28

4.8K 441 175
                                    

*temsili Gökhan, Oğuz*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*temsili Gökhan, Oğuz*

Oğuz sönen ateşle hissettiği soğukluk titremesine neden olmuştu. Yerinden doğrulup, sönen ateşe baktı. Bıkkın bir nefes alıp, daha çok sindiği hırka ile gözleri Gökhan'ı aramıştı.

"Gökhan?"

Ses gelmeyince bu soğukta nereye gidebileceğini düşünmeye başlamıştı. Gözleri kapıya döndüğünde arabanın olmadığını fark etti. Sıkıntılı bir nefes alıp, eline telefonunu aldı. Gökhan'ın üzerine bastığında açmasını bekledi.

Uzun bir bekleyişin ardından kapatacağı sıra duyduğu sesle hızla kulağına götürmüştü.

"Gökhan ? Nerdesin oğlum, araba da yok?"

"Evdeyim..." Oğuz sesindeki tınıya anlam veremeyerek kaşlarını çatmıştı. "İyi misin sesin kötü geliyor? Eve neden gittin ki?"

Gökhan karşısında kendisine silah dayayan abisi ile akan yaşlarına yenisini eklemişti. Bunu arkadaşına nasıl yapacağını asla bilmiyordu. Abisine yalvaran gözlerle baktı. Alihan kendinden bile koruduğu kardeşine bugün için kör olmuştu.

"Oğuz...Abim yılan! Yılan Alih-"

Elinden çekilen telefonla yüzüne sert bir yumruk yemesi bir olmuştu. "Allah kahretmesin!" Kardeşinin yakalarından tuttuğu gibi duvara yaslamıştı. "Sen bunu söylediğinde ben o iti gebertmeyecek miyim Gökhan!"

Yakalarındaki elleri sertçe ittiğinde bu sefer dolu bir öfkeyle abisine baktı.

"Ne istiyorsan bana yap Alihan! Seni ifşa eden de terk eden de benim!"

Alihan hayal kırıklığı içinde baktı. İçinde büyüyen sevgi yanlış olsa da bunu anlamayacak kadar gözleri kör ve kulakları sağır olmuştu.

"Haklısın..."

Bir adım attığında elleri kardeşinin saçlarına gitmişti. Okşadığı saçlara özlemle baktı. "Arkamdan vuran hep sendin." Gökhan başına gelecek şeyi beklerken abisinin gözündeki kararmayı gördü. O an için son göz yaşı yanaklarından süzülüp, yere düşmüştü.

"Ben senin için uğraşırken sen onun için uğraştın."

Saplanan bıçağın acısı ile dizlerinin üzerine düzmüştü. "Ben seni severken sen o çocuğu sevdin Gökhan! Abin olduğum halde beni o kadar sevemedin hiç!" İkinci bıçakla acı içinde yüzü kasılmıştı. Abisine bakan gözleri kararmaya başladığında Alihan göz yaşları içinde biriktirdiği her şey için kardeşine o bıçağı saplamıştı.

"Onu seçtin! Ben senin için bunları yaparken onu seçtin! Tek ailemdin!"

Sapladığı otuzuncu bıçakla omzuna düşmüş kafa Alihan'ın omuzlarına büyük bir yük bırakmıştı. "Seni çok seviyorum abim...Yemin ederim çok seviyorum." Ağlayarak dedikleri ile sıkıca sarılmıştı.

3. Bıçağın etkisinden sonra abisinin omzuna kafasını koyup, 6. bıçakla ruhunu o omuzda teslim eden Gökhan sadece Oğuz'un bu cehennem çukurundan kurtulmasını diledi Allah'tan.

Oğuz polislerle geldiği eve korkarak ilerledi. Arkada kalıp, polislerin evin içine girişini izledi. Bir kaç dakikanın ardından polislerle çıkan Alihan'la hayatının en büyük tokadını yemiş gibi sarsılmıştı.

Adımları yüreğine batan korkuyla geriye sendelediğinde göz göze gelmişlerdi. Oğuz üzerindeki tişörtün beyaz olduğunu daha sonradan kavramıştı. Her yeri kan içinde kalan tişörtün beyazlık bir tarafı yoktu artık.

"Bitti Oğuz." Dudakları arasından çıkan iki kelime ile dolu gözleriyle koşarak eve girdi.

"Gökhan!"

Ses yoktu.

"Her yeri arayın!" Polis'in sert sesi ile tüm arama ekipleri bir yere girdiğinde Oğuz korkak adımlarla arkadaşının odasına ilerlemişti. Kapı kulpunu kavradığında kesik bir nefes alıp, aralamıştı kapıyı.

İçeriye adımını attığında burnuna dolan keskin kan kokusu ile gözünden bir yaş düşmüştü.

Kapıyı tamamen açtığında karşısında duran şeye baktı. Yüreğinin sıkıştığını hissediyordu. "Gökhan..." Adım atacak gücü kendinde bulamadı. Ağzından firar olan hıçkırık tüm yaşananların ağırlığı içindi.

"Kalk oğlum..." Kafasını göğsüne bastırıp, içli içli ağladı. Sayamadığı bıçak izleri bir şeyler için çok geç olduğunu söylüyordu. "Gökhan kalk, yalvarırım kalk." Hayatında olan tek insanı kaybettiğini biliyordu.

"Yapma, yaşatma bu acıyı bana." Okşadığı saçı öptü. Bir daha hiç göremiyecekmiş gibi sıkıca sarılmıştı. "Uyan...uyan amına koyayım! Hani gidecektik bu şehirden?"

Hayalleri,

Çocukluğu,

Ailesi ölmüştü.

"Affet beni." Dedi kısık bir sesle. "Affet beni Gökhan..."

***

Gökhan sen harcandın...

Niye öldürdüm bilmiyorum hiç haketmedi oysa. Gökhan her zaman iki derede kalan biriydi. Bu yüzden onu ayrı seviyordum.

Oğuz'un psikolojisine hazır mısınız ? Ben hiç değilim de :)

HataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin