Söndürün yağmurları, dağılsın bulutlar
Ne yer inlesin, ne gök
İki çağ arasında
Sadece gerçekliğin şimşeği çaksınBir belirsizlik, bir şüphe,
Katili olsun gerçeklerin
Zamanın tüm örgüsüne rağmen,
Sadece aşk kalsın iki yabancı arasında
Ve tüm planlar alt üst olurken
Gerçekliğin soy adı olsun fırtınaHatırlamak.. Çok farklıydı. Hafızasını yitirmiş bir kız için kendisine veya önceki hayatına dair en ufak bir şeyi hatırlamak bile mucizeydi.
Bazen bir mucize hiç ummadığımız bir kapı aralayabilirdi. Bir nehirin akıntısı gibiydi benim yaşantım. Çoğu zaman sürükleyici ama bazen durgun.
Kazadan bu yana bana tecrübe olarak dönen bazı şeyler olmuştu. En büyük tecrübem bana bu yolda tek başıma daha güçlü olduğumu anlatan bir masal gibiydi.
Dün gece hiç uyumamıştım. Gözlerim telefon ekranına bakmaktan kan çanağına dönmüş olsa da araştırma yapmayı bırakmadım. 14 Eylül tarihi yakınlarındaki Manisa Gördes vakalarına baktım. Fakat elimde dedektifin söylediğine benzer bir cinayet bulamamam, bu işin haberlere yansımadığını düşündürtmüştü.
Gecenin bir vakti de olsa dedektifi aramaktan çekinmedim, ne de olsa benim aramamı o da bekliyordu fakat herhangi bir şeyi hatırladığım için değil ipucu almak için onu aramıştım.
Ama ondan, öldürülen kadının ismini öğrenmek dışında hiçbir bilgi alamamıştım. Bana o ismi söylediğinde tüm hafızamı zorlasamda bu ismin bana hiçbir çağrışım yapmamasına şaşırmamıştım. Oya.
Değil bir ismi, tanıdığım bir yüzü gördüğümde bile bana hiçbir şeyi hatırlamama ihtimalimin olduğunu doktorum bana söylemişti.
Daha fazla bilgi için en yakın zamanda yüz yüze görüşme konusunda anlaşmıştık. Zaten bu olağan bir şeydi. En son ki peşime adam takma mevzusundan dolayı her ne kadar huzursuz olsam da onun da görevini yaptığını biliyordum.
Oya.
Abimle ne bağlantısı vardı? Belki eski bir arkadaşıydı belki arkadaşının arkadaşıydı belki de kız arkadaşıydı.
Zihnimin masaya yatırdığı bu fikri hemen dağıttım. Bu olayın bir kadın cinayeti olması belki de en son isteyeceğim şey bile değildi.
Sabah 2 saatlik uykumla yatağımda doğrulup bunları düşünürken kapının çalma sesiyle irkildim. Yatağımdan kalkıp kapıyı açtım.
''Günaydın Maya," dedi Doruk her zamanki sesiyle.
Her zamanki sesi... Çünkü dün gece değişen hiçbir şey olmamıştı. Gün içinde fazla endişeye kapılmıştım. Neyin endişesine bile kapıldığımı bilmezken onun bana vereceği her haklı tepkinin sonucunu bu evden gitmek olarak algılayacak gibiydim. Ama dün akşam ne o sıradışı bir tepki vermişti ne de ben evden gitmiştim.
Gülümsemeye çalıştım, ''Günaydın.''
Gözlerime dikkatlice bakarken gözlerini kıstı, ''Gece pek uyuyamamışız anlaşılan.''
Ona dün geceki geçmişimi araştırmaya eğilimimden bahsetmeye pek niyetli değildim, ''Evet, arada böyle uykusuzluk tutuyor beni.''
Anlayışlı bir şekilde kafa salladı, ardından, ''Haydi, kahvaltıya gel. Hem akşam için bir şeyler konuşacağım."
Akşam için? Dün akşam mı, gelecek akşam mı?
![](https://img.wattpad.com/cover/26562015-288-k278206.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAFIZA
Ficción GeneralGeçmişin karanlığını simsiyah bir örtü ile kapatan bir kaza. Her şeyini kaybetmiş bir kişi kadar aciz, zihnindeki boşluğu kendi yalnızlığına hapsedecek kadar çaresiz bir genç kız. Evinde kalacağı iki adamın kendi hayatıyla bağlantısı bir ağ gibi örü...