23••• "Soğuk"

1K 41 12
                                    

Sömürülmüş kelimeler, hissedilen o kuru duygular. Avuçta olsa tutalamayacak kadar gevşek, ama bir o kadarda elden kaymayacak kadar sıkı duygular. Yapılacak şeyler varken hiçbir şeyin yapılamaması kadar acı veren duygular.

İnsanın korktuğunun başına gelmesi, onun bu duygulara yenik düştüğünün kanıtıdır. Kendimi öylesine kötü hissediyordum ki, başıma gelenlerin ya da geleceklerini bilincinde olmam, beni bu duyguların sarmalına itmişti. Korktuğum başıma gelmemişti aslında. Ama korktuğum bir şey vardı ve bu başıma gelecekti.

Hıçkırıklarım ne ara hiddetlenmişti bilmiyorum ama yaşadığım şu dakikalarda içime ferahlık katan sadece beni oturduğum yerden çekip ayağa kaldıran tanıdık, güçlü kollardı.

Uraz beni kendine bastırırken hala hıçkırıyordum. Bu zamana kadar gördüğüm hangi rüyanın etkisi bu denli uzun sürmüştü bilmiyorum ama içimden gelen derin bir hisle, bu kabusumun diğerlerine nazaran bende etki bırakacağının farkındaydım.

''Buradayım,'' derken sesi bana güç vermişti. O buradaydı. Bahçede, o ağacın gövdesinde yatmıyordu. Bana mutfakta, bıçağın sivri ucuna batırılmış bir not bırakmamıştı.

Hıçkırıklarım tamamen sönerken beni kendinden ayırmaya çalıştı ama beni bu halde görmesini istemediğim için ona direndim. Bu tepkim karşısında kolları beni daha sıkı sarmıştı.

Ciğerlerim, boş, kuru bir havayla dolmuşken güçsüz bir şekilde hırkasını kavradım. "Bu, ne zaman bitecek?''

Neyden bahsettiğimi anlamamıştı. ''Kabusların mı?''

Başımı iki yana salladım, ''Her şey.'' dedim, ''Abimle ilgili olan her şey, ne zaman bitecek?''

Derin bir nefes aldığını başımı yasladığım göğsünün hızlıca inip yukarı kalkmasından anladım. ''Bitecek, Maya.''

Her ne kadar ona sarılı kalmak istesemde gözyaşlarımın onun hırkasında bıraktığı izleri çoğaltmamak için yavaşca ondan ayrıldım. Yüzüme baktı ve yüzüme yapışan saçlarımı çekti.

''Bu yaşadıklarım bana çok ağır geliyor Uraz,'' aklıma kabusumun parçaları düştü, ''Belki her şeye katlanırım. Ama.. Ama bir şeye katlanamam.''

Ağzımdan dökülmüş kelimeler, fısıltının yorgunluğunu üflüyordu adeta. Güçsüzdüm. ''Size bir şey olmasına dayanamam. Suçluluk duygusuyla yaşayamam. Bu çok..''

''Böyle bir şey olmayacak, Maya. Bunu da nereden çıkardın?'' güçlü elleri kollarıma yerleşti. ''Dinle, her ne gördüysen unutuyorsun ve hatırlamamaya çalışıyorsun..'' birden duraksadı, ''Ya da sen ne diyordun? İkinci defa hafızanı kaybetmek. Evet, bunu yapıyorsun.''

Sustum. Benden ayrılırken gözleri ruhumu gezmek istiyormuş gibi kalbimin derinliklerinde iniyordu. ''İstiyorsan bugün gelme hastaneye.'' dedi düşunceli bir sesle.

Hastane mi? ''Ah,'' dedim bir an afallasamda dün geceyi anımsayarak, ''Elbette geleceğim.''

''O zaman kahvaltıyı beraber yapıyoruz?''

Az önce yaşadıklarımı benden koparmasını umut ederek yüzüme ufak bir tebessüm yerleştirmeye çalıştım, ''Geliyorum.''

Uraz'ın bakışlarında küçük bir yumuşama olurken, ''Bekliyorum,'' dedi ve ardından odadan çıktı.

Yaşadıklarımı unutmaya çalıştım. Korkumu bastırmaya ya da hafifletmeye çalıştım. Abim onlara bir şey yapmazdı.

''Öfkeden ne yapacağımı bilemez bir kişiliğim. Her an her şeyi yapabilirim. Ellerimde kanın kokusu var.''

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin