Yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar.
**
Bu yaşıma kadar yalnız bırakılmaya, geride kalmaya alışmıştım. Ama asla içimdeki kırgınlığa alışamamıştım. Annemin her bana bakışında pişman oluşunu, babamın ise nefretini her hissettiğimde içimdeki kırgınlık yine ilk zamanki gibi acı veriyordu.
Küçükken Ata'yı çok kıskanırdım bu yüzden ama sonra bunun için utanırdım. O benim kardeşimdi, onu her sevdiklerinde benim sevinmem gerekirken ben kıskanıyordum. Hissettiğim bu duygu için çok utanıp, yatağıma koşarak gittiğim oldu.
"O senin kardeşin, utanmalısın!"
Kendime defalarca dedim ağlarken. O yatak, bir çok duyguya şahit olmuştu ama en çok kırgınlıklarıma. Uyumaktan daha çok, sessizce ağlamak için giderdim. Kimse neden ağladığımı umursamaz ya da beni görmezdi.
Bu yüzden kimse sorgulamazdı. Ama tek bir yalnışım ağır sonuçlara sebep olurdu her daim.
"Oğuz."
Gökhan'ın sıkıntılı sesi kulaklarıma iliştiğinde elimdeki viski şişesini kafama diktim. "Yeter amına koyayım!" Dedi öfkeyle. Elimden sertçe çektiğinde çatık kaşlarla baktım. "Çatma o kaşlarını, bu şişeyi kafana geçirmeme ramak kaldı!" Dedi öfkeyle.
Arkama yaslanıp, göz devirmekle yetindim.
"Yarın gidecek misin?" Bir anda yok olan öfkeli sesi ile ona döndüm. "Gideceğim." Dedim düz bir sesle. Bana iç çekerek baktı. "Ben gidebilirim." Aslında iyi olabilirdi ama Ata'yı deli gibi özlemiştim.
"Ata'yı özledim." Dediğimde bana buruk bir tebessümle baktı. "O şerefsiz keşke biraz anlayışlı olsa, seveceğim."
"Gökhan." Sesimdeki uyarı tınısıyla göz devirdi.
"Yalan mı?" Dedi koltuğa kendini atarken. "Hiç bir şeyin farkında değil." Dedim kısık bir sesle. Bana, anlamaya çalışır şekilde uzun uzun baktı. Derin bir iç çektim. Bakışları beni haksız çıkaracak gibiydi.
"O aile sevgisi görerek büyüdü, evin tek çocuğuydu bir nevi...Tüm sevgi sadece ona verildi. Bazı şeylere şımarık yaklaşması ya da görmemesi çok normal." Dedim yaramı deşerek. Sertçe yutkunup, derin bir nefes aldım. Dediklerim kendimce haklı olsa da canımı deli gibi yakıyordu işte.
"15 yaşında. Sen bu yaşta her haltın farkındaydın." Dediğinde dudaklarımda alaylı bir tebessüm belirdi. "Ben 6 yaşımda çocukluğuma veda ettim Gökhan. Ata ile aramızdaki en büyük fark bu."
Bana derin bir hüzünle baktı.
"Sana acımadılar eyvallah. Ama kendine de acıman yok oğlum." Dedi sitemle. "Yüzüne vurma şunları." alayla suratına baktım. "Hadi benim için ağla." Dedim yanına otururken.
Bu kasvetli havayı dağıtmam gerekiyordu.
Koluma sertçe geçirdiğinde acı içinde güldüm. Şerefsizin eli ağırdı. "Valla elimin altında kalacaksın!" Dizlerine uzanıp, kahkaha attım. "Duygusalsın oğlum yalan mı?" Dediğimde bana tek kaşını kaldırarak baktı.
"Senin gibi duygusuz değilim en azından köpek." Dedi sigarasını yakıp, dudakları arasına alırken. O sıra telefonu çaldığında ekranda gördüğüm abisinin ismi ile ona baktım. Uzandığım yerden doğrulduğumda aramaya baktığını fark ettim.
"Açmayacak mısın?" dedim.
Sözde kasvetli havayı dağıtacaktım.
"5 yıldır neden yanına gelmediğimi sorgulayacak." dedi acıyla. Yüzünde okunan pişmanlıkla iç çektim. "Ona her şeyi anlatmalısın Gökhan." Dedim durgun bir sesle. Arama sonlanmıştı.
"Yapamam." Dedi kısık bir sesle. Kaşlarımı çatıp, elinden telefonu aldım. "O şerefsiz abine de ben sinirliyim. Bu kadar kör olamaz bir insan!" Tekrar çaldığında bana dolu gözlerle baktı. "Ya sen şuan tüm gerçekleri söylersin ya da ben."
Kaybedecek hiç bir şeyi yoktu ama bunu inatla görmüyordu.
Kafasını hayır anlamında salladığında işaret parmağımı üzerine salladım. "Sakın Gökhan." Dedim sertçe. Bana alayla baktı. "Ata'ya açıklayabilir misin her şeyi?" Dediğinde kalakalmıştım.
"Ata daha küçük." Diyebildim kısık bir sesle. "Gerçekleri öğrenirse o evde durmaz, kimsesiz kalır." Bunu bu yüzden yapamazdım. Bana üzgün gözlerle baktığında kafamı eğdim.
"Ona bakacak bir gücüm olsaydı düşünmeden her şeyi söyleyip, yanıma alırdım. Senin abinle bir hayat yaşama imkanın var. Abin çalışıyor, bok gibi de para alıyor ikinize bakabilir." Kafamı kaldırıp, telefonu eline verdim.
"Benim elim kolum bağlı ama senin değil." Dedim düz bir sesle.
"Oğuz yapma şunu..." Dedi pişmanlıktan kıvranırken. Ona dediği şey için kırgın değildim, sonuçta aynı acının kurbanıydık.
"Hadi." Dedim.
Elimden telefonu aldığında bana sıkıca sarılmıştı. Göz yaşlarının boynuma düştüğünü hissediyordum. Kollarımı ona sarıp, gülümsedim. "Hadi kardeşim." dedim yeniden. Benden ayrıldığında abisini aramıştı. Koltuğa oturduğunda dizinin titrediğini fark ettim.
"Şükür Gökhan!" Dedi sitemli ses. Alihan abinin sesini duymayalı uzun zaman oluyordu. "Kusura bakma, işim vardı." Diyebildi titreyen sesiyle. "Annem babam çıkmışken arayım dedim." Dedi sakin bir sesle. Anında yumşaması çok güzeldi.
"Yine gelmedin yanıma. Artık gerçekten bir sorun olduğunu düşünüyorum." Dediğinde sesi gerçekten üzgün çıkıyordu. Gökhan derin bir nefes aldığında sırtını sıvazladım. "Abi gelmek istedim..." Bu çocuğun aşırı duygusal olması garip geliyordu.
Benim duygularımı da kendine almış olabilir.
"Niye gelmedin o zaman?"
"Annemle babam izin vermedi. Yanına her gittiklerinde bende gelmek istedim." Dediğinde zorlandığını gördüm. Bu durumu açıklayamıyordu. Nasıl açıklardı ki insan ?
"Gökhan ne demek izin vermediler?" Dedi şaşkınca. "İzin vermediler...Gelmek istediğimi söylediğimde babam hırpaladı biraz." Bir süre telefondan ses gelmedi, Gökhan göz yaşlarını dökerken onu bu halde görmemeyi isterdim.
Bu konuda geçmeyen bir yaraya sahiptik. Buda bizi bazı zamanlar çok acımasız yaralıyordu, tıpkı şuan gibi.
"Yarın yanına geliyorum." Dedi sert sesiyle. "Bana ne döndüğünü anlatacaksın." Dediğinde gülümsedim. Alihan abinin koşulsuzca Gökhan'a inanması çok özeldi. Ne olursa olsun, Gökhan'a gelen zararda ortalığı ayağa kaldırırdı.
"Tamam." Dediğinde çalan kapının sesi duyulmuştu. "Kapatıyorum şimdi, ağlama sakın." dedi. Gökhan göz yaşlarını silip, gülümsedi. "Görüşürüz abi." Telefon kapandığında bana sıkıca sarılmıştı.
"Siktir, siktir, siktir..." Dedi heyecanlı sesiyle. Ağlarken nasıl heyecanlı oluyordu anlamıyordum.
"Ağlama sulu göz." Dedim alayla. Benden ayrıldığında bu haline güldüm. "Bana teşekkür için yemek hazırlarsan çok makbule geçer." Güldü.
"Dilediğin yemek olsun!" dedi aşırı bir mutlulukla. Ayağa kalktığında beraber mutfağa gittik. "Söyledim resmen..." Dedi inanmakta zorlanırken.
"Lan yarın abim gelecek..." Yüzünden düşmeyen tebessümle bende gülümsedim. "Sana dedim." dudaklarıma sigarayı yerleştirirken zehirli dumanı içime çektiğimde Gökhan'ın mutlu bir şekilde yemek hazırlayışını izledim.
Birimiz kurtulacaktı.
Bu kişinin Gökhan olduğunu hep biliyordum.
**
:')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hata
Teen FictionKaçırılan bebek serisi, erkek versiyon. Ailem Abilerim kurgusu. "Biliyordum. Acım, mutluluğum ve daha bir çok duygum kimsesizdi."