18••• "Cinayet"

899 64 7
                                    

**Bölüm güncellenme aşamasında**

-------


Kefen giymiş kelimeler gibi satırlara hükmedildi cümleler

Kimsesiz bir beden gibi, çaresiz kaldı bütün evler
Tüm sesleri söndürün, tüm ışıkları yakın
Cinayetin mührü ne zaman basılacak olursa,
O zaman silinecek tüm seçenekler
Gökdelenden fırlamış bir kız çocuğu büyüyecek,
İşte tam da o anda
Toprağın soğuk tadını tek bir vücut hissedecek

Nefes nefeseyim. Göğsüm hızla kalkıp inerken nefeslerimin eşliğinde zar zor çıkan sesimi duyuramıyorum, ''Abi..!''

Abim beni duymadan ilerlemeye devam ediyor. Yanında iki kişi daha var. Bacaklarıma daha fazla yüklenerek koşmaya devam ediyorum. Olduğumuz sokağı dönüyorum fakat onlar hala çok uzaktalar.

Abim siyaha bürünmüş bir vaziyette, belli olmamak için kapşonunu kapıyor. Elindeki metalin parlaması karanlık yerde gözlerimi alıyor ve birden duruyorum. Bir bıçak.

Bıçaktan kırmızı bir sıvı yere damlıyor ve işte o an korkuyorum. Gerçeklerden korkuyorum. Geçmişimden tiksiniyorum.

Uyandığımda nefes nefeseydim. Sanki gerçekten koşmuşum gibi terlemiştim. Titreyen ve buz tutmuş ellerimle yüzümü kapattım ve kendimi sakinleştirmeye çalışarak mırıldandım, ''Kabustu, kabustu..''

Titreyen ellerimi yavaşca yüzümden çektim ve camdan dışarıya baktım. Hava kararmıştı. Havada ki ürkütücü karanlık yoğunlaşarak içime enjekte ediliyor gibiydi. Hala rüyanın etkisinde olmalıydım.

Doğrularak kabusumun etkisinden çıkmak için kendime biraz süre tanıdım. Aynada ki yansımam oldukça kötü görünüyordu. Aynadan kendime bakarken fısıldadım, ''Güçlü olmalısın Maya, hatırlamalısın.''

Gözbebeklerim aynadan birbirine kenetlenmişken derin duygularıma yer verdim. İşte o sırada beklemediğim bir anda, görüntüler hafızamda yer bulmaya başlamıştı.

Abimin gözlerine bakıyorum. Ondan bir cevap bekler gibi bakıyorum. Yalvarırcasına bakıyorum. Ama o, sessiz kalmakla yetiniyor.

''Konuşmalarınızı duydum. Onur bir cinayetten bahsediyordu. Lütfen bana cevap ver abi. Söyledikleri doğru muydu?''

Boş boş bana bakıyor. Kalbim teklerken ona bir kez daha yalvarırcasına bakıyorum. Yanıma yaklaşıyor ve beni kendine çekip alnımdan öpüyor, ''Yaşattıklarım için üzgünüm kardeşim. Ama bana ne zaman inanırsan ben o zaman hayata tutunurum. Çünkü ben bu hayatta sadece senin için yaşıyorum.''

Onu yavaşca itiyorum, ''Bu ne demek abi?''

Acıyla gülümsüyor, ''Üzgünüm Maya, inan bana çok üzgünüm.''

Bu sefer sert bir şekilde itiyorum onu ve acı içinde bağırıyorum, ''Bana cevap ver abi! Doğru muydu yoksa? Duyduklarım doğru muydu?''

Olduğu yerde kalıyor ve sadece dudaklarını oynatıyor, ''Bir süre uzak kalabiliriz. Ama sana söz veriyorum görüşeceğiz. Ben o lanet parmaklıkların ardına girmeyeceğim ve görüşeceğiz kardeşim.''

Kenara koyduğu bordo rengindeki bavulunu alıyor ve kapıya ilerliyor. İçimden vücuduma kadar tırmanan tonlarca söz, ağzımdan çıkma cesaretini bulamıyor. Ne diyeceğimi bilemeden öylece ona bakıyorum. Fakat o, arkasına bile bakmadan kapıdan çıkıyor ve işte o an, bir hıçkırık eşliğinde sadece üç kelime dökülüyor ağzımdan; ''Senden nefret ediyorum.''

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin