işte. Biliyordu dayanamadığımı bilerek yapıyordu.
" olabilir." Biraz daha konuşursa yumuşayacağımın farkındaydı.
" sarılayım mı?" Sesini titretiyordu. Tamamen oyunculuk yapıyor ve işe yarıyordu. Yüzüne baktım. Gözlerini doldurmuştu ama yalan olduğunu biliyordum.
" git kız arkadaşına sarıl. Kaç gündür benim kime sarılacağımı düşünmedin."
Yine kızmıştım iste. Kaç gündür yanımda yoktu. Varlığı yoktu. Sesim sert çıkıyordu ama içim burkulmuştu. Azenin gözünden yaş düştü. Sert görünüşümü bırakıp dudak büktüm. Koluna vurdum.
" ama haksızcılık yapıyorsun!! Acıtasyonla olmaz ki!"
Herkes kahkaha attığımda kaşlarımı çatıp onlara baktım.
" seneler oldu şu kıza haksızcılık değil de haksızlık olduğunu bir türlü öğretemedim." Dedi babam. Göz devirdim.
" ben sarılayım mı?" Azeye baktım. Sonra gülümseyip ben ona sarıldım. Gözlerim doldu.
" çok özledim seni. Kaç gündür evde hiç sesin yok bir daha gitme lütfen." Dedim. Aze de bana sıkıca sarıldı.
" zaten daha konuşacağız. Okulun sayfası sallanıyor. Yokluğumu fırsat bilip milletin oğluyla mı öpüşüyorsun?" Azeden ayrılıp yüzüne baktım, bakınca istemsizce dudağımı dişledim.
" yani teknik olarak öpüşmedim."
Allah allah dermiş gibi yüzüme baktı
" nasıl oluyormuş o?"
Boğazımı temizledim.
" şimdi ilkinde sarhoşmuşum kendi iradem yokmuş. Yani öpüşme sayılmaz. İkincisi de o beni vakumladı. Ben donup kalmıştım zaten. Heyecandan bir an bayılacak gibi oldum. Belimden tutmasa kesin düşer bayılır-"
Ne dediğimin farkına varınca ağzımı kapattım. Evde güçlü kahkahalar koptu üçüde gülüyordu.Bakışlarımı tavanda gezdirmeye başladım hay dilimi eşşek arıları soksun ya...
Ofladım. Diğerlerine baktım.
" ya tamam ama gülmesenize."
Azeye döndüm.
" hem ben kırgınım sana. Aramadın beni. Tek uyuyamıyorum biliyosun!"
Yine gözlerim doldu.
" gittin unuttun işte." Omuzlarımı kaldırıp indirdim. Burnumu çektim. Aze bana sarıldı. Bende ona sarıldım.
" özlemişim güzelliğim benim." Diyip beni iyice kendine çekti bende iyice sarıldım.
" gitme bir daha... çok özledim ben. Sen özlememişsin belli. Hiç ayrı kalmadık ki biz."
Baş parmağı sırtımı okşuyordu. Kafamı yan yatırıp iyice omzuna yerleştirdim. Derin nefes aldım. Şimdi iyiydim işte." çok özlemişim valla. Aramadım çünkü bana kızgın olduğunu biliyordum. Yüz yüze gelirsek hemen affedeceğini de..." kısa bir güldü. Omuz silktim. Şimdi tamamdım işte. En azından bir yanım daha rahatlamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/308659260-288-k728964.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzenin nefreti
Ficção GeralDaha 10 yaşında kendi öz kuzeni tarafından pis bir oyuna getirilen kızın ne gibi travmaları olabilir? Kız bu pis oyun yüzünden nelerini kaybetmiş olabilir? Bide bunlar yetmezmiş gibi yeni geldiği okulla beraber yeni bir belası vardı. Her şey o lisey...