9

12.9K 1.1K 866
                                    

"siktir jungkook!" diye inledi altımdaki beden. içinde hızla hareket ederken bedeni dokunuşlarım altında titriyordu. terden parlayan göğsüne ufak ufak öpücüklerimi bırakırken hızını arttırmış, zevk noktasına vurarak geceye en büyük inlemesini bırakmasını sağlamıştım.

tek bacağını belime sarıp sırtıma yerleştirerek bana daha rahat bir açı sağladı. kalçaları sert vuruşlarım yüzünden kızarmıştı ve kasıklarım ağrımaya başlamıştı, ancak taehyung'un altımda titrediğini görmek için kesinlikle değerdi.

akşam üstü taehyung'un bana seslenmesiyle kamptan geldiğimizden beri devam eden uykumdan uyanmıştım. en son ne zaman bu kadar deliksiz uyuduğumu hatırlamıyordum bile ve taehyung'un uyandırması başta biraz sinir etse de benim için yemek hazırladığını görmek anında yumuşatmıştı.

daha doğrusu hazırlamaya çalıştığını.

çok başarılı bir yemek olmamıştı, birkaç ısırık almak bile fazla gelmişti ve bu yüzden dışardan söyleyip hafif bir şeyler atıştırmıştık.

sonra da yatak odama gelmiştik.

bugün sebebini bilmesem de oldukça hassastı. her öpüşümde titreyerek karşılık veriyor, kendimi her itişimde deli gibi inliyordu. eh, bu durumdan elbette şikayetçi değildim.

tekrar eğilip dudaklarına kapandığımda boğazından bir inleme kaçmıştı. titrediği için öpüşüme karşılık veremiyor, dudaklarını istediğim gibi sömürmeme izin veriyordu.

öpücüklerimi dudaklarından çekip boynuna taşıdığımda "jungkook." diyebilmişti zar zor "iz bırakma."

bugün bana bunu üçüncü söyleyişiydi.

"neden?" diye sordum içindeki hareketimi keserken. durmamla sızlanmış ve devam etmem için beni kendine çekmişti.

"sonra anlatırım lütfen devam et."

"hayır." diyerek beklemeye devam ettim. geçen seferki sevişmemizde de aynı şeyi istemişti benden. nedenini bilmem gerekiyordu.

sızlanarak bedenini altımda kıvırmaya başladığında ellerimi beline sardım ve kalçasını yatağa sabitledim.

"anlat." dedim yüzüne eğilirken. iki bileğini elimle tutup başının üstğnde sabitlemiştim. aramızda milimler vardı ve dudağını ısırarak bana bakıyordu.

"haechan." dedi yutkunarak "şüphelenmeye başladı."

gülerek başımı taehyung'un boynuna gömdüm ve ellerini serbest bıraktım. ben kahkaha atmaya devam ederken o üstünden kalkmam için omzuma vuruyordu.

"çok mu komik?"

"eh yani biraz."

"yakalanmam hoşuna gider değil mi seni şerefsiz?"

"yani bira- tamam gitmezdi üzgünüm." koluma sertçe vurduğunda ona istediği cevabı vermiştim. ayrılmaları umrumda olmazdı, işime gelirdi hatta.

"aptalsın." dedikten sonra bacaklarını belime sarıp dudaklarıma kapandı. beni hırsla öperken hareketlerime devam etmem için mesajlar veriyordu. normalde beni bu halde bırakıp cezalandırdı ama bugün dediğim gibi fazla hassastı.

ağzını hafifçe araladığında dilimi içine gönderdim. ağzında dokunmadığım nokta kalmayana kadar dilimi döndürmeye devam ediyordum ki inleyerek kalçasını hareket ettirdiğini hissettim.

yavaşça içinden çıktığımda hissettiği boşluk hissiyle mızmızlanmaya başladı. ancak zaman kaybetmeden sertçe içine çarpmamla yüksek sesle inlemitşi- hayır çığlık atmıştı.

irreplaceable | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin