Kütüphanede saklan

677 78 17
                                    

"Kendinize saklanacak daha güvenli yerler seçmelisiniz."

Gülfem gördüğü ilk aralık kapıdan içeri girdiğinde kendini büyük bir kütüphanede bulmuştu. Salondan kaçmasının sebebi Leydi Cornelia'nın sormak için atıldığı sualden ziyade Lizzie'nin üzerindeki dikkatin dağılmasıydı. Kitaplıkların arasında yürürken Dük'ün tıpkı tanıştıkları ilk gece ağaçların arasında yaptığı gibi kitaplıkların diğer ucunda onunla birlikte yürüdüğünü gördü. Dudaklarında küçük bir gülümseme kıpırdandı. Neden peşinden gelmişti?

"Siz gelmeden önce burası da oldukça güvenliydi, Ekselansları."

Pembroke Kontu'nun kütüphanesi Gülfem'in şimdiye kadar bir malikanenin içinde gördüğü en büyük, en gösterişli kütüphane olabilirdi. İlgiyle ilerlemeye devam etti. Dük de onun hizasında ilerliyor, o durduğunda duruyordu. Gülümsedi. Acaba Dük, onun kendini bir aslan tarafından köşeye sıkıştırılmış yavru bir ceylan gibi hissedeceğini mi sanıyordu? Gözüne takılan bir kitap için durup parmaklarını ilgiyle kitabın yaldızlı, zengin kapağına sürttü. Bu sırada kitaplığın diğer ucundan St. Clairs'in "O gece söylediklerimde ciddi değildim," dediğini duymuştu. Başını geriye eğip onunla göz göze geldi. Hangi söylediklerinde ciddi değildi? Balkonda söylediklerinde mi? Hafızasını zorladı ama onun neyi kastettiğini anlayamadı. Merakına yenilerek "Söyledikleriniz?" diye sordu. "Ne söylemiştiniz tam olarak Ekselansları?"

St. Clairs hafifçe eğilmiş diğer uçtaki kadına ilgiyle bakmıştı. Gülfem'in gerçek bir merakla onun cevap vermesini beklediğinde kaşları hayretle havalanmıştı. Sahiden de duymamış mıydı? Eğer ne söylediğini duymadıysa o gece neden Lort Briston'la dans etmişti? Neden herkesi büyülemiş, herkese isterse ne kadar göz alıcı biri olabileceğini göstermişti? Onun, ağzından laf almak için oyun oynayıp oynamadığını değerlendirdi kısa bir an. Kitabı çekip birkaç sayfasını karıştırırken "Hala yanıtınızı bekliyorum, Ekselansları," dedi Gülfem. Saçları yüzüne dökülmüştü. Onun, bütün ilgisini kitaba vermesinden içten içe nefret ettiğini fark etti. Kadınlar onu severdi. Gözüne girmek için, onunla bir kelime konuşmak için her şeyi yaparlardı. Tanıştıkları ilk günden beridir Gülfem'in tanıdığı hiçbir kadına benzemediğini tekrar tekrar fark etmesine rağmen hırsına yenik düşüp boğazını temizledi. Genç kadın ilgiyle ona dönünce çapkın bir şekilde gülümseyerek "Weston Dükü'ne daha genç, asil, eğlenceli ve," dedi gizemli bir sesle.

"Ve?"

"İngiliz birini tercih etmesini söylemiştim." Gülfem tatlı bir kahkahayla yanıt verdiğinde dudaklarındaki gülümseme küçüldü. Kahkahasının tatlı, kulağa hoş gelen bir çınlaması vardı. Buradan Weston Dükü'nün ona ilgisi olduğunu mu anlamalıydı? Gülfem'in sorusuyla kaşlarını çattı. Belki de bir kadın için fazla cesur, fazla zekiydi. "Söylediklerimin sizi incittiğini düşünmüştüm?" Gülfem elindeki kitabı rafa bırakıp ağır ağır ilerlemeye başladı yeniden. "O gece beni duyduğunuzu sanmıştım, Prenses. Görüyorum ki yanılmışım."

Gülfem bir sonraki rafın yanında durdu. Aradığı harfi hala bulamamıştı. Bu kütüphane ne kadar büyüktü tam olarak? Ondan fazla kitaplık geçtiğine yemin edebilirdi. Omzu üzerinden gerisine doğru bir bakış attı. Kütüphanenin karışık düzeninden hoşlanmamıştı. Kim ilgileniyordu burasıyla? Neden böyle bir düzen seçmişti ki! Hayatı kendine ve efendilerine zorlaştırmaktan keyif mi alıyordu? Harden Dükü'nün dikkatini çekmek için hafifçe öksürmesiyle bakışları koridorun diğer ucundaki adama kaydı. Saçlarından bir tutam sıyrılıp alnına dökülmüş, bu ona tehlikeli bir hava katmıştı. Onun neden bahsettiğini hatırlayarak sevimli bir şekilde omuz silkerek karşılık verdi. O gece söylediklerini duymamıştı ama duysa da umursamazdı. Kalbi kolay kırılan, zarif bir canlı değildi ki Gülfem! Üstelik hiç kimseye yanıldığını ispat etmek için istemediği bir şey yapmazdı. O gece Lort Briston'la dans etmeyi de, sohbet etmeyi de kendisi seçmişti. Nazikçe başını omzuna doğru yatırıp alaycı bir şekilde "İçerideki benden daha genç, asil ve eğlenceli İngiliz hanımefendilerle vakit geçirmek istemez misiniz?" diye seslendi. "Sıkılıyor olmalısınız!"

Bir Dükü Kendine Aşık Etmenin Üç Başarısız YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin