Bu bölümde Ayça Özefe ve Emre Karaduman'ın 'Sen De Yalnız Kal' şarkısına göre bişeyler yaptım. İyi dinlemeler ve iyi okumalar.
Kamyonetle giderken bir süre konuşmadım. Ama sonra abimle muhabbete başladık. Daha doğrusu abim bana "o Atlas gibi şey bu adam mıydı? Bende tipi bir şeye benziyordur diye düşünüyordum. Takmış kulağına küpeyi..." Atlas hakkında saydı da saydı. Ben de dediklerine güle güle bir hal olmuştum. Sonunda abim bana Atlas'ın verdiği hediyeyi hatırlattı. Hediye özenle paketlenmişti. Ana küçük bir şeydi. Kolye falandır diye düşündüm. İçinden önce bir kağıt parçası çıktı. -Kağıt parçası dediğim de yüze katlanmış- Ne yazıyor diye okumaya başladım ve... Atlas'ı aslında hiç tanıyamadığımı fark ettim.
Sevgili Beto başkan;
Öncelikle bu saçma sapan şeyi okuduğna göre bir yere çekip gitmeye karar vermişsin demektir. Çünkü sana vermişim. Seninle tanıştığım gün, benim için en gereksiz gündü. Çünkü senden bir cacık olmaz diye düşündüm. Ama seni tanıdığım gün (tanıştığım değil bak, tanıdım gün) senden cacık olmaz, daha fazlası olur diye düşündüm. Bana çok şey kattın. Umarım ben de aynı şekilde sana bir şeyler katabilmişimdir. Neler kattığın da bende kalsın. Ben senin için hala sert, acımasız, cani biri olarak kalayım. Çünkü... Sen beni bırakıp gittin Betül! Sen de yalnız kal Betül. Sen de yalnız kal.'Sen de yalnız kal Betül' ne demekti bu? Atlas... ne demek istemişti? Kalbimin acısı artmıştı. "Betül ne oldu?" abimin sesi ile irkildim. "Hiç, hiç birşey." elim hediye paketinin içine uzandı. İçinden bir taş çıktı. Boyanmış bir taş. Taşın üzerinde ise kırık bir kalp vardı.
(Birkaç ay önce)
"Herkese merhaba arkadaşlar. Yeni bir video ile sizlerleyim. Bu gün bir arkadaşımla çakıl taşı boyayacağız.
...Evet videomuzun sonuna yaklaştık. Artık çakıl taşlarımızı gösterelim.
...Atlas sen ne yaptın?
– Ben kırık bir kalp yaptım. Bu kavuşamayanların kalbi. Aslında kavuşuklar da, ayrılırlarsa eğer bir gün...
"Kim bu kavuşamayanlar?"
– O da bende kalsın. Zaten şuan benimle belki bir gün benden ayrılırsa ona vereceğim.
"Kim?"
– kimi karıştırma şimdi. Sevdiğim biri bir gün benden ayrılırsa ona vereceğim.
..."Ne?" çok kötü hissediyordum. Size birşey söyleyeyim mi? Bu taşın maddi olarak hiçbir değeri yok. Hep beraber Sınır'ın yakınlarındaki bir göletin kenarında piknik yaparken video için Sıla'ya buldurtmuştum. Sonra ise Atlas'la video çekmiştik... Ama manevi olarak o kadar değerli ki... Size anlatamam. Biliyor musunuz? Kendi taşımı boyadıktan sonra çamdan bir yere fırlatmıştım. Keşke kendimi fırlatsaydım ordan! Yol boyunca taşı elimde tuttum. Hiç bırakmak istemiyordum. Zaten hiç bırakmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RESSAM
Pertualangan"Anne, lütfen kalk." Annemin cansız bedenini daha dört yaşımdayken görmüştüm. Çocuk aklı ile kanı meyve suyuna benzetmiştim. Ama artık maalesef ki kanın ne oşduğunh biliyordum. Hayatın, hayatımın acısını yine hayattan çıkartmak istiyordum. Ama işin...