27.BÖLÜM: Beni seven birileri var.

25 6 3
                                    

Masum bir şekilde Atlas ile akşam yemeğini hazırlıyorduk. Ben buzdolabından çıkardığım yemekleri ısıtırken, Atlas ise ağlayarak salatanın soğanını doğruyordu. "Betül, salata bitti. Var mı yapıcak başka birşey?" Elimdeki tahta kaşığı lavaboya fırlatarak Atlas'a baktım. "Yağ, tuz kattın mı?" Burnunu çekti. "Evet, ek olarak gözyaşı da koydum." Elimi kuruladım ve Atlas'a sarıldım. O da bana sarıldı. "Sen geç içeri, ben çağırırım seni." Atlas saçlarıma bir öpücük kondurdu ve içeri geçti. İşlerim bitti ve tabakları hazırlamaya başladım. "Atlas, hadi ge-" kapı zili çaldı. "Atlas, kapıya bak, öyle gel." İçerden adım sesleri geliyordu. Atlas kapıya bir çocuk gibi koşarak gidiyordu anlaşılan. Biraz dalga geçeyim dedim. "Kim o, demeden açma tamam mı annecim?" Atlas küçük bir kahkaha attı. "Bana ne, ben kim o demeden açacağım anne!" Kapıyı açtığı gibi gülmesi kesildi. Kapıyı açmıştı ama konuşmuyordu. "Atlas?" ses gelmedi. "Ne oluyor ya?" hızlı adımlarla kapıya doğru ilerledim. Mutfaktan çıkarken kapıdaki sülietle tıkandım. Tam anlamıyla tıkandım. Abim gelmişti. Buradaydı. Ağzından hızlıca nefes alıp veriyordu. Gözleri kızarmıştı ve şişmişti. Atlas ağzı beş karış açmış, şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Ben abime, abimse bir Atlas'a bir bana bakıyordu. Bebek adımlarıyla kapıya ilerledim. Abim beni kendine çekti ve sarıldı. Bense ne yaşadığımı idrak etmeye çalışıyordum. "Nerdesin sen?" Abimin sesi çok üzgün çıkıyordu ama garip bir üzgünlük. Sanki stres+yorgunluk+ne yapacağını bilememe+çaresizlik+olanları kabullenememe=ÜZÜNTÜ'yü oluşturmuştu. Mahcubiyetle sesim zar zor çıktı. "Abi, ben ne yapmam gerektiğini bilemedim. Beni bir daha görmek istemezsin sandım, olanların tek suçlusu benim." Abim benden ayrılıp bana baktı. "Birincisi olanların hiç biri senin yüzünden değil. İkincisi seni yanımda daha çok istedim." Atlas araya girdi. "İçeri gelsene Kubilay abi."

İçeri geçtik Abim beni kolunun altına almış sarılıyordu. Atlas ise sessiz sedasız bizi izliyordu. "Sabah eve geldim ve sen yoktun. Seni aradım ama numarayı kabul etmedi. O kadar korktum ki, babamın veya Ala'nın sana birşey yapmış olma düşüncesi bir türlü beynimden gitmedi. Kendine zarar vermiş olma düşüncesi, kaçmış olma düşüncesi, o saçma sapan yere geri gittiğin düşüncesi... Beni geceleri bir türlü rahat bırakmadı!"

Bir süre konuştuk. Ve abime bir şey sormak istedim. "Abi?" bana döndü. "Beni seviyor musun?" Bana sarıldı. "Çok." Tek hece, üç harf. Asla "Çok fazla, Dünyalar kadar, seni asla bırakmayacak kadar" falan demedi. Üç harfcik. Ama benim için çok önemli. Atlas beni seviyordu, üvey abim beni seviyordu. Hem de Atlas beni lahmacun kadar, abim de çok seviyordu. Daha ne isteyebilirim ki?

RESSAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin