3

18.2K 1K 106
                                    

Keyifli okumalar, yorum yapmayı unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar, yorum yapmayı unutmayın.

***

Aldığım soluk ciğerlerime batıyordu sanki. 2 haftanın sonunda yeniden bu evin önünde olmak germişti. Gökhan eve bakarak iç çekti. "Seni burada bırakmak istemiyorum." Dedi isteksizce. "O şerefsize güvenmiyorum." diye ekledi.

"Bende." dedim kafamı çevirirken. "Ama son." İçimde bir şeyler paramparça olmuştu. Kırıklar bir yana dağılırken, kestiği yerler daha da can yakmıştı. "Sen eve git." Dedim kendime gelmeye çalışarak.

"Abinin gelmesine az kaldı zaten." Dediğimde derin bir nefes aldı. "Bir şey olduğunda ara." Kafamı sallayıp, arabadan indim. Gökhan göz hanemden uzaklaşınca ağır adımlarla demir kapıya ilerledim.

Kapıdaki adamlara öfkeli bir şekilde baktım. Onlar bile benden daha rahat giriyordu bu eve. Demir kapıyı açtıklarında arkama bakmadan gitmek istedim. Korkuyordum ama neyden korktuğumu da bilmiyordum.

Adımlarım kapının önünde durdu. Havada kalan elim yumruk olurken artık zile basmam gerektiğinin farkındaydım. Zile bastığımda çalan zil sanki benim sonumu belirleyen bir anonstu. Bedenim gerim, gerim gerilmişti.

Bu kadar gerilmem normal değildi.

Düşüncelerimi sonlandıran açılan kapı ile şaşkınca açan kişiye baktım. Kapıyı çalışanlardan birinin açmasını beklerken babam açmıştı. Yüzüne rahatsız edici bir tebessüm kondurduğunda geçmem için çekilmişti.

"Ata nerde?" Dedim soğuk bir sesle. Elini cebine atıp, duvara yaslandı. "Odasında ama geleceğin için pek mutlu değil." Ona bir tepki vermeyi bile gerek duymadım. Adımlarım merdivenlere yöneldiğinde hızlı bir şekilde çıktım.

Odasının önünde durduğumda derin bir nefesi içime çektim. Beni gördükten sonra vereceği tepkiden korkuyordum ama onu görmeden de gidemezdim. En azından kendi içimde bir veda olmalıydı.

Kapıyı çaldım, duyduğum gel sesi ile kapıyı açıp içeriye adımımı attım. Bakışları beni bulduğunda gözlerinde okuduğum şaşkınlık çok tatlı gelmişti. "Oğuz." Yatağından kalkıp, bana çatık kaşlarla baktı.

"Bu halin ne?" Yanıma yaklaştığında eli titrek bir şekilde yüzümdeki morarığı okşadı. "Eve böyle geleceğine hiç gelmeseydin!" Dedi sinirle. Gülümsedim, sinirli hali gözüme sadece tatlı geliyordu.

Eli bu sefer boynumdaki yaraya gittiğinde gözlerindeki endişeyi izledim.

"Kim yaptı bunu? Bu Bıçak izi mi!" Dedi korkuyla.

Baban yaptı.

"Boşver bunları." Dedim elini çekerken. Ona sarılmak için bir adım attığımda benden uzaklaşmıştı. Bu tavrına kırılsam da bir şey diyememiştim. Deme hakkım olmadığını çok bariz bana belirtmişti.

HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin