2••• ''Kararsızlık''

1.3K 91 2
                                    

İki şehir arasında güçlü bir pranga
Nasıl olur da bu kadar yakın tutar onları?
Bir şehrin karanlığına diğeri bile ulaşamazken
Tesadüf mü belirler tüm olayları?

Yaşanılan her şey bittiğinde
Sadece iki şey aydınlığa kavuşacak
Ve geçmişle gelecek o iki şehir kadar yakın değilken
Artık tesadüf onlara da vuracak

Karşımda duran iki katlı eve baktım. İzmir'in merkezine çok yakın olmadığı villa tip sitelerden biriydi. Etrafı oldukça sakin görünüyordu, sanki birkaç kilometre sonrasında kalabalık ve ışıltılı bir caddeye kucak açmıyor gibiydi.

Bahçesi çok büyük olmamasına rağmen oldukça şirin duruyordu. Kendi hayatımda bu kadar güzel bir yerde yaşayıp yaşamadığımı merak ettim. Ve sadece üniversite öğrencisi olan bu iki yabancının nasıl böyle bir yerde kaldığını da merak ettim. Ama ne de olsa bu ev benim değildi ve burayı benimseyecek kadar uzun kalıp kalmayacağım tartışılırdı.

Tereddütle arabadan indim. Doruk benden önce davranmış, kapımı açmıştı ve iner inmez koluma girdi. Gözlemlerime göre Doruk, Uraz'a göre çok daha yardımseverdi. Nasıl anlaşabiliyorlardı bilmiyorum ama Uraz gibi hiçbir şeyi anlamayan, düşüncesiz biriyle yaşamak zor olmalıydı.

Buraya gelmem konusunda Uraz'ın bu fikre asla sıcak bakmamasına rağmen Doruk insafsız davranmamıştı. Ve hastane işlemlerini halledene kadar geçen süreç içerisinde Uraz'ı ikna etmeyi başarmıştı. Yinede oldukça rahatsızdım çünkü daha evin kapısındayken bile Uraz'ın memnuniyetsiz bakışlarını üzerimde hissediyordum.

Eve doğru yürümeye başlamışken Uraz ikimizinde önüne geçti. Umursamaz bir tavırla eve yürüyordu ve bize olan tek yardımı, kapıları açmak oluyordu.

Kazada ayak bileğim biraz incinmişti. Fakat onun dışında, ve tabii ki müthiş hafızamı yitirmem dışında pekte bir şeyim yoktu.

Kapının önüne geldiğimizde tek kolumu destek almak için boynundan doladığım Doruk'a baktım. Bir kolunu belime sarmış beni sıkıca tutarak destek veriyordu. Kapının önünde elini belimden yavaşca çekerek ayakkabılarımı çıkarmak için uzanmıştı ki Uraz'ın kaşlarını çatarak ona baktığını gördüm. Hemen ardından ayağımı yavaşca çekip, ''Ben hallederim.'' dedim.

Doruk ses çıkarmayıp içeri girdiğinde ayakkabılarımı hızlıca çıkardım. Etrafa dikkatlice bakarken olduğum durumu idrak etmeye calışıyordum. İki tane yabancının evinde tek başıma kalacaktım. Tek başıma. Tek kız olarak.

Doktorlar babamın yurt dışında olduğunu ve abimin kaçak olarak yaşadığını söylemişlerdi. Hafızamı yitirmeden önce bunlardan haberim var mıydı acaba? Babamın niçin yurt dışına gittiğini abimin ise neden polisten kaçtığını biliyor muydum? Peki ya annemin nerede olduğunu?

Bir an önce bana numarasını veren doktorumu aramam şarttı. Ben bu evde ne kadar kalabilirdim, bilmiyordum.

İçimde yapamayacağımı söyleyen sesler vardı. Ve buraya gelmekle hata ettiğimi söyleyen seslerde.. Keşke hiç burada kalacağım konusunu açmasaydım. Ne olur aileme ulaşabilsinler, ne olur buradan bir an önce gidebilmek için hafızamdaki bilgiler yeterli olsun ve artık kendi hayatıma dönebileyim. Ya da dağılmış olan kendi hayatıma?

''Niye kapıda bekliyorsun?''

Karşımda duran ve bana garip garip bakan Uraz'a yönelttim bakışlarımı. Sonra birden kapının önünde saçma sapan bir şekilde beklediğimi fark edip içeri geçtim.

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin