26••• "Merak"

475 34 10
                                    

Uykuya tamamen kilitlenmiş, ağırlaşmış gözlerim beklediğim kapı sesiyle hızla aralandı. Ağrıyan göz kapaklarım buna isyan edercesine çökmeye devam etse de oturduğum sandalyeden kalkabilmiştim. Camın önünde oturduğumu idrak ettiğimde kendimi, kocasının yolunu gözleyen emekli kadınlar gibi hissettim.

Sersemleyerek açılan kapının dış kapı olduğunu anlamak için odamdan çıktım. Tahminim gibi Uraz kapıyı kilitliyordu. Gelmişti.

Kapımda öylece durup ona bakarken beni hala fark etmemişti. Üstündeki ceketi portmantoya koyarken ayakkabılarını çıkarma zahmetine girmişti. Kumral saçları bir o yana bir bu yana yatmıştı, oldukça dağınıklardı. Ben hala onu seyrederken o hiçbir şeyden habersiz ilerledi. Beni fark ettiğinde bir kaç saniye duraksadı. Sonra salona gitmek için hareketlenmişti ki usulca fısıldadım, ''Orada Doruk uyuyor.''

Karanlık salona göz gezdirdi. Sonra bana baktı, baktı. Ardından, ''Niye yatmadın sen?'' dedi tersler gibi.

''Seni bekledim,'' dedim.

''Gözlerine yazık etme bence,'' dedi. ''Kıpkırmızı olmuşlar.''

Bunu hissetmiştim, umursamadım. ''Seni çok merak ettim Uraz, neredeydin?''

Derin bir nefes aldı. Onun da gözleri yorgun bakıyordu. ''Biraz hava aldım,'' dediğinde saate bakma gereği duydum. Koridordaki elektronik saate gözüm iliştiğinde acıyan gözlerim faltaşı gibi açılmıştı, ''Biraz mı?'' dedim aynı zamanda. ''Uraz saat dört.''

Umursamadığı belliydi. Sıkıntıyla iç geçirdi, ''Ben nerede yatacağım?''

Kapının önünden hafifçe çekilirken, ''Geç,'' dedim. Önce bekledi, sanki mantıklı başka bir yol bulmaya çalışıyordu. Ama evde başka oda yoktu. Diğer odada da Hale yatıyordu. Ağır adımlarla yanımdan geçip odama girerken kokusu burnuma doldu. Gözlerimi bir kaç saniyeliğine kapatıp derin bir nefes aldım. Onun kokusu bana iyi gelen tek şeydi. Daha doğrusu o, bana iyi gelen tek şeydi.

Gözlerimi açıp kendime geldiğimde kapıda saf saf durmayı kesip odama girdim. Kapıyı kapatırken, ''Yerde ben yatarım,'' diye mırıldandım. Uraz arkasını dönüp bana kısa bir bakış attı, ''Neden?''

Çünkü seni düşünüyorum gerizekalı. ''Canım istiyor.''

Dolaptaki yorganı yere sererken Uraz'ın sesini duydum, ''Gerek yok.''

Yatağımın ucundaki iki yastıktan birini alırken tek kişilik yatakta iki yastığın olduğunu yeni fark etmiştim. Uraz elimdeki yastığı aldı ve yere serdiğim yorganın üstüne attı. Daha sonra üstündeki tişörtünü çıkardı. Altında hala pantalon vardı. Ben onu izlerken çoktan yerdeki yatağa yatmıştı bile. Üstümde hala siyah elbisenin olduğunun farkına vararak yatağımdaki pijamalara çaresizce baktım. Ardından, bana sırtını dönmüş, bir elini yastığın altına koyarak yatmış olan Uraz'a baktım.

Benim sessizliğimi merak etmiş olmalı ki bir süre sonra vücudunu çevirmeden o da bana baktı. Beni süzdükten sonra, ''Öyle mi yatacaksın?'' diye sordu.

Başımı iki yana sallarken, ''Hayatta rahat edemem.'' dedim.

''O zaman?'' diye sordu anlamsızca. İç geçirdim, ''O zaman arkanı dön.''

Tereddüt etmeden dediğimi yaptı. Odada ki ışığıda kapatma fikrini düşünerek kapının yanındaki ışığın düğmesine bastım. O sırada gözucumla Uraz'ı kontrol ettim. Gözlerini kapatmış, aynı pozisyonda yatıyordu.

Tekrardan arkasına geçerek üstümdekileri çıkardım ve pijama takımımı giydim. Ardından fönlü saçlarımı topladım ve yatağa yattım. ''Allah rahatlık versin,'' diye mırıldanırken ona sırtımı dönmüştüm.

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin